KAFKASSAM – Kafkasya Stratejik Araştırmalar Merkezi

  1. Anasayfa
  2. »
  3. Azerbaycan
  4. »
  5. Mayis Alizade: Azerbaycan’da büyük yolsuzluk operasyonu

Mayis Alizade: Azerbaycan’da büyük yolsuzluk operasyonu

Kafkassam Editör Kafkassam Editör - - 9 dk okuma süresi
279 0
mayis alizade

Azerbaycan bu kez gazetecilerin tutuklanması veya herhangi medya kurumunun kapanması olayıyla değil devletin verdiği maddi desteğin hortumlanması ve Cumhurbaşkanının ayırdığı kaynakla gazetecilere dağıtılması için inşa edilen konutların dağıtımındaki yolsuzluğun ortaya saçılmasıyla çalkalanıyor.

Ülke Başsavcılığının geçen yaz aylarından beri yürüttüğü soruşturma çerçevesinde Kitle İletişim Araçlarına Destek Fonu’nun eski genel müdürü Vügar Seferli`nin tutuklanması, bu alandaki bir dizi soruyu yeniden gündeme getirdi. Vügar Seferli, “Büyük çapta yolsuzluk, zimmete para geçirme, gazetecilere konut dağıtımında yapılan usulsüzlük” ve bir dizi önemli suçlamalarla karşı karşıya. Seferli’nin patronu konumunda bulunan ve yirmi beş sene Cumhurbaşkanının Kitle iletişim araçlarından sorumlu danışmanlığını yaptıktan sonra 29 Kasım 2019’da görevinden alınan Ali Hasanov’un isminin de soruşturmada geçtiği ve yakın günlerde ifadeye çağırılacağı da Başsavcılık açıklamasından anlaşılıyor. Geçen Temmuz ayında “Tedavi amacıyla” Türkiye’ye gelen Hasanov, buradan yolsuzluk ve usulsüzlük dosyalarının üzerine giden gazetecilere çağrıda bulunarak “Beni ve ailemi dertlerimizle başbaşa bırakmanızı rica ediyorum.” demişti.

CUMHURBAŞKANLIĞI TARAFINDAN FONLANDI

Zengin gazetecilik tarihi bulunan Azerbaycan’da medya 2000’li yılların sonuna doğru ilginç bir yola saptırıldı. İktidarın finanse ettiği gazetelerin dışındaki tüm gazetelerin baskısı durdurulduğu gibi internet sitelerinin yüzde 95’i de bakanların ve üst düzey devlet memurlarının himayesine verildi. O medya kurumlarını bakanların veya üst düzey bürokratların aylık sabit bütçelerle desteklemesi herkese malumdu. Seferli’nin başında durduğu fon ise Cumhurbaşkanının yılda bir defaya mahsus ayırdığı “Medyaya destek parası”nı, danışman Ali Hasanov’un verdiği liste üzerine gazeteler ve internet siteleri arasında taksim ediyordu.

Yine devlet destekli gazetelere ve internet sitelerine şirketlerin vermek istediği reklamlar da bizzat Cumhurbaşkanı danışmanı Ali Hasanov’un iznine bağlanmıştı. Gazetecilere konut verilmesine ilişkin 2010 yılında Cumhurbaşkanının aldığı kararla yapımına başlayan ilk binadakı konutlar 2013 yılında Basın Konseyi’nden gelen liste ve Ali Hasanov’un onayıyla dağıtılmaya başlayınca büyük tartışmalar yaşanmıştı. Meclis başkanının, bakanlıkların, genel müdürlüklerin zaten villa ve daire sahibi olan basın sözcülerine “Gazeteciler binası”ndan da daire verilmesi eleştirildiği gibi bizzat Hasanov’un ve en yakın adamı Seferli’nin “Cumhurbaşkanını kandırarak konutları genelde gazeteci olmayan, kimilerinin 3-4 evi bulunan devlet görevlilerine, Hasanov’la bizzat yakın ilişkisi bulunan kadın öğretmenlere,ozanlara verilmesine” ilişkin belgeler ortaya konmuştu.

TÜRKİYE’YE GELMİŞTİ

2018 yılında durum daha karmaşık hale gelince 2020’de üçüncü ve son binadan daire dağıtımı durdurulmuş ve ülke Başsavcılığı (Anayasaya göre Azerbaycan’da tek Cumhuriyet Başsavcılığı bulunmaktadır) kapsamlı soruşturma başlatmıştı. Soruşturmanın kendisine de uzayacağı iddia edilen Cumhurbaşkanının medyadan sorumlu eski danışmanı Ali Hasanov, geçen Temmuz ayında “tedavi amacıyla” Türkiye’ye gelmiş fakat burada rahat edemeyeceğni anlayınca soluğu dünyanın en pahalı hastanelerinden biri olan BAE’nin başkenti Abu Dhabi’deki Cleveland Hastanesi’nde almıştı. Araya Azerbaycan’ın kendi topraklarını Ermeni işgalinden kurtarma süreci girince haliyle bu konu da gündemin arka planına geçmişti. Vügar Seferli’nin “Yolsuzluk, zimmete para geçirme, görevi suiistimal” suçlamarından tutuklanması konuyu yeniden gündemin üst sırasına tasımış oldu.

