KAFKASSAM – Kafkasya Stratejik Araştırmalar Merkezi

  1. Anasayfa
  2. »
  3. Türkiye
  4. »
  5. Kudüs denklemi: İran-İsrail-Türkiye ve Azerbaycan

Kudüs denklemi: İran-İsrail-Türkiye ve Azerbaycan

Hasan Oktay Hasan Oktay - - 8 dk okuma süresi
431 0

İran’da Humeyni iktidara geldiği günlerde “Kudüs günü” ilan edilerek Mescidi Aksa özelinde Kudüs’ü Yahudi işgalinden kurtarmak için farkındalık oluşturmak istiyordu. Kudüs tugayları kuruluyor ve sürekli İsrail her bir fırsatta tehdit ediliyordu. İran İsrail’e karşı ciddi sayılabilecek bir muhalefet oluşturmuş, hatta İslam dünyası adeta İsrail’e öcü gözü ile bakıyordu. 28 Şubat’ı Türkiye’de Kudüs günü kutlamaları tetiklemiş ve önemli bir dönemin ağır şekilde yaşanmasına sebep olmuştu. Konu İsrail ile ilgili iken ağır faturasını Türkiye ödüyordu. İran için Humeyni ile başlayan yeni rejim sürecini önce İran’da oturtmak sonra da tüm dünyaya ihraç etmek için Kudüs çok önemli bir manivela idi. Zamanla İran’da devrim soğumaya, Suriye krizi ile de Şii hilal arzu ve hayalleri neredeyse akamete uğramaya başlamıştı. ABD İran’a ciddi anlamda ambargo uyguluyor, ekonomik olarak İran için zor günler kapıya dayanmış, aynı zamanda İsrail ile de adı konmamış bir deniz savaşı yürütülüyordu. Fakat son günlerde iş İran’ın istediği ve beklediği gibi gitmiyordu. Körfez ülkeleri İsrail ile anlaşıyor, Suriye’deki tüm müstahkem mevkilerine İsrail saldırıyor, İran’ın nükleer tesislerine saldırılıyor, nükleer fizikçileri sessizce öldürülüyor, denizde İran gemileri saldırıya uğruyor ve adı konmamış bir İran İsrail savaşı var ve İran sesini dünyaya duyuramıyor.
İran seçimlerinin dış düşmana ihtiyacı mı var
İran bir taraftan ABD ile nükleer müzakereleri sürdürürken diğer taraftan da İsrail’in saldırıları karşısında bunalıyordu. Cumhurbaşkanlığı seçimleri dünya tarafından yakından takip edilirken dış müdahale ihtimalinden korkan İran iç kamuoyunun dikkatlerini dışarıya çekip böylece seçimlere katılımı sağlamak, İsrail düşmanlık algısı üzerinden seçimleri kazasız belasız atlatmak istiyor. İran devrim muhafızları seçimlerde aday çıkarıyor ve halkın desteğini alabilmek için de Kudüs üzerinden İsrail krizi ne şekilde olursa olsun alevlenmeliydi. İşte bu noktada İran, Kudüs gününü ramazanın son cumasını bir iç politika söylemine çevirmek için bu fırsatı gözlüyordu. Kudüs’teki olayları fitilledi ve kenara çekilerek gelişmeleri değerlendirmek için beklemeye başladı.
44 günlük Karabağ savaşı ve İsrail -Azerbaycan -Türkiye
44 günlük Karabağ savaşında İsrail Azerbaycan’a yaptığı yardımlar ile anılıyor ve adeta İslam dünyasında kendini aklamaya çalışıyordu. Türkiye Azerbaycan Pakistan İsrail isimleri sürekli birlikte anılıyor, İran’ın devrimden bu yana İsrail ile ilgili çabaları, yaptığı masraflar adeta havaya gidiyordu.
Azerbaycan İsrail ilişkilerinden en fazla İran rahatsızlık gösteriyor ve Irak Suriye topraklarını İsrail’in aşıp İran’a operasyon yapma şansı çok az iken şimdi Azerbaycan’a yerleşen İsrail İran’ın kuzey komşusu olmuştu. İran’ın fısıltı kamuoyunda İran’daki nükleer cinayetlerini İsrail Azerbaycan üzerinden işliyor, hatta Azerbaycan Türkiye-İsrail ilişkilerini düzenliyor fikirleri hızla yayılıyordu. İran’da devletin kontrolü dışında bir medya mecraı olmadığı için bu dini rehberin açıkça ifade edemediği ama el altından yayılmasını istediği bir yöntemdi. İran kuzeyinde bir İsrail etkisinin oluşmasından çok rahatsızdı ve bunu bir şekilde devre dışı bırakmalıydı. Hele Azerbaycan üzerinden Türkiye İsrail ilişkilerinin düzelme ihtimali İran’ın en önemli korkuların başında gelmektedir. Mescid-i Aksa’daki gösterilere İsrail’in sert müdahalesi İran’ın arayıp da bulamadığı bir fırsata dönüştü.
Türkiye’nin iç kamuoyu desteğine ihtiyaç var
Belediye seçimlerinden sonra Türkiye’de hükümet gündem belirleme konusunda ciddi anlamda sıkıntı yaşamaktadır. Muhalefet her geçen gün gündem belirleme konusunda iktidara alan bırakmıyor, adeta hükümet muhalefete hazırlanıyor, muhalefet ise iktidara hazırlanıyor görüntüsü iktidarı ciddi anlamda rahatsız ettiğinden gündemi ele alma, kontrol etme ihtiyacı her geçen gün kendini hissettiriyordu. Ramazan ayı tüm İslam aleminde farklı bir manevi ikliminde değerlendirilir. Bu anlamda korona virüs tedbirleri kapsamında alınan tedbirler ramazanın en önemli uygulamalarından itikaf denilen camilerde 10 gün inzivaya çekilip dünya kelamı yapılmadan ibadet edilmesi pandemi yasakları kapsamında değerlendirildiği için Gaziantep’te itikafa giren Furkan Vakfı üyelerine yapılan saldırı büyük infiallere sebep olmuştu. Dindar seçmen arasında bu ne rezalet din yasaklanıyor mu itirazlarına sebep olmuştu. İşte bu gündem sıkışmasında İran pimi çekilmiş Kudüs el bombasını Türkiye’nin kucağına bıraktı ve iktidar gündem sıkışmasını giderebilmek, Gaziantep müdahalesini unutturabilmek için Kudüs meselesine müthiş bir tepki göstererek bu el bombasına adeta sarıldı.


İsrail’de hükümet kurulamıyor

İsrail’de 2019’dan beri ciddi anlamda hükümet krizleri yaşanıyor son seçimlerde de tek başına iktidar çıkmadığı gibi Netenyahu cumhurbaşkanından aldığı hükümeti kurma görevini başaramadı ve İsrail Cumhurbaşkanı Reuven Rivlin, hükümet kurma görevini Netanyahu’nun en güçlü rakibi Yair Lapid’e verdi. İran seçimlerini kontrolünü elinden kaçırmamak, Türkiye gündemi muhalefetin elinde alabilmek, Netenyahu da başbakanlığı kaçırmamak için Kudüs’e sarıldılar. Türkiye İsrail ilişkilerinin gelişme gösterme ihtimali İran’ı rahatsız ediyordu. Bununla beraber İsrail’de yeni kurulacak hükümet ile Türkiye’nin iyi ilişkiler kurma ihtimali yüksekti. Peki Türkiye bu tuzağa niye düştü işte burada hükümeti oluşturan koalisyon güçleri arasındaki İrancı kanadın faaliyetlerine bakmak gerekir. İran hem Azerbaycan’ı İsrail’den uzaklaştırdı, hem Türkiye ile İsrail’in yakın zamanda kurulacak ilişkilerini baltaladı. Türkiye dış politikada sıkışırsa iç politikada oldukça zor günler yaşar. İsrail ile yeni dönemde kurulacak ilişkiler İran’a kurban verilmemeli. İran Ermenistan ile iyi ilişkiler kurarken Türkiye’nin İsrail ilişkilerine karıştırılmamalı. Türkiye soğukkanlılığını kaybederse ne Kudüs kurtulur ne de Filistin rahat bir hayat yaşar. Türkiye kendi politikalarını kendi yapmalı ne hükümetin bileşenlerinden İrancı kanadın heveslerine ne de İran’a dışpolitika feda edilmemeli.
Hasan Oktay

İlgili Yazılar

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir