Güçlenen doğu yeni dünya düzeninde yerini alırken güçlenen ve üreten yapısıyla batı karşısında kendini kabul ettirmeye ve politik düzeyde ülkeler arası ilişkilerde hem sahada var olan hem masada var olmayı hedefeleyen siyaset, ekonomi ve politikalarla yerini almaya başlamıştır.
Batı ise yeniden yapılanma sürecine girerek ABD öncülüğünde kendine yeniden yer edinmeye çalışırken, yeni politikalar üretmek yerine yoluna mevcut konumu ile devam etmek istemesiyle ortaya çıkan süreçlerde kendini yeniden dizayn etme sürecine girmiştir.
Güçlenen doğu karşısında yeni bloklar oluşturma gayreti içinde olan ancak beklediği prestij konumuna gelmekte sıkıntı yaşayacağını gören batı güçlenen doğu ülkeleri karşısında savunma üzerinden tehditler gönderme yoluna giderek kendine yer açma çabaları içine girmiştir.
Rusya’yı düşman Çin’i rakip olarak gören ABD aslında bölgesel güçlerin yeni yapılanmadaki etkinliklerini görmek istememekte ve vekil aktörleri ile bu ülkeleri kriz ve kaos ortamlarına sürükleyerek kendine mecbur etme yöntemini seçmiştir.
AB içinde ABD etkinliğini artırmak isteyen ve düşman olarak gördüğü Rusya’ya karşı işbirliği yapan ülkeleri tehdit eden ABD aslında AB içinde kendi yerini AB ülkeleri çıkarlarının üstünde tutarak AB’yi savunma, ekonomi ve politik olarak kendine tekrar bağlı hale getirme gayretleri ile ortaya çıkmaya başlamıştır.
AB’nin lokomotifi olan Almanya’nın Rusya üzerinden sağlayacağı enerji ihtiyaçlarına ( kuzey akımı ) karşı çıkarak kendi müttefikleri olan AB içinde yaptırım uygulama tehditleri ile ekonomik olarak şirketleri tehdit etme yoluyla kendi politikalarına tabi olmaya zorlamaktadır.
Yeni doğu oluşurken sömürge ülkeleri olan bir çok ülke sömürgeci devletlere karşı ülke politikalarında değişime gitmeye başlamış bu durum
zenginliklerini sömürge düzeninden elde eden emperyal devletlerin ekonomi,siyaset ve toplumsal olaylarla karşı karşıya kalmalarını sağlamıştır.
Emperyal devletlerin güçlenen doğu ülkelerinin kendi içlerinde oluşturdukları yeni yapılar ve işbirlikleri ile üretimden toplumsal gelişmişliğe kadar uzanan bir çok kalkınma sorunlarında birlikte hareket etme kararlılığı göstermeleri ile denge kayıplarına uğramışlardır.
AB içinde savunma dahil birçok alanda sorunlar ortaya çıkmış bu durumdan en çok rahatsızlık duyan ülke olarak Fransa sert söylemlerle kendine rakip olarak gördüğü Türkiye’yi hedef almaya başlamış bunun karşısında Türkiye uluslararası hukuk dahilinde haklı ve kararlı duruşu ile siyasi arenada gereken cevapları vermiş ve vermeye de devam etmektedir.
Almanya’ya karşı ABD tutumları rahatsızlıklar yaratırken Almanya kendine nasıl bir çıkış yolu araması gerektiğini Türkiye gerçeği ile ortaya koymaya başlamış olup Almanya Rusya ve Türkiye’nin doğu Akdeniz dahil olmak üzere bir çok alanda işbirliği ve politik denklemler kurmaya başladığının bilinmesi gerekir.
AB içinde Almanya liderliği ve Fransa çekişmeleri yeni dönemde daha çok gündeme geleceği, Almanya AB politikalarında etkin olabilmesi için AB’nin ihtiyaçlarına cevap veren ülke olma konumunu kayıp etmemesi gerektiğinin görülmesi
Yeni doğu karşısında AB kendi yapılanması içinde yerini almalı ve ABD karşıtı söylemlerle değil kendi davranışlarından bunu göstermeye başladığı süreçler olmalıdır.
AB-ABD
AB-Rusya
AB-Türkiye
AB -Rusya ve Türkiye ilişkilerini değerlendirme gereğini görmelidir. AB-ABD’nin Rusya ve Çin politikalarından duyduğu rahatsızlığı kendi ekonomisi ve güvenliği için nasıl bir tehdit oluşturduğu gerçeğini görerek hareket etmesi,
Rusya ile ilişkilerin boyutunu varsa tehditinin şeklini ve oluşturacağı etkiye karşı kendi politik gerçeklerine göre hareket etmesi,
AB -ABD ilişkilerinde Trump döneminde oluşan ilişkileri yeniden hangi boyutlara taşıyacağını,
AB’nin (AB-Türkiye) ilişkilerinde yeni dünya düzeninde yer almak isteyen konumda olmak için Türkiye’ye karşı gerçekçi politikalara dönmesi ve işbirliği ile neler kazanabileceklerini gören politikalar üretmeleri gerekeceğini, Rusya-Türkiye ilişkilerinde bölgesel ve küresel anlamda kazandığı boyutlarını görmeleri ve vekil aktörlere olan desteklerini kesecek politikalarla neler kazanarak yeni yapılarına kavuşacaklarını görmeleridir.
Vekil aktörler üzerinden savaşların AB sınırlarına taşındığı gerçeğini görmeleri gerekmektedir.(Belarus ve Ukrayna üzerinden bunu görmeleridir.)
Pandemi ile ortaya çıkan aşı ihtiyaçlarını karşılamak için ülkelerin aşı diplomasisi ile birbirlerine karşı yeni tehditler oluşmakta bu durum enerji mücadelelerinin yerini almaktadır.
ABD karşıtlığının dünyanın her noktasında baş gösterdiği günümüzde AB’nin geleceği ve ABD -AB çekişmelerinde Türkiye gerçeği ortaya çıkmıştır.
Fransa Almanya çekişmesi batı ülkeleri için yeniden yapılanma süreçlerinin başlaması gerçeğini ortaya çıkarırken, doğu bu durumdan güçlenerek etkinlik alanlarını artırmaya başlaması ile yeni batı ise çekişmeler ile oluşumunu başlatmak istemektedir.
Almanya Çin ve Rusya’ya karşı taraf olma politikası yerine daha çok çıkarlarına göre hareket ederek denge politikaları izlemektedir. Rusya ve Çin ise bunu işbirliği politikaları ile göstermektedir.
Türkiye çoklu denge politikaları izlemeye devam etmekte, düşmanları azaltma dostlarını çoğaltma politikası ile Hindistan,Pakistan çekişmesinde barış elçisi ,Kafkaslarda yeni işbirlikleri ve güven istikrar sağlama,Ermenistan’ın katılması ile bunu göstermektedir.
Ukrayna üzerinde Karadeniz’de oluşturulmak istenen kriz ve kaos ortamına işbirliğine dayalı ilişkileri ile cevap verecek konumu ile dahil olacak ve huzur denizi olan Karadeniz’in karıştırılmasına müsade etmeyeceğinin görülmesinin gerektiği,
Almanya ve Rusya yakınlaşması ile Türkiye yapılanması yeni doğu ile yeni batıdaki denge,güç,siyaset,ekonomi ve güç oluşumu olacaktır.
Mehmet BOZKUŞ