Cumhuriyetin kuruluşunun 100. Yılı olan 2023’e doğru giderken çok hassas bir dönemden geçtiğimizi unutmamamız gerekiyor. Bu hususta devlet yönetimi, bürokrasi, siyaset, sivil toplum ve millet olarak tek vücut halinde yol almalıyız.
Olumsuz süreçleri ortadan kaldırıp pozitif bir şekilde yol almadan asla başarılı olamayız. Özellikle vatanımızı, milletimizi ve devletimizi parçalamak isteyen tüm terör örgütlerine karşı daha hassas bir şekilde odaklanmalıyız.
Ekonomik kriz, ürünlerde fiyat artışı, döviz yükselişi, enerji sorunları tüm dünyayı tesiri altına alırken bu süreçler ile mücadele ortak akıl ve koordinasyonlu görev paylaşımı içerisinde çözülmelidir.
Devletimizin bu alanda ortaya koyacağı stratejiyi milli güvenlik penceresinden ele alıp daha sonra iş dünyası, sivil toplum, üniversiteler eşliğinde güçlü bir stratejiye dönüştürerek mücadele alanı açılmalıdır.
Milletin desteğini alan bir devlet hiç bir mücadeleyi kaybetmez. Türk milleti inandığı değerler doğrultusunda sonuna kadar direnir ve mutlaka kazanır. Öyleyse bu inanç mücadelesi için bizlere doğru bir plan ve doğru bir yol haritası gerekmektedir.
Bu plan ve program merkezde tasarlanırken taşrada nasıl uygulanacağı üzere hassas bir şekilde gözlenmelidir.
Millet bütünlüğünden uzak olan hiç bir plan mutlak başarıya ulaşmaz. Türkiye demokrasi ve hukuk ilkelerinden taviz vermeyen bir rejim yapısına sahiptir. Ülkemize karşı dış destekli ve iç uzantılı terör örgütlerinin ana hedefi ülkemizin mihenk dengelerini sarsmaktır.
FETÖ/PDY, PKK, KCK, PYD, YPG, DAİŞ vb. terör örgütlerinin amaçları millet ve devlet arasındaki bağları koparmak üzere olduğunu görmezden gelemeyiz. Şuan en çok çalışan ve sessiz bir şekilde ilerlemeye gayret eden bu terör örgütlerine karşı teopyekûn mücadele etmeliyiz.
Bugun eğitim, sağlık, güvenlik, sendika hatta muhtarlıkların dahi çalışma prensiplerini hassas bir şekilde gözden geçirip kimin adına ve ne uğruna mücadele edildiğine bakmalıyız. Tüm kamu hizmetleri millet ve devlet ekseninde yol alan bir strateji ile seyir almalıdır.
Bir diğer husus olarak cumhuriyetin değerlerine, ülkenin bütünlüğüne ve devletin devamlılığına gönülden bağlı olan vatanseverlerin gönlünü kırıp ideal edindiği adil düzen felsefesinden uzaklaştırmak için bir şekilde adli davalara adlarını karıştırıp yıpratmak isteyen ve üstü kapalı faaliyet yürüten bazı gruplarında varlığından devletimizin haberdar olduğu gerçeğini unutmamamız gerekiyor.
Şuan iktidar muhalefet kavgası yerine millet bütünlüğü içinde cumhuriyetin ve bağımsızlığın mücadelesi için gayret ediyor olmalıyız.
Şuan Ak Parti ve MHP ile ittifak halinde yol alırken bunu bir adım öteye taşıyıp stratejik ortaklık olarak ele almalıyız.
Dinimiz bir, devletimiz bir, milletimiz bir, vatanımız bir, bayrağımız bir, peki neden yol haritamız ve stratejimiz bir olmasın.
Merkezde kurulan Ak Parti ve MHP ile strateji ekibinin daha sonra il ve ilçelerde sirayet etmesi ile birlikte bir başarı elde edebiliriz.
Bütünlük oluşmadan mutlak başarıya erişmek çok zor olacaktır. Kuvvet dağılımını aynı hedefler doğrultusunda dizayn edersek zaman ve masraf kaybını önleyerek nitelikli başarıya ulaşabiliriz.
Halkla bütünlük kurmak için halkın gözü ile olaylara bakmak ve onların içinde bulunduğu sorunlara çözüm oluşturmak adına çaba sarf etmeliyiz.
Bunun için il ve ilçelerin denge kontrol ve stratejik eylem planları yeniden gözden geçirilmelidir.
Mücadele ruhuna sahip olmayan, azim ve sabırdan uzak duran, başka hesaplar peşinde koşanların mevcut konjonktürden arındırılması lazım.
İnanan, iman eden, mücadele ruhuna sahip olan, devletine ve milletine bağlı fertler ile yol almalıyız.
2023’e doğru giderken bizi ilkelerimizden, dava şuurundan, mücadele azminden, kararlı bir şekilde yol almaktan ve başarılı olmaktan kimse alı koyamaz.
Mahmut Sami Mallı
Siyaset Bilimci
