ABD yeni dünya düzeninde etkin bir güç ile yol almak ve 20. Yüzyılda elde ettiği güç, finans, enerji, ihracat ile sömürü dengesini 21. Yüzyılda da sahip olmak istiyor.
Yeni dünya düzeninde bu konuda en açık rakibi Rusya’dır. Rusya ile işbirliği içinde olan ve bölgesel coğrafi konumu gereği aynı stratejide seyir alan Çin’de ABD’in rakibi konumundadır.
Çin’in Rusya ile yakın işbirliği sayesinde olduğunu goren ABD, Tayvan kozunu oynasa da Rusya’nın tam desteğini alan Çin taviz vermedi. Bu yüzden ABD hedef değişikliğine gitti. Ana hedef Rusya’ nın Asya politikalarında işbirliği içinde olan ülkeler ile bağının zayıflaması olarak belirlendi.
Kazakistan, Kırgızistan, Özbekistan, Tacikistan ve Türkmenistan ile ABD devlet başkanlarının katıldığı C5+1 formatındaki Orta Asya-ABD Devlet Başkanları Birinci Zirvesi New York’ta düzenlenmesi bu sürece yönelik bir adım olarak okunmalıdır.
Rusya’nın Ortadoğu üzerindeki etkisini bilen ABD bunun kırılması için Avrupa Devletleri ve NATO üyelerinin desteğini arkasına alması gerekiyordu. Bunun içinde Filistin ve İsrail arasında bir gergin atmosfer meydana getirip teo-politik bir sorun olarak din savaşlarını hızlandırırken aynı zamanda örtülü hedef olarak Rusya’nın Ortadoğu ve Akdeniz’deki gücünü zayıflatmak istiyor. Tüm bunların yanı sıra Asya hedefine ulaşmak istiyor.
Rusya şuan Suriye’de bir üstün güç durumunda. Aynı zamanda Türkiye ile Asya politikalarında etkin bir diplomasi içinde. Öte yandan Rusya Ukrayna ile halen savaş halinde. Ermenistan ile Azerbaycan arasındaki Karabağ konusuna sessiz kalarak sıcak çatışmadan uzak durdu. Çin’in Filistin ile enerji politikalarından rahatsız olan ABD ve İsrail ortak strateji ile hareket ediyor.
ABD ve Avrupa Devletleri Hamas ve İsrail arasında geçen sürece İsrail’in Gazze’deki insanlık dışı eylemlerini görmezden gelip birde uçak gemilerini göndermesi örtülü olarak Rusya’ ya, Çin’e ve aynı zamanda Türkiye’ye karşı bir tehdittir.
ABD İsrail üzerinden Rusya’ya karşı bir hamle yapsada Türkiye’de güç kaybettiği için ve Türkiye’nin yeni yüzyılda güçlü bir devlet olmaması için tüm politikalarında Türkiye’yi süreçlere dahil edip etkin olmadan güç kaybetmesini hedefliyor.
Ayrıca ABD Türkiye’nin Rusya ile yakın ilişkiler içinde olmasından da rahatsız oluyor. Çünkü Türkiye tarih ve medeniyet açısından Asya’da Türk devletleri ile yakın bağ içinde, Rusya’da Asya’da özellikle Türk Devletleri ile coğrafi işbirliği içinde. ABD açık hedef olarak İsrail’e sunduğu destek üzerinden ilerliyor.
*Peki ABD’ nin örtülü hedefi nedir?*
ABD’ in örtülü hedefi Truva hadisesi gibi Rusya’nın güçlü olduğu noktada içeriden güç kaybetmesidir. Bunun için 2 hedef bulunmaktadır. 1. Hedef Orta Asya’da en güçlü devletlerden ve zengin altyapıları olan Kazakistan’dır.
2. Hedef olarak Afganistan’a sınır komşusu olan Tacikistan’dır. Afganistan’da ABD yönetimi Taliban’a bıraktığında Rusya tampon bölge olarak ağırlığı Tacikistan’ a verdi. Hemen ardından Kazakistan’da yönetim değişikliği hız kazandı. Kurucu cumhurbaşkanı Nazarbayev tüm aile yönetimi ile devletten el çektirildi. Ardından da Ukrayna ile Rusya arasındaki süreç başladı.
ABD tüm gözleri Filistin ve İsrail konusuna çevrilmesini sağlayarak dünya kamuoyunu bir noktada topladı. Yakın zamanda Kazakistan’da Nazarbayev taraftarları tarafından başlayan bir protesto sureci küçük bir kıvılcımdan büyük bir yangına dönebilir.
Bunun yanı sıra Kazakistan’ a sınır komşusu olan ve FETÖ yapılanmasının da ağır hasar aldığı Kırgızistan’ a bir can suyu katmak istiyor. Tüm bunlar olurken Taliban üzerinden Tacikistan’a gerçekleşecek bir taciz süreci tansiyonu artıracak seviyeye getirebilir. Zaten ABD’ nin yapmak istediği de bu. Rusya’nın gücünü kırmak için tek noktadan bölgelerdeki diğer ülkelere sirayet ettirip ekonomik, güvenlik, askeri, diplomasi vb. konularda dağılmasını hedefliyor.
Tüm bu gelişmeler sahadan okunurken Türkiye çok stratejik adımlar ile yol almalıdır. Turkiye metanet, güven, suhulet ve diplomasi alanında etkin bir şekilde yol almalıdır. Olası her hangi bir çatışma sürecine girmeden uzlaşı için köprü pozisyonu görüp bu süreçte terörle mücadele konusunda son derece kararlı adımlarla ilerlemelidir.
Nitekim Türkiye’nin jeo-stratejik konumu gereği Avrupa, Ortadoğu, Afrika, Asya, Orta Asya’da çok stratejik bir konuma sahip olduğu için dünya genelinde değişen ve gelişen süreçler hızlı bir şekilde okunmalı ve gerekli tedbirler hızlı bir şekilde yerine getirilmelidir.
ABD Filistin ve İsrail arasındaki süreç üzerinden açık bir şekilde yol alırken örtülü hedef olarak Rusya’ ya karşı uygulayacağı strateji aynı zamanda Çin’i de etkiliyor.
Bütün bu süreçlerde ikinci örtülü hedefi Türkiye’nin NATO himayesinde kendi yanında yer almasını istiyor. Rusya hedefli örtülü faaliyetler harekete geçince Türkiye’nin bölgeden uzak tutulması için düzensiz göç konusunda bilinmeyen yollarla gelenler üzerinden olası bir eylem gerçekleşmesi durumunda mevcut hükumet ile halk karşı karşıya getirilmesi hedeflenmek istenebilir.
Bu konularda çok hassas bir şekilde analiz ve stratejik planlamalar eşliğinde sürece hakim olmak zorundayız.
Türkiye; Terörle mücadele, kaçakçılık ve organize suçlarla mücadele, uyuşturucu ve zararlı maddelerle mücadele, sınır güvenliği ve düzensiz göç konusunda çok stratejik adımlar ile yol almalıdır.
