Ruslan Başirli: Türkiye Yunanistan’a saldırabilir

Atina’nın İsrail, Yunanistan ve Kıbrıs’tan oluşacak 2.500 kişilik bir “hızlı müdahale gücü” kurma planlarını açıklamasının ardından Ankara-Atina cephesindeki gerilim doruk noktasına ulaştı.

Haqqin.az daha önce de İsrail, Yunanistan ve Güney Kıbrıs’ın Doğu Akdeniz ve Ege Denizi’nde ortak bir askeri güç oluşturma planlarını haber yapmıştı . Bu güç, Türkiye’nin artan askeri gücüne karşı stratejik bir önlem olarak düşünülüyor.

Bu birlik, hava, kara ve deniz unsurlarını içerecek ve Türkiye kıyılarına yakın konumda bulunan Rodos ve Karpatos adalarında konuşlandırılacaktır.

Yunan tarafı, askeri ittifak kurma fikrini resmi olarak, boru hatları ve elektrik kabloları da dahil olmak üzere su altı enerji ve altyapı tesislerinin korunması ihtiyacını gerekçe göstererek savunuyor. Ancak Yunan medyası, asıl amacın Türkiye’nin Doğu Akdeniz’deki askeri varlığını ve yeteneklerini güçlendirmek olduğunu, Atina’nın bunu Yunan güvenliğine stratejik bir tehdit olarak algıladığını açıkça belirtiyor.

Yunan tarafının açıklamasına göre, iki Türk F-16 savaş uçağı Atina Hava Bilgi Bölgesi’ne girerek ülkenin hava sahasını ihlal etti.
19 Aralık’ta Yunan Silahlı Kuvvetleri Genelkurmay Başkanlığı (GEETHA), iki Türk F-16 savaş uçağının Atina Hava Bilgi Bölgesi’ne girdiğini ve Yunan tarafına göre ülkenin hava sahasını ihlal ettiğini bildirdi. GEETHA açıklamasında, Ege Denizi’nin kuzeydoğusundaki Lemnos ve Lesbos adaları arasındaki bölgede de benzer ihlallerin kaydedildiği belirtildi. Bunun rutin bir olay olmadığı, simüle edilmiş bir hava muharebesi unsurlarını içeren karmaşık bir askeri manevra olduğu ve Yunan tarafının savaş uçaklarını havalandırarak onları önlemeye zorladığı vurgulandı.

Aynı gün, Yunan medyası başka olayları da bildirdi: İddiaya göre bir Türk insansız hava aracı Ege bölgesinde hava trafik kurallarını iki kez ihlal etti ve Ankara’ya ait bir ATR-72 deniz devriye uçağı altı kez Yunan hava sahasına girdi. Atina bu olayları, gerilimi tırmandıran ve Ege Denizi’nde tehlikeli bir dinamik yaratan ek faktörler olarak sundu.

Resmi olarak Yunan hava savunma sisteminin bazı unsurlarının önleyici tedbirler aldığı belirtilse de, Atina’daki askeri yetkililer durumu “yüksek riskli” olarak nitelendirdi. Olay, Türk ve Yunan hava kuvvetleri arasında yaklaşık üç yıl içinde yaşanan ilk hava çatışması olarak tanımlandı.

Haberin yayınlandığı sırada Türk yetkililer Yunan tarafının iddialarına ilişkin henüz bir açıklama yapmamıştı, ancak Ankara, Milli Savunma Bakanlığı’nın haftalık basın toplantısında konuyla ilgili görüşünü açıklamasını bekliyor.

Yunanistan’ın, İsrail ile birlikte, Atina’ya uzak ancak Türkiye kıyılarına yakın konumdaki Rodos adasına askeri güç konuşlandırma girişimi, Ankara’da ciddi endişelere yol açıyor.
Haqqin.az’ın Ankara’daki kaynakları, son aylarda Doğu Akdeniz ve Ege Denizi’nde artan gerilimlerin doğrudan Yunanistan’ın İsrail ile derinleşen işbirliğiyle bağlantılı olduğunu iddia ediyor . Kaynaklara göre, Türk liderler 1923 Lozan Antlaşması’nın Ege adalarının askerden arındırılmasını öngördüğünü, Atina’nın ise askeri altyapı konuşlandırması ve müttefik formatların genişletilmesi de dahil olmak üzere eylemlerinin bu hükümlerle çeliştiğini belirtiyor.

Haqqin.az’a konuşan ve konuya yakın bir kaynak, Türk uçaklarının Yunan hava sahasını ihlal ettiği yönündeki iddiaları değerlendirerek, “Yunanistan’ın İsrail ile birlikte Atina’ya uzak ama Türk kıyılarına yakın Rodos adasına askeri güç konuşlandırma girişimi Ankara’da ciddi endişelere yol açıyor . Belki de Türkiye, Atina’yı uyarmak için caydırıcı önlemler olarak nitelendirilebilecek bazı adımlar atacaktır.” dedi.

Ankara’daki kaynaklar da artan gerilimleri Fransa’nın Doğu Akdeniz ve Ege Denizi’ne daha aktif müdahale etme girişimlerine bağlıyor. Atina’nın, Yunan donanmasına Fransız yapımı Kimon savaş gemisinin, Türk kıyılarından yaklaşık 40 kilometre açıkta bulunan Salamis deniz üssünde konuşlandırılacağına dair son açıklaması Türk tarafını rahatsız etti. Ankara, Kimon’un Yunan filosuna konuşlandırılmasının bölgedeki kırılgan güç dengesini bozabileceğine ve yeni bir gerilim dalgasına yol açabileceğine inanıyor.