Emre DİNER: Rus ruletinin kazananı kim? Rusya mı NATO mu?
Katar ve Polonya’ya yönelik saldırılar kuşkusuz ki, mevcut küresel düzenin açığını ortaya çıkarıyor.
BM’ye olan itibarın düşmesi, Rusya tarafından test edilir hale gelen NATO…
Rusya-Ukrayna savaşı 4’üncü yılına girmeye hazırlanıyor.
Ortada ne bir ateşkes, ne de ABD Başkanı Trump’ın bir hevesle “Barışı” getirebilecek gücü var.
Rusya aynı zamanda NATO ile de savaşta…
Moskova’nın Rus ruleti oynadığı NATO ile son dönemlerdeki gerilimin önemli sebepleri var.
Bu konuda biraz geçmişe gitmekte yarar var.
Hatırlayalım, Rusya’nın Gürcistan’a askeri müdahalesi ve Abhazya ile Güney Osetya’yı işgal etmesinin ardından Avrupa, ciddi bir yaptırım uygulamadı.
Kınamakla yetindi.
Birkaç da önlem…
Esasen bu durum NATO ve Avrupa’nın Moskova’ya yönelik vermiş olduğu bir mesajdı.
O da “sınırlar, gerçek sonuçlar doğurmadan, keyfi olarak zorla değiştirilebilir” mesajıydı.
Nitekim, mesajı alan Moskova, 2014 yılında, Kırım’ın ilhakı ve Donbas’ta başlattığı savaşın ardından NATO ile AB’nin bu kez daha sertti.
SWİFT, ekonomik yaptırım, G8’den aforoz edilme ve çok daha fazlası…
Tüm bu olanlara rağmen AB ve NATO’nun Rusya’nın tavrını kıracağı sağlam bir adım atılamadı.
Dolayısıyla Avrupa’da ve NATO’da oluşan “kınıyoruz, endişe ile takip ediyoruz” söylemleri Rusya’nın aslındauzun zamandır Kuzey Atlantik ittifakının dayanıklılığını test ettiğini gösteriyor.
Birkaç gün önce Polonya’ya yapılan insansız hava aracı saldırısı…
Bu çok önemli bir olay.
Her ne kadar Rusya “saldırmadım” dese de Polonya (NATO) ülkesine bir müdahale olduğu açık.
Yani 5. Maddenin devreye girebileceği bir olaydı.
Bu tip olayların siyasi ve aynı zamanda askeri öneme de sahip olmaları nedeniyle tekrarlanma olasılığı yüksek gibi…
Bugün ve ya yarın…
Moskova bu tip vur kaç ile iki ana hedef içerisinde yoğunlaşıyor.
Birincisi, “NATO’nun tepkisini test etmek” ikincisi de NATO’nun hava savunma sistemleri hakkında istihbarat toplamak.
Katar’ın İsrail tarafından saldırıya uğraması,
Polonya’nın İHA saldırısı…
Bu iki kritik saldıran çok kritik bir sonuç çıkıyor.
–Mevcut uluslararası ilişkiler sisteminin ne kadar bozuk ve etkisiz hale geldiği,
–Egemen sınırlar ve uluslararası hukuk artık güvenliği garanti etmiyor,
BM ve NATO gibi caydırıcılık mekanizmalarının artan etkisizliği…
Bu durum yeni çatışmaların artarak devam edeceği riskini de artırmış durumda…
Emre DİNER
Gazeteci / [email protected]
Share this content:
Yorum gönder