KAFKASSAM – Kafkasya Stratejik Araştırmalar Merkezi

  1. Anasayfa
  2. »
  3. Gündem
  4. »
  5. ÜRETENLERİN TÜKETENLERE BAKIŞI

ÜRETENLERİN TÜKETENLERE BAKIŞI

Kafkassam Editör Kafkassam Editör - - 8 dk okuma süresi
248 0

Virüsle beraber dünya ekonomilerindeki negatif etkilenmelerin ortaya çıkması ve 2020 yılı için bütün ülkelerin büyüme hedeflerinde geriye doğru eğimlerin oluşması ile üreten ülkelerin, tüketen ülkelere bakışlarındaki değişime ve tüketenlerin üretime geçmeleri ile dünya, yeni bir yapılanma ve ekonomik sistem için önemli bir hazırlık dönemine girmiş bulunmaktadır.
Gücü elinde bulunduran ülkelerin, güçlerinin değerini kayıp etmesi ile ortaya çıkan kendi dertlerine çözüm arama arayışları içinde olmalarına rağmen, gücü kayıp etmemek için kendi kurdukları sistemlerin işlerliğini devam ettirmek için adımlar atmalarını, virüs sonrası suçlu ilan etme hazırlığı için alt yapı ve söylem birlikteliklerini beraber aynı zamanda yapmaya devam etmelerine dikkat etmek gerektiğidir.
Çin Devletine karşı hamle yapma hazırlığında olan ülkelerin Pekin Kominist Çin Devletine karşı mı yoksa Shangay Kapitalist Çin Devletine karşı mı uluslararası sistem üzerinden hak arama içine girecekleri soru işaretleri ile doludur.
NATO toplantısında yeni düşman Çin Kominist Partisi seçilirken sebep yokken böyle bir hedefin neden seçildiği virüsle beraber daha net ortaya çıktığı görülmektedir.

Dünyadaki ülke tiplerine göre ,dünya ülkeleri içinde yeni dünya düzenindeki bir çok ülke için stratejik konumlama değişimlerini göreceğimiz yeni dönemin kritik ülkeleri olan Venezuella’nın ABD için nasıl bir ekonomik(enerji ve emtia) tehdit olduğu,
Katar’ın Ortadoğuda stratejik konumu ve sahip olduğu enerji yatakları ile ABD ve kürenin etrafındaki yandaşlarının yanında yer almaması ve İsraille işbirliğine gitmemesi, Türkiye virüsle mücadelesinde sağlık sistemi ile ön plana çıkan, dünyanın en gelişmiş ekonomilerine sahip olan ülkelere yardım eden ve insanlığı yeniden hatırlatan ülke olarak tecrübelisine saygı duyan, manevi değerlerinin gereğini yaparak , sosyal sistemlerinin gelecekte nasıl olacağına dair örnek ülke konumuna gelirken bir çok ülkenin pazarını yeni dünya düzeninde kendi yapısı ile girmeyi ve almaya hazır olduğunu gösteren ülke konumuna gelmesidir.
Bütün bunlar için neden üç ülke önem kazanmaktadır bunun cevabını ise yeni dünya sistemi oluşurken finans sistemini kayıp etmek istemeyenlerin karşında duran ve devamlı darbe söylemi ile yandaşları tarafından kriz yaşayan ülke konumunda göstermek istemelerinin nedeninde saklıdır.
AB içinde pandemiyi en ağır şekilde geçiren İtalya,İspanya ve Fransa’nın oluşan ekonomik sıkıntıları AB içinde ortak havuzda beraber ödeme önerilerine karşı çıkan Almanya,Hollanda ve İsveç gibi ekonomileri iyi olan ülkelerin kredi vererek sorunu çözmek istemleri ile ortaya çıkan krizin nasıl aşılacağının cevabı AB geleceğini belirleme de etkin olacaktır.
Ortak havuzdan ödeme kabul edilirse, arkasından diğer ekonomileri sıkıntılı olan Yunanistan,Portekiz gibi

