KAFKASSAM – Kafkasya Stratejik Araştırmalar Merkezi

  1. Anasayfa
  2. »
  3. İran
  4. »
  5. İran’da siyasi reform ve demokratikleşme umudu

İran’da siyasi reform ve demokratikleşme umudu

Kafkassam Editör Kafkassam Editör - - 4 dk okuma süresi
294 0

Protestolar, İran’da demokratikleşme yolunda ilerleme kaydedilmesi umudunu doğurdu. Ancak etkili bir muhalefet olmaksızın reform sürecinin başlatılması zor görünüyor.
Ünlü İranlı gazeteci Ahmad Seidabadi’ye göre halkın memnuniyetsizliğini gidermek için İran rejiminin siyasi reform sürecini başlatmak dışında bir seçeneği kalmadı
Dünya Gazeteler ve Haber Yayıncıları Derneği (WAN-IFRA) Altın Kalem Ödülü sahibi Seidabadi, DW’ye yaptığı açıklamada, “Memnuniyetsizlik, İran halkının hem fikir olduğu yegâne konu” dedi.
Seidabadi, reformun kaçınılmaz olduğunu savunduğu mevcut sistem nedeniyle defalarca İran’da hapis yattı. Son olarak 2009 yılında, İran’ın eski cumhurbaşkanı Mahmud Ahmedinejad’ın tartışmalı bir şekilde ikinci kez seçimleri kazandığı dönemde, nüfuz sahibi diğer bazı gazeteci ve aktivistlerle birlikte tutuklanmış, altı yıl hapis cezasına mahkûm edilmişti.
Diğer mahkûm edilen gazeteciler gibi o da İran İslam Cumhuriyeti aleyhinde propaganda yürütmek ve halkı kışkırtmakla suçlanarak cezalandırıldı. Bu, rejimin 1979 yılındaki İslam Devrimi’nden bu yana muhalifleri, farklı düşünenleri susturmak, örgütlü bir muhalefeti en başında boğmak için kullandığı bir yöntem.
Seidabadi, hem İran basınına yazmaktan hem de yazılarını sosyal medyada paylaşmaktan kaçınıyor, görüşlerini artık sadece “Farklı Perspektifler” adını taşıyan Telegram kanalı üzerinden yayınladığı yazılarıyla paylaşıyor,
“Nedeni korku değil” diyen Seidabadi, makul, aklıselim analizler ve diyalog için hareket alanının daraldığını söyleyerek, “özellikle sosyal medyada rejimin değişmesi gerektiğini savunmazsanız, rejim yanlısı olarak yaftalanıyor, saldırıya hedef oluyorsunuz” diye konuştu.
Etkili muhalefet eksikliği
İran’da tüm toplumsal kesimlerin memnuniyetsizliğini bir potada bir araya getirerek, halkı mobilize etmeyi başarabilecek bir muhalefetin olmadığına dikkat çeken İranlı gazeteci, “Ülke dışındaki farklı gruplar da kendilerini İran muhalefeti olarak tanımlıyor. Ama kanımca İran’da bunların hiçbirine onay ve destek yok” dedi.

Bu gruplar Batı’dan da umduğu desteği görmüyor. Bloomberg haber ajansının ocak ayının başındaki bir haberinde, ABD Dışişleri Bakanı Mike Pompeo’nun diplomatlarına İranlı muhalif gruplarla iletişimlerini sınırlandırma talimatını verdiği bilgisi yer alıyordu. Haberde, ABD’nin İran’ın “istikrarsızlığa yol açan hamlelerini” baskı altına almak için Tahran Yönetimi ile kapsamlı bir uzlaşı sağlama arayışında olduğu, muhaliflerle yakın iletişimin bunu tehlikeye atabileceği belirtiliyordu.
Muhalif gruplardan biri İran’da terör örgütü olarak kabul edilen Halkın Mücahitleri Örgütü. Bloomberg’e göre bu örgütün geçmişte Trump’ın avukatı Rudy Giuliani ve eski güvenlik danışmanı John Bolton ile ticari ilişkileri vardı.
Şah özlemi
Bu arada gazeteci Seidabadi’ye göre sürgündeki muhalefetin oluşturulmasında teorik olarak gündeme gelecek isim ABD’de yaşayan, Şah Muhammed Rıza Pehlevi’nin oğlu Rıza Pehlevi. İranlı gazeteci, özellikle genç nesillerin hiç bilmedikleri bir geçmiş ve bir şah özlemi içerisinde olduklarını, “protesto gösterilerinde onun ismini bağırıyorlar” sözleriyle aktardı.

İlgili Yazılar

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir