KAFKASSAM – Kafkasya Stratejik Araştırmalar Merkezi

  1. Anasayfa
  2. »
  3. Türkiye
  4. »
  5. Kerkük’te ne oluyor

Kerkük’te ne oluyor

Kafkassam Editör Kafkassam Editör - - 3 dk okuma süresi
132 0

Geçtiğimiz günlerde, Türkiye Cumhuriyeti Dışişleri Bakanı Hakan Fidan’ın hem merkezi hükümetle hem Irak’ın kuzey yönetimiyle hem de Türkmen siyasilerle bir araya geldiği ziyaretinin hemen ardından, Irak Başbakanı Muhammed Şiya es- Sudani’nin ani kararıyla Kerkük’te, 33 karakol karargâhının KDP peşmergelerine teslim edileceği duyuruldu.

Söz konusu bu karar, Bağdat parlamentosunda gündeme alınmadan önce, Sünni ve Şii Araplar ile Kürt partileri arasında, Kerkük’ün asıl sahibi Türkmenler saf dışı bırakılarak alınmıştır. Gizli kapılar ardına alınan bu karar, aniden mecliste oylamaya sunulmuş; meclisteki tek Türkmen milletvekili Erşat Salihi’nin itirazları ve Kerkük konusunda Türkmensiz herhangi bir kararın alınmasının kaosa yol açacağı uyarılarına rağmen onaylanmıştır.

Kerkük’ün kaderi ne KDP ve KYP gibi Kürt partilerine ne de Sünni ya da Şii Arapların keyfi kararlarına bırakılmamalıdır. Kerkük için, Türkmenler olmadan alınacak her karar, batıldır ve geçersizdir.

Barışın ve huzurun sağlanması için, tarihin de kendisine yüklemiş olduğu misyonla, Türkiye’den arabuluculuk çabalarını artırmasını ve kötü senaryoları da göz önünde bulundurarak, olası bir çatışmada, Türkmenlerin zarar görmemesi için, garantörlük görevini üstlenmesini talep ediyoruz.

Aksi takdirde, çok açıktır ki, bölgede eşi benzeri görülmemiş bir kargaşa hakim olacaktır. Bölgeyle alakası olmayan devletler, Türkmenlerin ve dolayısıyla Türklerin kaderiyle oynayacaklardır. Unutulmamalıdır ki Kerkük’ten vazgeçmek, yalnızca Türkmeneli’den değil Kıbrıs’tan da vazgeçmektir. Şuşa’dan, Karabağ’dan da vazgeçmektir!

Etnik yapısı tümüyle zedelenmiş ve son bir darbe vurulmaya çalışılan Kerkük meselesi, çoktan beridir bölgesel bir sorun olmaktan ziyadesiyle uzaktır.

Burada yaşayan halkın selameti ve açıkça Türkmenleri ortadan kaldırma politikasına dönüşen bu fiillerin son bulması için dünya kamuoyunu, Birleşmiş Milletleri, Avrupa Birliği’ni ve tüm insan hakları örgütlerini Kerkük meselesiyle ilgilenmeye davet ediyoruz.

Onlardan da önce soydaşlarımızın, Türk dünyasının, Türk Devletleri Teşkilatının üzerine düşen en büyük ve en önemli görevlerden biri, Kerkük meselesine ciddi bir şekilde eğilmeleridir. Bu sebeple çağrımız önce yüce Türk devletlerinedir. 1959’da, 1980’de, 1991’de, 1996’da, 2003’te aynı zihniyetin Türkmenlere yaşattığı gaspların yaşanmaması için çağrımıza kulak verilmesi en büyük önceliğimiz ve temennimizdir.

IRAK TÜRKLERİ KÜLTÜR VE YARDIMLAŞMA DERNEĞİ BASIN BİLDİRİSİ

İlgili Yazılar

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir