Vahram Atanesyan: İsrail gelecek yıl İran’a “yeniden saldıracak” mı?
İran’ın füze programına aşina bir kaynak ve dört eski ABD yetkilisi NBC’ye İslam Cumhuriyeti’nin “ayda 3.000 füze üretebildiğini” söyledi. Bunu İsrail için “en ciddi tehdit” olarak değerlendiriyorlar. Bu bilgi, Benjamin Netanyahu’nun ABD ziyaretinden önce yayıldı. Daha önce İsrail basını, ABD Başkanı Donald Trump’ın Netanyahu’yu 29 Aralık’ta Beyaz Saray’da kabul edeceğini bildirmişti. Son bilgilere göre, Trump, Netanyahu’yu Florida’daki özel Mar-a-Lago malikanesinde ağırlayacak.
Bu protokol, yorumcuların İsrail başbakanının ABD başkanına “Amerikan tarafının da katılımını öngören İran’a yönelik önleyici saldırılar planı” sunacağı varsayımında bulunmalarına olanak sağladı. Bilindiği üzere, yaklaşık iki ay önce ABD, İran ile Umman üzerinden müzakere önerisinde bulunmuştu; bu öneri Tahran tarafından esasen reddedilmişti. İslam Devrimi lideri ve ülkenin ruhani önderi Hamenei, ABD başkanının ifadelerini “saygısızlık” olarak değerlendirmişti.
Uluslararası medya kuruluşları son iki üç aydır düzenli olarak İsrail’in “gelecek yılın ortasına kadar İran’a tekrar saldıracağı” yönünde yazılar yayınlıyor. Rusya Dışişleri Bakanı Lavrov, bu hafta başında Moskova’nın ABD ile ilişkilerini normalleştirdikten sonra “Tahran’ı terk edeceği” izlenimini reddetti. İsrail basını, Kudüs’ün Sergiev Posad bölgesinde “Rus Evi”nin bir şubesinin açıldığını bildirdi. İsrail muhalefeti, Putin’in “parlamento seçimlerinde uzun zamandır dostu olan Netanyahu’yu destekleyeceğinden” emin.
İran’a yönelik yeni İsrail ve ABD saldırılarında dikkat çekici olan, Netanyahu’nun “Trump’ı bunun sadece İsrail’in değil, aynı zamanda Amerika Birleşik Devletleri’nin bölgesel çıkarlarını da güçlendirmekle uyumlu olduğuna ikna etmesidir.” Güney Kafkasya da İran’la sınır komşusu olan ve Amerika Birleşik Devletleri’nin “Trump Rotası” da dahil olmak üzere bir dizi proje uygulamayı planladığı bir bölgedir. Tahran’ın Syunik’teki iletişim hatlarının yeniden kurulmasıyla ilgili son zamanlarda dile getirdiği “endişeler”, İslam Cumhuriyeti’nin daha derin kaygılarından kaynaklanıyor olabilir.



Yorum gönder