Üst düzey bürokrat olan Ali Hasanov “Aile bireylerimin ticari işleriyle gurur duyuyorum” demişti.

FETÖ GEÇMİŞİ

7-8 sene önce az daha milyar dolarlık servetinin listesinin medyaya yansımasından sonra Cumhurbaşkanı danışmanı Ali Hasanov “Aile bireylerimin ticari işleriyle gurur duyuyorum.” diye açıklama yapınca gözler devletin en üst kademesine çevrilmiş fakat devlete adeta meydan okuyan Hasanov’un kılına da dokunulmamıştı. 2015 yılında FETÖ’nün Azerbaycan’daki “Hazar” isimli TV kanalını ele geçirerek oğlunu başına koyan, FETÖ’nün okullarını sözüm ona “Devletin kontrolüne geçirerek” gelen karın tamamını sahiplenen Ali Hasanov, kamuyoundan yükselen tüm tepkilere rağmen bu durumu 2019 sonbaharına kadar sürdürdü. 29 Kasım 2019’da görevinden alındıktan sonra benim de dahil olduğum haysiyetli gazetecilerin “Ailenin gurur duyduğun o ticari işleri yanına kar mı kaldı?” şeklindeki israrlı soruları üzerine Hasanov, “Oğlum her şeyi iade etti” açıklamasını yapsa da biz peşini bırakmayınca ülkeyi terkederek Abu Dhabi’ye yerleşti.

Azerbaycan’ın devlet kademesinin en yüksekteki koltuklarından birinde tam yirmi beş sene oturmuş bu adam kamuoyunun gündemine hep komiklikleriyle gelmesine rağmen sınırsız servet sahibi olmasına da göz yumulmuştur. Örneğin Avrupa Konseyi Parlanenter Meclisi’nin eski Azerbaycan raportörü, bir dönem Parlamenter Meclis’te Sosyalist Grubun da başkanlığını yapmış İsviçreli parlamenter Andreas Gross’un eleştirilerini Ali Hasanov, “Gross haftalarca banyo yapmıyor.” sözleriyle yanıtlayarak Strasbuorg nezdinde de gülünç duruma düşmüştü. Servetiyle ilgili bizim ısrarlı sorularımızı “Oğlum geri iade etmiştir” sözleriyle yanıtlaması da Hasanov’un ya devlet adamı olmadığını ve dolayısıyla devleti ciddiye almadığını veya devletle oyun oynamaya çalıştığını ortaya koymuştu.

Şimdi ne olmalı?

Kuşkusuz, Azerbaycan’ın gerçek gazetecileri ve kamuoyu Vügar Seferli`nin tutuklanmasından sonra bu işlerin ana sorumlusu, Cumhurbaşkanı eski medya danışmanı Ali Hasanov’un da ifadeye davet edilmesini beklemektedir. Türkiye’ye kendini “Cumhurbaşkanı Yardımcısı” olarak tanıtma gayretleri içinde olmuş Ali Hasanov’un eski bir üst düzey bürokrat olarak öncelikle “Aile bireylerimin ticari işleriyle gurur duyuyorum.” sözlerinin hesabını yargı önünde vermesi gerekiyor. Bu yolun yanlışlığı işin başından bell olduğu halde “Zararın neresinden dönülse kardır” ilkesinin gereğini yerine getirerek medyayla ilgili bu kökünden yanlış politikalardan vazgeçilerek hem Azerbaycan’ın tarihteki basın geleneklerine uyulmalı hem de özgür ülkelerde medyanın gelişmesi için izlenmesi yollar takip edilmelidir. Yani medya kurumlarının tamamı için şirket sahipliği veya ortaklığı sistemine geçilmeli,reklam pazarı serbest bırakılmalı,bakanlara ve üstdüzey memurlara medyayı finanse etmekten kesinlikle el çektirilmeli, finans kaynakları şeffaflaşmalıdır.

Bu işleri aynı şekilde sürdürmekte ısrar etmek için yeni Ali Hasanovlar bulmak gerekecekse, o zaman medyayı kökünden kapatmak daha hayırlı bir iş olacaktır.

Zira aynı sistemi değil Azerbaycan, hiçbir ülke ikinci kez kaldırma gücünü kendinde bulamaz.

Medyaya vurulan kelepçe toplumun düşüncesine ve kişiliğine vuruluyor. Ve bu işlerin en yalın gerçeği para, ev vermekle kesinlikle iyi yazı yazılmayacağıdır. Bunu en isabetli şekilde ise William Faulkner ifade etmiştir: “Hayır,yazara ekonomik özgürlük gerekmez.Ona kağıt ve kalem gerekir.Ben bir miktar para aldıktan sonra işe yarayacak şeyler yazıldığına ilişkin örnek bilmiyorum.”

Azerbaycan reformlar alanında atmayı düşündüğü yeni adımları medya alanında atmaya başlamalıdır.

Mayis Alizade

İlgili Yazılar

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir