Son ayların popüler başlığı, her yeni “sır diplomat ölümlerinde” gündeme gelen “Rus dışişlerinde neler oluyor?” sorusu oluyor. Yerinde bir soru ancak hedefi hatalı. Asıl sorulması gereken Rusya’da nelerin olduğuyla ilgili olmalı.
Gerek son birkaç ay boyunca meydana gelen Rus diplomat ölümleri, gerekse QHA’nın haberlerini takip edenlerin aşina olacağı Kırım’ın işgaline karışmış askeri ve askeri istihbarat yetkililerin ölümleri (bilindiği gibi Kuzey Kafkasya ve Yugoslavya’da, Rusya’nın çeşitli saldırı operasyonlarında görev yapmış olan Rusya Federasyonu Hava İndirme Karargâhı Başkan Yardımcısı Tuğgeneral Aleksandr Şuşukin 27 Aralık 2015 tarihinde, Rusya Federasyonu Silahlı Kuvvetler Genelkurmayına bağlı İstihbarat İdaresi (GRU-Askeri İstihbarat) Başkanı İgor Sergun’un da 4 Ocak 2016 tarihinde öldüğü bildirilmişti) gerçekten hayli dikkat çekici. Ancak dikkat çekiciliği nispetinde de peşin yargılı ve meseleyi kestirmeden çözdüğünü iddia eden analiz çöplüğünü de beraberinde taşıyor.
Diplomat ölümlerinden çok önce ilk olarak Rus askeri ve askeri istihbarat yetkililerin ölümleri söz konusu olduğunda, medyada çok yer verilmese bile, yapılanlara ilişkin “Kremlin’in temizlik harekâtı” yorumu gelmişti. Şuşukin ve Sergun, Kırım’ın işgali gibi uluslararası davalara konu olabilecek bir operasyonda rol aldıklarından, ölümleri bir anlamda “delilleri yok etme” olarak nitelendirilmişti. Buna karşı pek bir yorum geliştirilemediğinden bu görüşe de pek karşı çıkan olmamıştı.
Ancak ardı arkası kesilmeyen Rus diplomat ölümleri, Rusya ile kadrolarının ilişkileri konuşulan Trump dönemi çerçevesinde, “Amerikan derin devletinin” Rusya’yı hedef aldığı yolunda türlü çeşit komplo teorisiyle açıklandı. Teori dediysem girift planlamalar ve kesişim noktaları maske kişi ve kurumlarla örtülmüş bağlantılar aklınıza gelmesin. Bilindik, herhangi bir kahvehane sohbetinde dile getirilebilecek, hepimizin çoğu gazete köşesinden aşina olduğu savlardan bahsediyorum.
Her ne hikmetse birbirlerinden ayrı tutulan bu diplomat ölümleri ve hatta yukarıda ahsi geçenlerle birlikte (1 Ocak 2017’de Ermenistan’da bir otelde ölü bulunan Binbaşı Viktor Yemelyanov ve 2016 başlarında ölen askeri yetkililer dâhil) karşımıza çıkan çerçevede Rusya idaresinde “bir kıpırdanmanın meydana geldiğini” düşündürebilecek ölümler, Rus karşıtı blokun intikam hamlesi olarak değerlendirildi. Yine her ne hikmetse Rusya’dan kendi idarecilerine yönelik ne bir karşılık verileceği tehdidi, ne bir misilleme iması geldi. Her fırsatta Kırım’ın işgaline ilişkin sahte gündem oluşturmaktan Avrupa’daki marjinal grupları manipüle etmeye sayısız kolu ve neferi bulunan muazzam “Rus propaganda mekanizması”ndan dahi bir ses çıkmadı.
“Kremlin’in buz adamı Putin” temalı soğuk savaş tandanslı satranç maçı benzetmeli teoriler Kremlin’in vaktini beklediğini ilan ededursun, Rus devleti bünyesindeki bu sır ölümler, tarihinde bu tür “kritik dönemde kadro temizlikleri” eksik olmayan Rusya’da daha başka gelişmeler olduğunun habercisi olabilir.
Bu retorik bağlamında iki teori karşımıza çıkıyor. Ya, Kremlin delillerini temizliyor yahut Rusya’daki devlet mekanizması, uluslararası baskının geleceği noktayı kestirerek şimdiden bir şeylerin hazırlığı içerisine girmiş durumda. Kremlin’in soğuk sessizliği bu nedenle dışarıdaki düşmandan çok, Rusya’nın ve hatta idari mekanizmanın içine yönelik “hasımlara” ilişkin bir mesaj yahut gerçekten de bu bilinmezlik içinde “olası iç hasımları tespit” hamlesi olabilir.
Teorinin de teorisi olarak, Rusya’nın uluslararası baskılardan sıyrılmak için doğrudan öne sürmese bile kendisini mağdur göstermek için bazı ölümlere ses çıkarmayacağı, hatta korumayı kasten gevşettiği yönünde bir tez ortaya atılabilir. Ancak bunun da çok uç bir fikir olacağını beyan etmeli.
Neticede otopsilerin içeriğine ilişkin bilgilerin tam bilinmesi bir yana ta Sovyetler döneminde zehir laboratuvarlarından meşhur “Bulgar şemsiyesine”, birçok operasyonda kimyevi bilgilerini kullanmaktan çekinmeyen bir idarenin, “sırlı diplomat ölümlerinde” uzaktan uzağa sırıtması, başka ihtimallerin de olabileceğini akla getiriyor.
Bu noktada (cevabı aşikar olsa da) başka bir soru sormalı: Yeni Rusya yine Rusya mı?
Mehmet Berk Yaltırık
QHA
Yasal Uyarı