Ülkemiz 31 Mart 2024 yılında Yerel Yönetimler Belediye Başkanlığı Seçimlerinden geçerken, kamu yönetimi açısından sürece haiz hassas bir şekilde yol alınmalıdır.
YSK, 31 Mart 2024 tarihinde yapılacak Mahalli İdareler Seçimlerinde aday olabilmek için kamu görevlilerinin 1 Aralık Cuma günü saat 17.00’ye kadar görevlerinden ayrılma isteğinde bulunmaları gerektiğini bildirmişti.
Bu hususta belediye başkanlığı aday adaylığı için istifa eden ve aday gösterilmedikleri takdirde tekrar memuriyete dönmek isteyenlerin durumu kamu yönetimi açısından önem teşkil etmektedir.
Anayasa’nın 76. Maddesinde; hâkim ve savcılar, yüksek yargı mensupları, yükseköğretim kurumlarındaki öğretim elemanları, Yükseköğretim Kurulu (YÖK) üyeleri, kamu kurum ve kuruluşlarının memur statüsündeki görevlileri ile yaptıkları hizmet bakımından işçi niteliği taşımayan diğer kamu görevlileri ve TSK mensuplarının, görevlerinden çekilmedikçe aday olamayacaklarının hükme bağlandığı bilinen bir gerçektir.
Yerel yönetimler seçimlerinde yasal tarih içerisinde görevinden belediye başkan adaylığı için istifa edenlerin aday gösterilmedikleri süreçte memuriyete geri dönmek istediklerinde ortaya koyacakları tavırlar çok önemlidir. Çünkü ne belediye başkanı adayı ne de eski görevlerine haiz memur olmadıkları halde görevden ayrılan kişinin tekrar eski göreve gelmesi hem seçimleri sıradanlaştırır hem de kamu yönetimine zarar verir.
Bu konunun özellikle Cumhurbaşkanlığı kararnamesiyle güçlü bir şekilde güvence altına alınması lazım. Sürece baktığımızda bir memurun görevden ayrılıp belediye başkan aday adayı olması ve sonrasında aday gösterilmedikleri takdirde eski görevlerine iade edilmesi kamu yönetimi açısından etik bir davranış değildir.
Şimdi bu kişilerin ilgili kurumda memur veya amir sıfatından vazgeçerek siyasete bir adım attığı zaman attığı adımı bir rant veya görevde yükselme unsuru haline dönüştürürse ne olacak?
Bu derece önemli bir konuyu hassasiyetle çözemediğimiz zaman siyaset ve kamu yönetimi arasındaki ince çizgi zedelendiği gibi, halk nezdinde de olumsuz bakış acısının günden güne artması mevcut hükûmetin yıpranmasına neden olabilir.
Örneğin bir okul müdürü, öğretmen evi müdürü veya milli eğitim müdürü, müftü, il veya ilçe sağlık müdürü, kısacası kurum il veya ilçe müdürü görevden istifa edip belediye başkanı aday adayı olduğunda aday gösterilmedikleri zaman göreve geri dönünce aynı görev yerine veya görevlendirme ile boş bulunan bir üst kadroya gönderilmesi doğru bur adım olur mu?
Eğer bu konuda hassasiyet gösterilmezse şayet özellikle seçim süreçlerinde siyaset arenasında yer almak isteyenler kadar bunu kamuda yükselmek için fırsata çevirmek isteyenlerde olabilir. Böyle bir durum gerçekten siyasette yer almak isteyen, bilgi ve deneyimini sunmak isteyen memurlar içinde olumsuz etki yapacaktır.
Bunun için istifa ederek aday adaylığı sürecine giren bir memurun geri göreve dönmesi sürecinde 1 yıl farklı ve emsal kadroda bulunması daha doğrudur. Aynı görev yerine geri atanmaması gerekiyor.
Ayrıca istifa ederek aday adaylığı sürecine yönelip tekrar memuriyete dönenler istifa ettikleri makamın üstünde bir mevkiye atanmasının da doğru olmayacağı gerçeğinin farkına varmalıyız.
Bu yüzden gerekli hukuki süreçleri hassasiyetle gözetip seçim güvenliği ve kamu yönetiminde düzenin güvence altında olmasına özen göstermeliyiz.
Serdar BOZDOĞAN
Stratejist