KAFKASSAM – Kafkasya Stratejik Araştırmalar Merkezi

  1. Anasayfa
  2. »
  3. Gündem
  4. »
  5. Galip Çağ: Kosova’nın Kuzeyinde Sırp Terörü ve Yaklaşan Savaş

Galip Çağ: Kosova’nın Kuzeyinde Sırp Terörü ve Yaklaşan Savaş

Kafkassam Editör Kafkassam Editör - - 8 dk okuma süresi
177 0

Bölge uzmanları, ilgilileri ve burada yaşayan herkes bilir ki Balkanlar’da bir savaş asla tamamen bitmez ve gerektiğinde yeniden alevlendirilir. Bu, bölgenin makus talihidir adeta. Lakin bu yazı tüm bölgeyi merkeze alırsa muhtemelen birkaç ciltlik bir çalışmanın ortaya konması iktiza eder. Dolayısı ile evvela halen devam eden Kosova-Sırbistan gerilimine mercek tutmakta fayda var.
Elbette burada olabildiğince bilimsel ve objektif düzlemde kalmaya çalışarak durumu analiz etmeye çalıştığımız için kavramları bu minvale uygun seçmeye gayret ediyoruz. Yani hali hazırda ve de facto durumu “gerilim” olarak ifade etmek oldukça yumuşak bir söylem olacaktır. Ki sadece 2022 Temmuzundan itibaren Kosova – Sırbistan sınırında yaşananlara bakıldığında henüz ülkeler bazında topyekün bir savaş ilanı yapılmadı ise de bu savaşın gayet açık bir yüzü bugünlerde kendini çok güçlü şekilde gösteriyor.
Konunun buraya gelişi hemen herkesçe malumsa da kısaca özetlersek; Kosova’nın bağımsızlık ilanı sonrasında Kosova-Sırbistan sınır geçişlerinde Sırplara sağlanan serbest geçişle alakalı alınan karşılıklı kararın süresi dolmuş ve Kurti yönetimi de egemenlik haklarını korumak adına ve uluslararası hukuka uygun şekilde bu serbest geçişlere sınırlamalar getirmişti. Daha doğrusu geçişlerle alakalı düzenlemeler talep etmişti. Elbette bu durum zaten Kosova bağımsızlığını tanımayan hatta ülkeyi halen kısmen özerk bir Sırp bölgesi sayan Vucic yönetimi için bahane olmuş ve Kosova’nın Sırp nüfusunun yoğun olduğu Leposaviç, Zveçan ve Zubin Potok gibi belediyelerin başkanları istifa ederek seçimleri de boykot etmişti. Akabinde de yapılan seçimlerle bahse konu bölgelerde Arnavut belediye başkanları seçilmiş ancak görevlerine başlamaları hem Kosovalı Sırplar hem de Vucic yönetimince engellenmeye çalışılmıştı. Ki olaylar burada o denli büyüdü ki içlerinde Türk askerlerinin de bulunduğu NATO güçleri bölgede etkin hale getirilmiş hatta bu çatışmalarda bazı NATO askerleri yaralanmıştı.
Bu yılın Haziran başlarında durum özetle bu idi ve o tarihten itibaren de hiç iyi haberler gelmiyordu. Yani NATO’nun kısmi müdahalesi belki kısa bir stabilize sağladı ise de bilhassa Sırp tarafının taciz atışları, düşman söylemler ve yerel Sırp gruplarının hareketliliği ürkütücüydü
Ve sonunda dün yeniden beklenen oldu. Oldukça tanıdık ve korkutucu şekilde gelişen olaylarda Kuzey Mitrovica bölgesine yakın bir köyde(Banjska) geçiş noktası görevi gören bir köprüye barikat kuran ve net olmamakla birlikte en az 30 kişilik bir grup -ki bölgeden gelen haberlere göre çok sayıda askeri aracın Sırp tarafında bölgeye geçtiği de vaki- NATO ve Kosova polis güçleri ile girdikleri sıcak temasta bir Kosovalı polisi şehit ederek ikisini de yaraladı. Bu noktadan sonra yapılan açıklamalar ve gelen bilgiler acil müdahaleyi kaçınılmaz kılıyor, evvela bunu söylemek lazım.
Başta Kosova Başbakanı Albin Kurti olmak üzere Kosova tarafının itidal çağrısı dikkat çekici. Ancak Kurti’nin bu olayı bir terör saldırısı olarak değerlendirmesi ve Vucic’in açıklamalarının aksine saldırganların bir kısmını profesyonel ve askeri düzeyde silahlı olarak tanımlaması çok önemli. Hatta Kurti çok açık şekilde saldırıların Sırp hükümeti tarafından maddi olarak desteklendiğini de ifade etti. Kaldı ki İçişleri Bakanı Xhelal Sveçla’nın gözaltına alınan saldırganların üniformalı olduğu açıklaması da bunu destekliyor. Telsiz konuşmalarının dinlenilmesi sonunda da saldırının uzun süredir planlandığının anlaşıldığı başka bir açıklama.
Vucic’in tavrı çok bilindik ve bir Miloseviç kopyası gibi. Saldırgan, tehditkâr ve kışkırtıcı. Zira ona göre saldırılar bölgede yaşayan ve Kosova hükümet baskısı altında yaşama hakları kısıtlanan! Sırp ahali. Saldırı da Sırplar ile NATO’yu karşı karşıya getirmek isteyen Kurti’nin planı. Ve fakat bu reddiyeleri ortaya koyan Vucic, açıklamalarını şöyle bitiriyor: “Sırbistan, Kosova’nın bağımsızlığını asla tanımayacak isterseniz hepimizi öldürün. Konuşmaya her zaman hazırız ancak Kosova’nın bağımsızlığı asla.”
Şüphesiz ki Vucic’in iddiaları ile bu saldırgan ve hukuk dışı söylem birbirine çelişkili. Sırplar’ın özellikle Ukrayna Savaşı ile birlikte bölgede başlattıkları gerilimin geldiği en üst nokta bugün her an patlak verebilecek bir yeni Sırp-Kosova Savaşı’nın seslerini açıkça duyuruyor. Açık uluslararası ihlal ile başlayan Sırp tahriki bugün artık sıcak çatışma ve insan kayıplarına dönüştü. NATO’nun geçmişte Bosna’da ve Kosova’da yaptığı hatanın tekrarlanmaması ve “itidalli” tavrının yerinin net ve caydırıcı bir askeri müdahalenin alması herkesin beklentisi. Zira şartlar ve bölgedeki durum o dönemdekinden çok farklı. Hem vesayet savaşlarının bugünü böyle bir savaşı o sınırda tutamaz hem de bu kez BM ile NATO’nun görece itidalli durumu en azından Türkiye için bağlayıcı olmaz ya da olmamalı.
Özellikle bu yılın Mayıs ayından beridir yaşananlar bizim de defaatle kaleme aldığımız yazılar da katıldığımız ulusal düzeyde programlarda uyardığımız şekli ile bu hale gelecekti, kaçınılmaz oldu. Uluslararası birliklerin kuruluş gayelerine uygun olarak barış için doğru bir hamle yapmaları şu anda Kosova’nın kuzeyinde yaşananları bir savaş ilanı olarak görmelerine ve buna bağlı net adımlar atmalarına bağlı. Yoksa devam eden çatışmalar çok daha fazla can kaybının yaşanacağını açıkça gösteriyor.

Galip Çağ

İlgili Yazılar

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir