KAFKASSAM – Kafkasya Stratejik Araştırmalar Merkezi

  1. Anasayfa
  2. »
  3. İran
  4. »
  5. İran.İ.Cumhuriyeti Yönetimi Üç Ayrı Kuvvet Arasında Dengeyi mi Sağladı?

İran.İ.Cumhuriyeti Yönetimi Üç Ayrı Kuvvet Arasında Dengeyi mi Sağladı?

Hasan Oktay Hasan Oktay - - 4 dk okuma süresi
315 0

İran’da geçen hafta 11. Dönem İslami Meclis işe başladı. 2020 yılı başlangıcından günümüze kadar bir çok yeni krizle boğuşan İran yönetimi salgın döneminde Meclisin ikinci oturumunda yeni meclis başkanını seçmek zorundaudı çünkü eski meclis başkanı Ali LARİJANİ’nin 12 yıllık başkanlık süresi dolmuş ve yasama organından ayrılmak zorunda. Larijani geçmiş meclis başkanları arasında en uzun süre başkanlık koltuğuna oturmuş kişi olarak kayda geçmiş oldu.
İran çağdaş siyasi tarihinde “Larijani Kardeşler” olarak tanınan politik ailenin üyesi olarak Ali Larijani’nin bundan sonraki siyasi hayatı tartışıla dursun, aylar öncesinden yasama organının başına gelecek figür büyük merakla bekleniyordu. Fakat “Mohammad Bager Galibaf” ismi 4 adaydan biri olarak açıklandığında neredeyse kesin gözüyle bakıldı.
Bir önceki cumhurbaşkanılığı seçiminde şimdiki Cumhurbaşkanı Ruhani’nin rakibi olarak seçimlere katılan Galibaf ve Ebrahim Raisi, seçimi kaybederek yürütme koltuğunu Ruhaniye bıraktılar. Fakat İran’ın en azından savaş sonrası seçimler serüvenine baktığımız zaman yönetim tarafından sürekli ve her defasında daha fazla katılım sağlamak adına ve haliyle meşruiyet sorununu bir nebzede olsun çözmek için çalıştırılan “Kotü, daha kötü” mekanizmayla karşı karşıyayız. En son cumhurbaşkanlığı seçimlerinde de açık bir biçimde bu yöntem kullanılarak istenilen oy miktarının üstünde bir sayı elde edilmişl oldu.
Peki bu yöntem nedir? Reformist cepheden olan ve ılımlı gösterilen Ruhani karşısına muhafızakar adaylar çıkarılarak ardından geniş bir biçimde propaganda yaparak seçmen üzerinde gelecek korkusu yaratarak en kötüsü yerine kötü seçmeni tercih etmesini sağlamak. İran yönetimi bu yola baş vurarak sonuç olarak iki önemli kazanım elde etmiş oldu, birincisi yönetim karşıtı kitleleri toptan bir boykot kararından vazgeçirmek, ikinci ise istenilen seçmen katılımını sağlayarak içerde ve dışarda meşruiyet kazanmak.
Bu süre zarfında iki önemli muhafazakar adaya karşı tepki olarak daha ılımlı söylemlere sahip olan Ruhani’yi seçen halk şimdi geriye kalan yargı ve yasama organları başında bu iki adayı görmekteler. Daha önce Ebrahim Raisi’nin yargı başkanlığına atandığı karşısında kısmen şok yaşayan muhalif çevreler 11. Meclis açılışıyla birlikte değişecek olan başkanın büyük bir ihtimal muhafazakar kesimden olacağına kesin gözüyle bakılıyordu. Bu kapsamda meclis seçimleri bittikten sonra Galibaf’ın ismi telaffuz edildikten sonra bir tek meclis açılışında neredeyse formalite oylama merasimi bekleniyordu. Pek bilinmeyen geri kalan 3 aday karşısında, Galibaf mustakbal kesin meclis başkanı olarak tebrikleri kabul etmişti.
Gelinen noktada yönetim açısından kendi cephesinden iki kişiyi yargı ve yasama başkanlığına getirmesi, 3 kuvvet arasında iç siyasi dengeyi sağlamak bakımından hele şimdiki politik atmosferde hayai önem arz etmektedir.
Celal Ruşen kafkassam

İlgili Yazılar

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir