Haknazar Jalgas: Birleşmiş Milletler, gelişmiş ülkelere avuç açmak zorunda kaldı
Daha önce dünyanın en önemli ve saygın birliği olarak kabul edilen Birleşmiş Milletler (BM) Örgütü’nün son yıllarda zayıflamaya başladığı bir sır değil.
Bu yıl, örgüt finansal zorluklar nedeniyle dünya genelindeki binlerce çalışanını işten çıkarıyor. Hatta gelişmiş ülkelerin bile örgütün sorunlarıyla ilgilenmek istemediği anlaşılıyor.
BM İnsani Yardım Koordinasyon Ofisi, 2026 yılındaki faaliyetlerini sürdürebilmek için bağışçı ülkelerden şu anda 33 milyar dolar talep ediyor. 2025 yılı için 45 milyar dolar talep edilmişti. Ancak ülkeler sadece 12 milyar dolar verdi ve son 10 yılın en düşük rakamı kaydedildi. Önümüzdeki yıl da finansmanın az olması bekleniyor.
Uzmanlar bunun nedenini jeopolitik durumlarla ilişkilendiriyor. Çeşitli çatışmaları bahane eden ABD ve büyük Avrupa devletleri, mali katkılarını azaltmaya başladı. Bunun zararını insani yardım hizmetlerinde ve mültecilerle çalışan BM ajanslarının binlerce çalışanı çekiyor.
Şimdi çaresiz kalan BM yönetimi, tasarruf etme telaşına girerek insani yardım hizmetlerinin yapısını yeniden gözden geçirmeye başladı. Yani, yardıma muhtaç bazı bölgeler listeden çıkarılabilir. Oysa şu anda dünyada savaşlar, salgın hastalıklar ve doğal afetlerden zarar gören insan sayısı 135 milyona ulaşmış durumda.
“Şu anda her yerde ailelerin zorluk çektiğini biliyorum. Ancak geçen yıl dünya savunmaya, toplara ve silahlara 2,7 trilyon dolar harcadı. Biz ise bu meblağın yalnızca yüzde 1’inden biraz fazlasını talep ediyoruz,” diyerek tepkisini dile getirdi BM İnsani Yardım Koordinasyon Ofisi Başkanı Tom Fletcher.
Örgütün geleceği hakkındaki şüphelerin arttığı bu dönemde, küresel siyasetteki yeni gerçekliği kabul etmenin gerekli olduğunu Uluslararası Uzman, Siyaset Bilimci Janat Momınkulov da teyit ediyor.
“Birleşmiş Milletler bugün tarihinin en karmaşık döneminden geçiyor. Mali yetersizlik, toplu personel azaltımı, gelişmiş ülkelerin aidat ödemekten kaçınması, jeopolitik gerilimlerin ağırlığı; tüm bunlar örgütün küresel siyasetteki rolünü eskisinden daha da zayıflattı. Büyük güçler arasındaki rekabetin artması nedeniyle Güvenlik Konseyi’nin ortak karar alma yeteneği düştü. Tüm bunlar, ‘BM artık sadece kâğıt üzerinde bir örgüt olarak mı kalacak?’ sorusunu akla getiriyor,” diyor uzman.
Siyaset bilimcisine göre, mali ve kurumsal kriz sadece sorunun görünen yüzü. Süper güçlerin çatışmasından sonra BM’nin önemi azaldı. ABD ile Çin arasındaki rekabet, Rusya’ya yönelik yaptırımlarla ilgili tartışmalar, Orta Doğu ve Ukrayna’daki çatışmalar, BM Güvenlik Konseyi’ni fiilen eylemsiz, etkisiz, önemsiz ve faydasız bir örgüt haline getirdi. Konsey’in ortak karar alma yeteneği azaldıkça, devletler önemli sorunları örgüte başvurmadan çözüyorlar. G20, BRICS+, ŞİÖ gibi platformların etkinliği bunun açık kanıtıdır.
“İlginçtir ki, örgütün siyasi ağırlığı azalmasına rağmen, insani, iklim ve sosyal alanlardaki rolü eskisinden daha da arttı. ABD’nin USAID hizmetinin yeri boş kaldı. Buna karşılık, UNHCR ve UNICEF gibi ajanslar milyonlarca insana yardım sağlıyor. İklim sorununun da BM olmadan çözülmesi mümkün değil. COP zirveleri, küresel anlaşmalar için tek platform olmaya devam ediyor. COVID-19 pandemisi sırasında, tam da BM ve DSÖ uluslararası koordinasyonun ana merkezi haline geldi. Yani, BM’nin pratik faaliyetleri başkaları tarafından ikame edilemez,” diyor Uluslararası Uzman Janat Momınkulov.
Peki örgütün geleceği ne olacak? Siyaset bilimci bu konuda birkaç senaryonun değerlendirilebileceğini belirtti. Birincisi, en gerçekçi seçenek, bu şekilde zayıflamaya devam etmesi. Ancak güvenlik alanında eskisi kadar etkili olmasa da, insani ve iklim alanlarında ana oyuncu olarak kalacaktır.
İkinci seçenek, çok kutuplu bir dünyaya geçiş. Hindistan, Brezilya, Suudi Arabistan, Türkiye, Kazakistan gibi orta güçlerin yükselmesi BM’yi yeniden reform yapmaya itebilir.
Üçüncü seçenek, sadece sembolik bir örgüt olarak kalması olabilir. BM resmi statüsünü korusa bile, fiili etkisini kaybederek diplomatik bir kulüp düzeyinde kalması da şaşırtıcı olmaz.
“Ancak örgütün tamamen ortadan kalkması şimdilik olasılığı en düşük senaryo olacaktır. Çünkü dünyadaki birçok devlet için BM, meşruiyetin ve diplomatik kalkanın tek kaynağıdır. Bir diğer husus da, teorik olarak BM zayıfladıkça orta güçlerin rolü artar. Kazakistan için bu, uluslararası arabuluculuktaki rolünü güçlendirme, su ve iklim diplomasisinde inisiyatif alma ve bölgesel güvenlik mimarisinde aktif bir oyuncu haline gelme fırsatı sunar. Ayrıca, BM’nin insani yardım ve kalkınma ajanslarıyla doğrudan çalışmak Kazakistan’a uluslararası itibar kazandırır,” diyor uzman.
Sonuç olarak, Janat Momınkulov da BM’nin eskisi gibi dünya düzeninin ana dayanağı olmaktan çıktığını söylüyor. Ancak yok olacak bir örgüt değildir. Siyasi etkisini kaybetmesine rağmen, iklim, insani yardım, kalkınma ve uluslararası normların koordinasyonu alanlarındaki rolü hala çok yüksektir. Bu nedenle BM, yeni dünya düzenine adapte olmaya devam ediyor.



Yorum gönder