ABD ve Çin’in çekişme alanları dünyanın stratejik bölgelerinde farklı mücadele yapılarıyla devam etmektedir. Soğuk savaş sonrası kendini dünyanın tek hegemon ülkesi olarak görmeye başlayan ABD, ekonomik olarak büyümeye başlayan Çin karşısında kriz ve kaos bölgeleri yaratarak yıpratma ve hegemon yapısını koruma anlayışıyla bugün her alanda çekişme içindedir.
Çin üretim ve ticaret yollarında yeniden yapılanma ile yatırımlarıyla ABD’nin hakimiyet alanlarında büyük yatırımlar yaparak kendini göstermektedir. ABD ise hakimiyet alanlarında misyoner yapısı ile etkinlik yapısını yönetimler üzerinden devam ettirmek istemektedir.
Teknoloji ile bilgiye ulaşmanın kolay olduğu günümüzde toplumların ABD’ye bakış ve değerlendirme anlayışlarında büyük değişimler karşısında ABD alternatif politikaları daha çok yaptırımlar üzerinden maneviyat ,tehdit üzerinden etkin bir şekilde uyguladığı politikalar ile göstermektedir.
Çin ise ekonomik olarak yatırımlar ve iş istihdam ile bölgelerde yer almaktadır. Ekonomik hakimiyet alanları yaratarak kendini göstermekte toplumlar ile ilişkilerinde sosyal analizler ile beraber yol yürümektedir.
ABD’nin Rusya AB ilişkilerinde Rusya’nın enerji ve hammadde üretim odaklı ekonomik bağlantılarını Ukrayna krizi ile kendine bağlı hale getirmesinin etkilerini hissetmeye başlayan AB buradan çıkış yolları aramaktadır.
ABD’nin AB’yi Rusya’ya karşı yaptırım uygulamak zorunda bırakması ile Rusya ekonomisini hedeflerken AB’nin ekonomisini üretemez ve ucuz enerjiye ulaşmasını engelemektedir. ABD enerji
üreticileri büyük kazançlar elde etmekte AB ekonomisi ise kayıp etmeye devam etmektedir.
Bu durum AB’ye yaptığı ihracatını yerini Çin’in aldığı görülmektedir. Rusya’nın enerjiden ham maddeye Çin’in ihtiyaç duyduğu bütün taleplerini karşılamaktadır. Bunun karşısında Rusya ihtiyaç duyduğu savunma ürünlerini Çin’den temin etmektedir.
Orta Doğu’daki savaş küresel ekonomiyi tehdit etmekte ve küresel kutuplaşmaların giderek şekillenme sürecini oluşturmaktadır.
Ekonomi ve savunma alanlarında ABD’nin esiri konumuna gelen AB kendi kaderini çizme arayışlarını aramaktadır. Fransa’nın çıkışlarıyla kendine bir yer bulmak isteyen AB içindeki tek stratejik nükleer güce sahip ülkesi olarak yerini almaktadır.
Fransa’nın Nükleer gücünü AB için kullanılabilir yönündeki açıklamaları ile ABD’ye karşı bir yol arayışı olarak değerlendirilmelidir.
Hegemon güç çekişmelerinde Çin’in Asya Pasifik bölgesinde etkinliğini artırması, Kafkasya’da bir kuşak yol projesi ile varlığını yatırımlara dönüştürmesi ve ülkeleri ekonomik olarak bağımlı hale getirmesi ABD’nin etkinliğinin kırılması anlamına gelmektedir.
Çin’in etrafını çevreleme doktrini ile yeni ittifaklar kurarak saran ABD çıkış yolunun Tayvan olduğunu görmektedir.
Savunma sanayisinin ihtiyaç duyduğu chep üretiminin karşılanması için stratejik öneme sahip olan Tayvan’ın Çin’in tamamen kontrolü altına girmesi ABD savunma sanayisinin geleceği için büyük tehdit olarak görülmektedir.
Çin’in ekonomik büyüklük ile ABD’yi geçtiği savunma alanlarındaki yatırımlarıyla ABD’yi yakalamak ve ürünlerini dünya pazarlarına daha ucuz ve yaptırımlar uygulamadan sunması ABD’nin tehditler
üzerinden ülkeleri kontrol altında tutma politikalarına karşıda yeni çözüm merkezi olarak görülmektedir.
ABD,Çin ve Rusya çekişmeleri Çin ile Rusya’yı bir ittifak olarak ABD’nin karşısına çıkarmaktadır. Bu durum İngiltere ve AB ile dengelemek isteyen ABD Çin’in ihtiyaç duyduğu enerjiye ulaşım noktalarında kriz ve kaoslar çıkararak Çin üretim sektörünün önüne geçmeyi planladığıdır.
Çin’in ise askeri olarak dünyanın enerji merkezi Orta Doğu’da askeri güç göndererek enerji alanında çıkabilecek bir krize karşı müdahale hakkının saklı tuttuğunu ortaya koymaktadır.
Diplomasi yapısıyla ABD ve Batı karşıtı ülkelerin aralarındaki sorunların çözümünde önemli diplomasi ataklarıyla görevlerini başarı ile yerine getiren Çin alternatif politikalar üretmesi ve çözüm odaklı yapısıyla gün geçtikçe kabul edilebilirliliğini artırmakta ve ABD’nin karşısına diplomatik gücüylede sahada yerini almaktadır.
ABD’nin Avrupa’dan Orta Doğu’ya,Afrika’dan Arktik bölgesine kadar her alanda karşısına çıkan ticaret savaşlarıyla başlayan Çin karşısında nasıl bir yol izleyeceğini, Obama döneminde ortaya çıkan politikaları devam ettiren Biden,Hong Kong’la başlayan Tayvan ve Güney Çin Denizi üzerinden devam etmektedir. ABD Çin arasında çatışma risklerinin arttığı görülmektedir.
ABD, Çin çekişme ve çatışma risklerini bölgelerinin dışında devam ettirme ve Orta Doğu’da Filistin topraklarında İsrail Filistin Hamas savaşı ile enerji yollarının kontrol noktalarında,Pakistan’daki gelişmelerde,Kafkasya’da ABD’nin ülkelerin iç siyasetlerine karışmalarında, görülmektedir.
Vekil aktörleri saha çok iyi bir şekilde kullanan ABD yönetimleri kontrol altına alarak yoluna devam etmek istemektedir. Bilinçlenen toplumlar Batı ve ABD karşıtı eylemler ile sahada cevaplar vermektedir.
Enerji yollarındaki hakimiyet alanlarının boru hatlarıyla ülkelerin sınırları dahilinde kontrolü kayıp eden ABD, bölgesel güç konumundaki ülkelere karşı izlediği politikaları değiştirmez ise hegemon yapısını kayıp etme zamanı gelmiştir.
Mehmet BOZKUŞ Stratejist-Algısal Siyaset