KAFKASSAM – Kafkasya Stratejik Araştırmalar Merkezi

  1. Anasayfa
  2. »
  3. Gündem
  4. »
  5. Mihail Saakaşvili: Vilnius’taki NATO zirvesi neden kritik?

Mihail Saakaşvili: Vilnius’taki NATO zirvesi neden kritik?

Kafkassam Editör Kafkassam Editör - - 6 dk okuma süresi
135 0

Bu hafta Vilnius’ta gerçekleşen NATO zirvesi örgütün tarihinde kritik bir noktaya işaret ediyor.

Zirvede, 31 üye ülkenin gündeminde Ukrayna’ya hızlı üyelik teklif edilip edilmeyeceği yer alacaktı. Nihayetinde üyelik kaçınılmaz görüyor ama bu yollardan daha önce de geçtiğimize dair rahatsız edici bir his de var.

2008 başlarında Gürcistan’daki ikinci cumhurbaşkanlığı dönemimde, Romanya’nın başkenti Bükreş’teki NATO liderleri zirvesi öncesi George Bush’un nihai üyeliğe destek vereceği inancıyla Oval Ofis’in önünde bekliyordum.

Ansızın Almanya Şansölyesi Angela Merkel, Berlin’den beni aradı. Açık ve net konuştu, Bush ne söz verirse versin Almanya’nın hem Gürcistan hem de Ukrayna için Üyelik Eylem Planı’nı (ÜEP) bloke edeceğini söylüyordu. Soğuk duş etkisi yapmıştı.

Birkaç dakika sonra görüştüğüm Başkan Bush telaşlı görünmüyordu. Sanki onu hiç ciddiye almıyormuş gibi bir ses tonuyla “Angela’yla ben ilgilenirim” demişti. İyimserliği bir bakıma anlaşılabilirdi. Daha önce hiçbir Avrupalı gücün Amerika’nın yeni üye aday gösterme kararına karşı çıktığı ya da veto ettiği görülmemişti. Bu yüzden Bükreş’e büyük umutlarla gittik.

Ancak anlaşılan Başkan Bush, Şansölye Merkel’i hafife almıştı. Almanya, aralarında ÜEP önerisine karşı çıkan Fransa’nın da bulunduğu Batı Avrupa ülkelerinden oluşan bir koalisyon kurmuştu.

Bu koalisyon üyelerinin sunduğu argüman, Gürcistan’ın “çözülmemiş toprak anlaşmazlıkları” bulunduğu için Gürcistan ve Ukrayna’nın ayrı ayrı ele alınmasını öneriyordu. ABD bunu elbette kesin biçimde reddetti.

Amerika’nın bu olağandışı argümana cevabı, üyeliğin reddi için yaratılacak böylesi bir emsalin, Ukrayna ve gelecekteki diğer adaylar açısından seçtikleri yoldan çıkarılmalarını sağlayacak en etkili yöntem olacağı ve dolayısıyla bu ülkelerde benzer toprak sorunlarına gayet hızlı bir davetiye teşkil edeceği olmuştu.

Müzakereler bütün gece sürdü ve nihayetinde katılımcılar büyük ölçüde Gürcistan, Ukrayna ve ABD için bir yenilgi, Bükreş’teki akşam yemeğinde diğer şeylerin yanı sıra Ukrayna’nın gerçek bir devlet değil sadece bir toprak parçası olduğunu söyleyen Vladimir Putin açısındansa zafer olarak algılanan formül üzerinde uzlaştı.

Üzerinde anlaşmaya varılan formül adaylık arzusundaki iki ülkeye de ÜEP verilmesini fiilen engellemiş, bunun yerine “Ukrayna ve Gürcistan’ın NATO üyesi olacağı” ilan edilmişti. Angela Merkel bu ifadeyi kendisi kaleme almıştı.

Daha da kötüsü zirvenin konuyu aralıktaki NATO bakanlar toplantısında yeniden gündeme getirme kararı almasıydı ki bu da Moskova’ya harekete geçilmesi için gereken zaman dilimini tam olarak gösteriyordu. Onlar da harekete geçti.

Bükreş zirvesinden gelen feci zayıflık sinyalleri sonrası Putin kendini daha güçlenmiş hissetti ve savaş planlarının uygulama aşamasına doğru saldırgan biçimde ilerledi. Rusya, Güney Osetyalıları soykırımdan koruma bahanesiyle (Henüz “Nazilerden arındırma” icat edilmemişti!) ağustosta Gürcistan’a geniş çaplı bir istila başlattı ve Putin beni asma niyetini açıkça ilan etti.

Yüzlerce insan öldü ve onbinlerce aile evlerini kaybetti. Moskova’ya taviz vermeye çalışırsanız işte böyle olur. Bugün, 10 yılı aşkın bir süre sonra, Ukrayna yeni Rus saldırganlığını göğüslemek için doğruldu. Çok fazla can kaybına rağmen Ukrayna halkı ve hükümeti nihai bir zaferin mümkün olduğuna kararlılıkla inanıyor.

Rusya’ya karşı nihai zaferi kazanmaları ve Kırım dahil işgal altındaki tüm Ukrayna topraklarının kurtarılması için elimizdeki tüm imkanları seferber etmek görevimizdir. Ukrayna, NATO’ya tam üye olma hakkını fazlasıyla kazandı ve NATO’nun en ufak bir zayıflık algısına yer bırakmaması hayati önem taşıyor. Tereddüt çatışmanın sadece daha da tırmanmasına yol açacak. Güç ve kararlılık, Putin’e karşı haklı savaşlarında Ukrayna halkına muazzam bir jest olacaktır.

Hapiste olduğum için Ukrayna’ya müzakere masasında yardım etmekte daha aktif rol oynayamamak beni üzüyor. İçinde bulunduğum duruma rağmen, son günlerde Başkan Zelenski’den gördüğüm yakın destek beni son derece cesaretlendirdi ve özgür bir adam olarak yeniden üzerime düşeni yapacağım zamanı sabırsızlıkla bekliyorum.

Mihail Saakaşvili, 2004 ile 2013 arasında Gürcistan Cumhurbaşkanı’ydı. Ukrayna Ulusal Reform Konseyi’nin yürütme kurulu başkanı olan Saakaşvili, görevi kötüye kullanma davasından aldığı 6 yıllık hapis cezası nedeniyle 2021’den bu yana Gürcistan’da hükümlü. Saakaşvili ve destekçileri cezanın siyasi saikle verildiğini söylüyor
https://www.indyturk.com/node/647396/yazarlar/vilniustaki-nato-zirvesi-neden-kritik

İlgili Yazılar

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir