İster Kazakistan olsun ister Belarus ister Ukrayna ister Orta Doğu ister Latin Amerika… Sokaktaki şiddet olaylarının yer aldığı videolar üzerinden bir Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler analizi yapılmaz. Bu tip bir analizi yapmak içim illa ki olayın yaşandığı yerde de olmak gerekmiyor. Çünkü bunlar birtakım adli vakalardır, asayiş sorunudur. O dükkanı yağmaladılar, bu binayı taşladılar, polis ile göstericiler çatıştı falan filan… Bunlar zaten aşağı yukarı hemen her karışıklıkta meydana gelen olaylardır. O yüzden bu tip karışıklıklarda ayırt edici özelliği dünyaya yayılan videolardan göremeyiz. Videolardan gördüğümüz şey, sadece orada birtakım huzursuzlukların yaşandığıdır. Burada asıl olan, bu huzursuzluğa sebep olan faktörlerin çok farklı boyutlarda ele alınmasıdır. Bu duruma nasıl gelindi? Halk neden ayaklandı? İnsanlar ne istiyor? Onlara karşılık veren devlet yönetimi nasıl bir karaktere sahip? Olayları manipüle edecek iç ve dış unsurlar nelerdir? Mevzu nasıl çözümlenmelidir? Böyle pek çok soruyu sorabilecek ve bölgeyi akademik anlamda iyi tanıyan, mevzuya sosyolojik, psiko-politik, ekonomik ve daha pek çok açılardan bakabilecek uzman görüşlerine başvurmak gerekir.

Baskıcı, otoriter rejimlerin olduğu ülkelerde yaşanan olaylar hakkında o ülkenin vatandaşlarından sağlıklı bir şekilde, net bilgi alamazsınız. Çünkü ağızlarından çıkacak her kelimenin hesabı vardır. İdarecilerin aleyhine en ufak birşey söylerlerse, sonuçları onlar açısından pek iyi olmaz. Bu vatandaşın yurtdışında yaşıyor olması, bu gerçeği değiştirmez. Zira söyledikleri ile bu defa ailesi tehdit altında kalır. Nitekim Uygurların dünyada yaptığı kampanyalara baktığımızda, kendilerinin yurtdışında eylem yaparken ailelerinin toplama kamplarına alındığını görürüz. O yüzden yaşanan olaylara o ülkeden zarar göremeyecek ama o ülkeyi de yakından bilen kişilerin yorumları daha sağlıklıdır zannımca. Ama buna, ideoloji gözlüğünü takmış kişiler dahil değildir. Zira ideolojik körlük, doğru, nesnel analiz yapılmasına engel olur.

Erkan Avcı