KAFKASSAM – Kafkasya Stratejik Araştırmalar Merkezi

  1. Anasayfa
  2. »
  3. Gündem
  4. »
  5. SERDAR BOZDOĞAN; ORTADOĞU’YA SULH NASIL GELİR?

SERDAR BOZDOĞAN; ORTADOĞU’YA SULH NASIL GELİR?

Kafkassam Editör Kafkassam Editör - - 6 dk okuma süresi
150 0

Ortadoğu tarihin derinliklerine bakıldığı zaman hem huzurun hem de hüznün merkezi halindedir.

Jeopolitik konumu gereği huzur ve hüzün aslında coğrafyada yaşayan toplumların elindedir. Şerif Hüseyin ve avenesinin Osmanlı’ya ihaneti ile başlayan süreç bir çok Arap milletlerinin de İngiliz uşağı olarak sürece dahil olmasıyla sanki Osmanlı’nın onlara sunduğu ikram ve güzelliklere karşı ihanetin bir tekerrürü olarak sonrasında iki yakaları bir araya gelmedi.

Daha sonra Almanya’daki Nazilerin Yahudiler üzerine yaptığı katliam ardından onlarda mağdur gibi Ortadoğu’ ya intikal ettiler. Daha sonra başlayan süreçler ardından bölgede tansiyon hiç düşmedi.

Günümüze geldiğimizde İsrail’de Netenyahu ve avenesi ne zaman hükumet kursa mutlaka bir kavga, kargaşa, kaos ve savaş süreci tüm dünyayı etkiliyor. Demek ki Netenyahu familyasında bir sorun var. Bu sorunu patolojik ve psikolojik olarak önleme imkanımız olmayabilir. Ama sosyolojik olarak bu soruna savaşı istemeyen müsevirler çözebilir.

Nasıl mı?

Netenyahu hükumetin boykot ederek, desteklemeyerek ve “daha adil bir dünya için kan dökülmeden Kudüs ve Gazze” sloganı ile eylemleri demokratik ölçüde artırıp Netenyahu hükumetinin kirli politikaları açığa çıkmasına evresine geldiğinde bölgede savaş çıkarmasını uluslararası kamuoyuna sevk etmek en doğru adımdır.

Uzun yıllardır Almanların Yahudileri katletti ağıdı ardından bugün düne kadar sitem ettikleri eylemleri kendilerinin yapıyor olması acı bir durum ve savaş suçudur.

Özellikle Netenyahu “ABD’ de derin bağlantılarımız var, korkmayın, dünya kamuoyunu bu konuya bir şey yapamaz aksine bize destek vermek zorundalar” sözleri uluslararası ilişkiler açısından endişeleri artırıyor. Netenyahu’ ya destek verenler sevdikleri için mi destek veriyor yoksa MOSSAD marifetiyle destek veren liderlerin  kasetleri veya dosyaları mi var?

Netenyahu’nun savaşa karşı korkmayın diyerek öz güven dağıtması savaş suçları açısından özellikle Birleşmiş Milletler tarafından hassas bir şekilde araştırılmalıdır.

Bir diğer konu Birleşmiş Milletler Kudüs konusunda adım atmalıdır. ABD’nin bir önceki berduş başkanı Tramp tarafından Kudüs’ü İsrail’in başkenti olarak tanıyorum dediği  hadsizce dile getirdiği sözler ve adımlar bugün bu insanlık dramına neden olmuştur.

Kudüs’ü Birleşmiş Milletler koruması altına alıp Filistin ve İsrail’in ortak buluşma ve silahsızlanma bölgesi ilan edilmelidir. İsrail başkenti Tel Aviv’e çekilip Kudüs’ün tarihsel değeri ve güvenliği Birleşmiş Milletler korumasında olmalıdır.

Netenyahu familyasından aldığı güçle Ortadoğu’da aklına geleni yapacağını sanıyorsa da yanılıyor. Ona en büyük cevabı dünyadaki diğer Yahudiler savaş istemiyoruz, Netenyahu hükûmeti savaşın ürünüdür diyerek boykot etmelidir.

Dünyadaki tüm savaşı istemeyen Yahudiler, Almanya’da Nazi zulmünden kaçanlar ve onların çocukları dün yaşadığınızı bugün hatırlama günüdür. Tüm savaşı istemeyen Yahudilerin Kudüs’te eylem yapıp diplomasi lisanı ile Netenyahu’nun tam anlamıyla Yahudileri temsil etmediği ve savaştan beslenerek kaos ile ayakta durmak istediği gerçeğini haykırmalıdırlar.
Böyle bir adımla Netenyahu savaştan beslenen bir politikacı olarak tarihe lekeli bir isim bırakacak.

Aynı zamanda kaostan beslenen örgütsel yapılır içinde kapsamlı bir adım atarak Birleşmiş Milletler nezdinde bir politika ortaya koymak gerekiyor.
Ayrıca konuya birde teolojik açıdan bakmak gerekiyor. Yahudilik dini ve Tevrat tahrif edildiği için Hristiyanlık semavi dini tezahür etti.

Ancak günümüzde Netenyahu hükûmetinin Hristiyanlık açısından tahrif edilen Tevrat’a göre hüküm verip açıklama yapması Avrupa’da Hristiyan ülkelerden başta Almanya olarak Netenyahu ’ya destek vermesi manidar bir durumdur. Diğer yandan Hamas ve Filistin liderleri sizde bu acı tablodan sorumlusunuz.

Ayrıca Türkiye’yi olaylardan, bölgeden ve uzlaşı trafiğinden tutmak sizin hakkınız ve haddiniz değil. Filistin’in, Kudüs’ün ve Ortadoğu’nun tapusu Osmanlıdaydı. Türkiye’de Osmanlı’nın mirasçısı ve hak sahibi olan bir devlettir. Dünyada hiç kimse ve hiç bir güç Türkiye olmadan Ortadoğu’ da denge kurmaya kalkmasın. Herkes haddi, hukuku, tarihi ve şeceresi kadar konuşsun. Ortadoğu’da yeniden bir sulh dengesi olacaksa ve bunun mimari Türkiye’dir. Çünkü Kudüs Türkiye’ye emanettir.

İlgili Yazılar

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir