KAFKASSAM – Kafkasya Stratejik Araştırmalar Merkezi

  1. Anasayfa
  2. »
  3. Gündem
  4. »
  5. Malcolm X ve Yaser Arafat’ın dostu Fidel Castro!

Malcolm X ve Yaser Arafat’ın dostu Fidel Castro!

Ömür Çelikdönmez Ömür Çelikdönmez - - 10 dk okuma süresi
1064 1

Küba’nın devrimci liderlerinden Ernesto Che Guevara astım hastasıdır. Bolivya’da savaşırken yaptığı tercih efsane ismin kişiliğini gösterir. Masanın üzerinde astım ilacı ve mermi kutusu vardır. Ernesto Che Guevara, astım ilacını değil mermi kutusunu yanına almayı yeğler. Bu tercihinden hareket edenler, onun bu tavrını Fidel Kastro ile kıyaslar ve aynı durumda olsaydı Fidel’in astım kutusunu alacağı varsayımında bulunurlar. Bizde de benzer karşılaştırma Enver Paşa ile Mustafa Kemal Paşa arasında yapılır. Enver tıpkı Che gibi idealist, Mustafa Kemal ise Fidel gibi realisttir. Realist Fidel Castro artık yaşamıyor! Ülkesini alışveriş merkezleriyle donatmadığı, emperyalizmin tüketim çılgınlığından koruduğu ve Amerikan emperyalizminin fitil fitil burnundan getirdiği, Amerikan emperyalizminin karizmasını çizdiği için her türlü olumsuz propagandanın odağına yerleştirilen Fidel Castro öldü ölmesine de Amerikan conileri kadar Türkiye’deki bazı İslamcı ve muhafazakâr çevrelerin, CIA’nin kirli propagandasından etkilenerek sosyal medyada aleyhinde paylaşımda bulunmalarından maalesef kurtulamadı.
Hazımsızların bir kısmı, Fidel komünist olduğu için, bir kısmı ülkesinde demokrasiyi geciktirdiği ve yönetimi diktatörlüğe dönüştürdüğü bir kısmı da, Fidel Castro’nun Atatürk hayranlığı nedeniyle kinlerini kustu. Oysa Fidel Castro; İslam dünyasındaki küresel emperyalizm karşıtı direniş hareketlerini yakından izliyordu, ABD’deki AfroAmerikan Müslümanların lideri Malcom X (Malik El Şahbaz) ve Filistin davasının efsanevi lideri Yaser Arafat yakın dostları arasındaydı. Kaddafi’de ekleyebiliriz. Riverside konuşması Castro’nun Harlem’e ilk ziyareti değildi. 1960’da Birleşmiş Milletler’de Amerika Birleşik Devletleri’ni eleştirdiği, Riverside konuşmasında, kısa ama anlamlı bir konuşma yapmış ve İslam’ın toplumsal katılıma karşı kısıtlamaları konusundaki mücadelesinde Malcolm X’e destek vermişti. Sonra, Harlem’s Theresa Otel’de ikamet ederken, Malcolm X ile görüşmüştü. (Bkz. http://www.theroot.com/articles/culture/2016/11/black-radicals-owe-a-great-deal-to-fidel-castro/ )
Fidel Castro’nun İslam dünyasından bir diğer dostu Yaser Arafat’tı. Uluslararası toplantılarda bir araya geldiklerinde samimiyetleri dikkat çekerdi. Bütün İslam âleminin Filistin konusunda sessiz kaldığı 2014’te Castro şunları söylemiştir; “İsrail’in çalışkan gençlerini şimdi şerefsiz ölümle yüz yüze bırakıyorlar.” Castro’nun Filistin direnişiyle ilgili “Filistinliler Stalingrad’ı savunanlar gibidir” ifadesi, uzun yıllar dillerden düşmemişti. Küba Komünist Parti’nin yayın organı Granma gazetesinde ‘Gazze’de Filistin soykırımı’ başlıklı bir makale yazan Fidel Castro, “İnsanlık tarihinin bu döneminde yeni ve iğrenç bir faşizm türü güçlü şekilde ortaya çıkıyor.” ifadelerini kullanmıştı. (Bkz. http://www.islamianaliz.com/haber/fidel-castro-filistin-soykirimi-fasizmin-yeni-turudur-7427 ) Fidel’in uzun yıllar yönettiği Küba yer adı olarak; İslam tarihinde önemli bir yeri olan ve günümüzde Suudi Arabistan’ın Medine şehri sınırları içerisinde yer alan Kuba Mescidi ile irtibatlı olabilir. Çünkü Endülüs Devletinden Latin Amerika’ya göç etmiş Arap kabilelerinden söz ediliyor. Küba’da yaklaşık 4 bin Müslüman mevcut. Müslümanlar, ülke nüfusunun yüzde 1’inden azını oluşturuyor. Fidel Castro’nun ailesi İspanyol göçmeni ve Endülüs Müslümanlarından olma ihtimali yüksek. Zaten isminin Arapça kökeni dikkat çekiyor. İsmi; öncü savaşçı, sadık dost, güzel insan anlamlarına geliyor.
fidelarafat
Latin Amerika Müslümanlarının mevcudiyetinden ilk haberdar oluşum Abdurrahman Dilipak’ın “Coğrafi Keşiflerin İçyüzü” kitabını okumakla başladı. İkinci kaynağım ise Bağdatlı Abdurrahman Efendi’nin kaleme aldığı ve sanırım ilk baskısı Diyanet İşleri Başkanlığı tarafından gerçekleştiren, “Brezilya’da İlk Müslümanlar” isimli bir risaleydi. Daha sonra Amerikalı Melun Canların Türkiye kamuoyunda tanınmaya başlanmasıyla, onların Amerika kıtasına ilk adım atan Türk denizcilerin soyundan gelmiş olabilecekleri gündeme taşındı. Bu iddiaya göre Abraham Lincoln ve hatta Elvis Presley dahi Türk kökenli. Neredeyse bir çeyrek asırdır Bu iddialar ilim çevrelerinde konuşulduğu gibi yayın organlarında da sıkça yer aldı.
Endülüslü denizcilerin okyanus yolculuklarında ayak bastıkları Latin Amerika, günümüzde bazı yer adları ve kabile isimlerinde Endülüslü Müslümanlardan izler taşımayı sürdürüyor. Ancak yakın zamana ilişkin İslami tebliğ faaliyetleri sonrasında İslam’la tanışan genç kuşak Latin Amerikalı Müslümanlar da çok şükür mevcut. Latin Amerika’da Endülüs ve Arap kökenli Müslümanlara daha yakın zamana kadar Moro denildiği biliniyor. “el-Turko” ise Osmanlı imparatorluğu sınırlarından yüzyıl öncesi Latin Amerika’ya göç etmiş Müslim gayri Müslim herkese deniliyor. Latin Amerika’da hemen her ülkede El Turco olarak adlandırılan ailelere rastlamak mümkün. Günümüzde İslam, Müslüman olanların sayısının her geçen gün arttığı Latin Amerika’da büyük bir hızla yayılıyor. Latin Amerika’da toplam 6 milyon civarında Müslüman halk yaşıyor. İslam’ın Latin Amerika’da son yıllarda hızlı bir şekilde yayılmasında bölgedeki davetçilerin internet gibi teknolojik araçları davet için kullanmalarının da etkisi büyük. Latin Amerikalı Müslümanların en tanınmışlarından biriside Çakal Karlos (Carlos)’tur. Ilich Ramirez Sanchez (İliç Ramirez Sançez) veya daha sık kullanılan lakabıyla Çakal Carlos, Venezuela doğumlu eylemci. Birçok yasadışı eylemde yer alan Sanchez, 2007’den günümüze Fransa’da Fleury Merogis Cezaevi’nde tutulmakta.
Karlos, 1975 yılında Filistin Halk Kurtuluş Cephesi (FHKC) kamplarında eğitilerek İsrail’e karşı savaşmaya başladı. Daha sonraki yıllar İsrail hükümetine karşı verdiği mücadeleyi Batı’nın büyük şehirlerine taşıyan Carlos, İsrail’le ilişkisi olan Birçok banka, dernek, gazete ve elçiliğe bombalı saldırıda bulundu. 1980 yılında dünyanın en çok aranan adamı olarak ilan edilen Carlos, CIA, Mossad, Interpol ve Fransız istihbaratını birçok kez atlattı. Özellikle 1980’li yıllarda yaptığı eylemlerle adını duyuran Ilich Ramirez Sanchez hakkında birçok kitap yazılırken, hayatı da defalarca kez filmlere konu oldu. Türkiye’de Devrimci İslam adıyla neşredilmiş bir kitabı olan Çakal Karlos; kendini Müslüman bir devrimci olarak tanımlıyor. Sıkı bir Ak Partili ve İbda/C Hayranı.
Türkiyeli Müslümanların Latin Amerika’da tebliğ faaliyetleri birkaç koldan sürüyor. Nur cemaatleri Risalei Nur merkezli irşad ekseninde faaliyet gösteriyor. İstanbul merkezli Nakşibendi dergâhlarının Latin Amerika’da hizmetleri var. Türkiye’den giden bazı iş adamları adeta kolonizatör Türk dervişleri gibi Meksika, Brezilya, Arjantin, Bolivya gibi ülkelerde İslam’ın anlaşılması ve yaşanması için ellerinden geleni yapıyor. Yerli halktan kadınlarla evlenip o ülkelere yerleşen Türkiyeli mübelliğler var. Hatta yerli halkın kurduğu örgütlere katılıp emperyalist güçlere karşı savaşan Türkiyeli mücahidlerden söz ediliyor. Ferdi tebliğ için Latin Amerika’ya giden Türkiyeli gezginlerin yanı sıra Pakistan ve Mısır’dan gelen mübelliğler de bu topraklarda İslam için gayret sarf ediyor. Evet, bir İslam âlimin dediği gibi; “ şu istikbal inkılabı içinde en yüksek gür sadâ İslam’ın sadâsı olacaktır.” Her şeye gücü yeten yüce Rabbimiz, çağdaş Firavunun merkezinde nice Musaların yetişmesine Türkiyeli Müslümanları vesile kılıyor. (Bkz. 15.04.2014/ http://www.timeturk.com/tr/makale/omur-celikdonmez/latin-amerika-da-musluman-olmak.html )
Fidel Castro ile Nazım Hikmet’in dostluğunu da unutmamak gerekiyor. Dünya Barış Konseyi Dönem Başkanı Nazım Hikmet, ölümünden 2 yıl önce, 12 Mayıs 1961 yılında Fidel Castro’ya “Barış Ödülü” vermek üzere Havana’ya gittiğinde yanında son sevgilisi Vera da vardır. Nazım Hikmet, Castro’ya Mustafa Kemal Atatürk’ü ve Türk Kurtuluş Savaşı’nı anlatmıştır. Bu görüşmenin ardından Sosyalist Küba Cumhurbaşkanı Fidel Castro, Türk Büyük Elçiliği’nden Atatürk’ün Nutuk kitabını istemiştir. Castro’nun PKK için söyledikleri gerçekten önemli. Castro PKK “umarım sizin oradaki Kürt hareketi yankee’ye petrol bekçisi olmaz… Kürtlerin hareketi bağımsızlık değil, ABD’ye bağımlılıktır.”
ömür
Ömür Çelikdönmez
Twitter:@oc32oc39
omurcelikdonmez@hotmail.com

İlgili Yazılar

1 Yorum

  1. bilal sürgeç - -

    harika bir yazı. Üstat her zamanki gibi doyurucu bir şekilde bu olayı da kaleme almış! Kendisine teşekkür ederiz. Her şey’de bilgi olacak! tıpkı bu yazıdaki gibi

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir