Ak Partili bazı isimlerin yakın dostu, Suudi istihbaratçı, Washington Post yazarı Suudi gazeteci Cemal Kaşıkçı’nın kayboluşu Türkiye’nin gündemine yerleştiği gibi dünya kamuoyunu da meşgul etti. Farklı senaryolar yazıldı. Nitekim bende dün Cemal Kaşıkçı’nın bazı Türk yetkililerle irtibatını bilen ABD istihbarat kuruluşlarınca Andrew Craig Brunson’la takas yapılması için kaçırılmış olabileceğini sosyal medyada paylaşmıştım. İstanbul merkezli bir gazetenin istihbarat servisinde çalışan bir dostum, bugünkü Brunson davasına gönderme yaparak “-eğer yarın serbest bırakılırsa ve aynı gün Kaşıkçı yaşıyor söylentisi dolaşıma sokulursa bu iddianız doğrulanmış olur” demişti.
Arap dünyasının önde gelen günlük gazetelerinden Şarku’l Avsat’ta yer alan haberde; Suudi Arabistan Veliaht Prensi Muhammed bin Selman, Bloomberg kanalına yaptığı açıklamalarda kayıp Suudi gazeteci Cemal Kaşıkçı’ya ilişkin Blommberg muhabirinin “-Yani o kişi Suudi basınının bahsettiği kişi değilse?” sorusuna Muhammed bin Selman: “-Kesinlikle o değil!” cevabını vermişti. Bu diyalogdan siz ne anladınız? Ben ne anladığımı söyleyeyim. Konsolosluğa girerken görünen kişi Suudi gazeteci Cemal Kaşıkcı’ya çok benzeyen birisi ama kesinlikle o değil! Madem öyle o halde Cemal Kaşıkçı’nın dublörü olan kişinin neden konsolosluktan çıkış görüntüleri yok? Gazeteci dostum, Kaşıkçı’nın konsolosluk müştemilatına ait kanalizasyon sistemini kullanarak bina dışına çıkmış ya da çıkarılmış olabileceği ihtimalinden söz etmişti
Ev hapsinde tutulan Amerikalı Pastör Andrew Craig Brunson bugün 4. kez hâkim karşısındaydı. Mahkeme öncesinde ABD basınında ‘Brunson’ın serbest bırakılması konusunda ABD ve Türkiye anlaştı’ haberlerinin çıkmasıyla TL değer kazandı. Beyaz Saray’ın varılan gizli bir anlaşma uyarınca Brunson’ın önümüzdeki günlerde serbest bırakılmasını beklediği söyleniyor. Savcılık İddianamesinde, Brunson’a hem Fethullah Gülen Cemaati hem de PKK adına suç işlediği suçlaması yöneltilmişti. Brunson Davası, ABD Kongresi’nde de sıklıkla gündeme getirildi. İlk duruşmayı izlemek üzere Amerikalı Senatör Thom Tillis ile ABD’nin inanç özgürlüğü temsilcisi Sam Brownback de İzmir’e gelmişti. Ancak Amerika’ya elleri boş döndü, Brunson’u götürememişlerdi.
Brunson’ın serbest bırakılması için çeşitli sivil toplum kuruluşları da kampanya yürüttü, ABD’nin muhafazakâr sivil toplum örgütlerinden Amerikan Hukuk ve Adalet Merkezi’nin (ACLJ) Brunson’ın serbest bırakılması talebiyle açtığı imza kampanyasını 500 bin kişi imzaladı. Papaz Brunson bugünkü duruşmasında yalnız bırakılmadı, Brunson’ın yargılandığı davayı izlemek üzere ABD Ankara Büyükelçiliği Maslahatgüzarı Jeffrey M. Hovenier da mahkeme salonuna geldi. Davanın bugünkü duruşmasında bazı tanıklar aleyhteki ifadelerini değiştirdi. Savcı soruşturmanın genişletilmesini istemedi. Mütalaa sonrası sanığın savunması alındı. Brunson için adli kontrol kararlarının kaldırılmasını talep etti. Öte yandan savcı mütalaasında, terör örgütüne üye olmaktan 10 yıla kadar hapis talep etti. Mahkeme kararını verdi. İzmir 2’nci Ağır Ceza Mahkemesi tarafından 3 yıl 1 ay 15 gün hapis cezasına mahkûm edildi. Mahkeme Brunson’un ev hapsini ve hakkındaki yurt dışı yasağını da kaldırdı. Cezaevinde yattığı süre göz önüne alınan Brunson, bu kararla birlikte serbest kalacak.
Ömür Çelikdönmez
Twitter:@oc32oc32