ülkelerinde bunu talep etmeye hazırlandıkları bir dönemle beraber AB sorunlar yumağı devam etmektedir.
AB’nin sadece menfaatlere dayalı bir ekonomik topluluk olduğunu unutmamalıyız. ABD tarafından kontrol edilen yapı İngilterenin çıkması ile oluşan tuğla sökülme dönemine son vermek için bu sıkıntıları aşmak zorunda olduğu ortaya çıkarken ,
Türkiye gibi hem bölgesinde hemde dünya genelinde etkiliği ile AB içindeki Fransa dahil bir çok ülkenin rahatasızlıklarını dün kapalı kapılar ardından terör örgütlerine destek vererek gösterirken bu gün açıktan bunu beyan etmeye başladıkları dönemi görmekteyiz.
Akdenizdeki gelişmelere baktığımızda Türkiye’nin Asyadan Afrikaya kadar artan etkinliğinden rahatsız olanların Türkiye’ye karşı hamlelerine Türkiye karşıtlarını yanlarına alarak devam ettiklerini görmekteyiz.
Fransa için Afrikanın kapısı ve bütün çıkarlarının başlangıç noktası olarak gördükleri Libya ‘da Türkiye lehine gelişmelere karşı hamleleri ve uluslararası hukuk tanımaz tutumlarını artırdıklarını görmekteyiz.
Finans sistemine sahip olan ülkelerin Londra merkezli saldırılarına maruz kalan ülkemizin ekonomik sistemini çökertmek istemelerinin altında yatan sebep nedir.
Bunu görmek istemeyenler şunu iyi anlasınlar oyuncaklarla ilk gün oynanır, daha sonra yeni oyuncaklar elde edilir ve bir köşeye atılırlar.

Küresel güçlerin elinde tek kalan silah olan finans sistemini şimdi;
İnanç,
İlaç,
Silah, olarak kullanmaya başladığını görmekteyiz.
Ülkelerin bundan nasıl etkilendiklerini görmek için ülke dizayn konseptlerine göre değerlendirmek gerekir bunlar ise;
Üretim ülkeleri
Sanayileşmiş ülkeler
Hammadde ülkeleri diğer adıyla sömürülen ülkeler
Ara tampon ülkeler
Montaj ülkeleri
Tüketim ülkeleri diğer adıyla kapitalizme ekonomileri teslim olan ülkeler
Yardımlarla yarı aç yarı tok yaşayan ülkeler
Sisteme karşı olan ülkeler
Yeni oluşumların hazırlığındaki ülkeler
Enerji ülkeleri
Finans ülkeleri
ABD’nin virüs sonrası için yeni düşman oluşturma ve kamuoyu yaratma çabaları içinde olduğu bu dönem İslamofobiden terör örgütleri yaratma stratejisinde yetersiz kalması ile, yeni düşman yaratma,yaşatma ve yaşama için Çin hedef olurken ;
Corona virüsünden ABD Çin Devletini sorumlu tutmaya,

Çin Devleti ise Afrika kökenlileri hedefe alması ile yeni çekişme alanının hedef kıta olan Afrika kıtası olarak ortaya çıkmaktadır.
Bu durum bize yeni dünya düzenine ,eski dünya düzeni üzerinden devam edilirken ses-sizce yol alacağını göstermektedir.
ABD’nin bölgelere göre varlıksal kalmasını sağlayan sorunlu ülkelerden olan İran’a karşı izolasyona devam etmesi ve rejimi değiştirme çabalarında ilk defa ilerleme kayıt ettiğini görmekteyiz.
İran içinde dün sadece hak,özgürlük yanlıları tarafından destek bulan ABD, ilk defa rejimin ayakta durmasını sağlayan kesim olan halkdan destek görmeye başlaması ve özgürlük arayanlarla ekonomik sıkıntı çekenleri bir araya getirmesi ile bunu ileriye götürdüğünü görmekteyiz.
İran Devletine bu izolasyon sürecinde Rusya Federasyonunu Siyasi , Çin Devletinin de Ekonomik destek vermesi beklenirken buna cesaret göstermedikleri görülmektedir.
Finans ve Üreten ülkeler ,kendilerine bağlı rejimler isterler.
Ancak;
Üreten ülkeler ne kadar üretim yaparlarsa yapsınlar,
Tüketen ülkeler ayağa kalmadıkça, üretimin tüketime ve finansa dönüşmesi zor olacaktır.
Dr.Mehmet BOZKUŞ
Siyaset Bilimci
mehmetbozkus06@hotmail.com
13/05/2020

İlgili Yazılar

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir