Ozan Cemal Süreya “Yunus ki süt dişleri Türkçenin” dizesiyle, özellikle arı Türkçeye gönderme yapar! Türkiye’de bu deyim çok yaygındır.
— Ancak bu deyimin anlamı üzerinde düşünürsek, genel Türk dili tarihi için bu doğru değildir! Yunus Emre 14. yüzyılda yaşadı, oysa Türkçe yazılı olarak 6-8. yüzyıldan beri var. Ondan da önce Türk yazıları olabilir, ancak onlar bze ulaşamadı?
— Eğer Eski Türk dilini düşünürsek, 14. yüzyıldaki Yunus Emre’nin şiirleri, daha eski yüzyıllara giden Türk dilinin “süt dişleri” olamaz!
8. yüzyıldaki Orhun yazıtları ve 8. yüzyıldaki bildiğmiz en eski Türk ozanı Aprınçor Tegin’in şiirlerine bile “Türkçenin süt dişleridir” diyemeyiz!
— O zaman şu açıkça ortaya çıkıyor, Orta Asya’dan Anadolu’ya gelen Türkler 13-14. yüzyıldan sonra yeni bir Türk yazı dili yarattılar, bu Türkçe o geleneksel Doğu Türkçesinden ayrı, Oğuzcaya dayalı yeni bir Türk yazı dili olarak ortaya çıktı.
— İşte Yunus Emre de ancak bu Anadolu’da yeni yeni filizlenen Oğuzcaya dayalı yeni bir Türk yazı dilinin ilk örnekleri olarak “süt dişleri”ne benzetilmesi doğrudur! Yoksa Yunustan 3-4 yüzyıl önce Orta Asya’da Ahmet Yesevi şiirleri, Kutadgu Bilig gibi çok büyük edebiyat eserleri yazıldı; daha önce de Orhun yazıtları ve Eski Uygur yazılı edebiyatı var! Onların hiç birine süt dişleri diyemeyiz. Süt dişleri ancak bebeklerde çıkar
— Sanırım bugüne dek kimse bu “Yunus Türkçenin süt dişleri” deyimini kullanırken, bu dediklerimi hiç düşünmedi ve övünerek kullandılar 14. yüzyıldaki Yunus Enre şiirleri Türkçenin “süt dişleri” diyerek! Onlar, ancak bu deyimle yalnız Anadolu’daki bir gelişmeye gönderme yaptıklarının farkına varmadan
— İşte böyledir, kimi bir deyimi çokça kullanırız ancak, onun tam anlamını sorgulamadan? Türkbilimi (Türkoloji) de, başka bilimler gibi ancak sorgulama yapılarak gelişir, bellenmiş (ezberlenmiş) bilgilerle değil…
Timur Kocaoğlu
Timur Kocaoğlu: “YUNUS EMRE ŞİİRİ TÜRKÇENİN SÜT DİŞLERİ” MİDİR?
248 0

Kafkassam Editör
Yeni bir dünyaya uyanmak, dünyayı yeniden okumak isteyenler için, söylenecek sözü olanlar için merkezi Ankara’da olan KAFKASSAM’ı kurduk. Erivan, Bakü, Tiflis, Tebriz, Grozni, Moskova, Mahaçkale, Nazrin, Nalçik, Saratov, Ufa ve Sochi’de ofislerimiz temsilcilerimiz var. Kafkassam genelde kafkasya çalışmak için kuruldu Kafkasya genelinde çalışır. Ermenice Rusça Gürcüce İngilizce dillerinde yayın yapan kafkassam genç akademisyen ve stratejistlerle çalışmaya özen gösterir. KAFKASSAM’ın internet sitesi 2 Ocak 2010’da yayına girdi. İnternet sitesinde Kafkasya’daki ülkeler ve Türkiye ile ilişkileri hakkında makaleler, ropörtajlar, analizler ve yorumlara yer verilmektedir.