Şimdi yükleniyor

Fuad Safarov: “Komünist Salih”in torunu öldü

Türkiye Komünist Partisi 2. Genel Sekreteri Salih Hacıoğlu’nun (1880-1954) torunu Salih Lütfiyeviç (Aleksandr Hacı) Moskova’da 80 yaşında hayatını kaybetti.

RBK gazetesi, Lütfiyeviç’in Spartak Moskova futbol takımında 26 yıl yöneticilik yaptığını kaydederek, “Bu süre zarfında takımla birlikte ulusal şampiyonada 11 altın madalya, yedi gümüş, üç bronz ve dört ulusal kupa kazandı. 2022’den beri Spartak Gaziler Komitesi üyesiydi” bilgisini paylaştı.

RBK, “Babası Türkiye kökenliydi. Büyükbabası da Türkiye Komünist Partisi genel sekreteriydi. Aile 1920’lerin başlarında siyasi zulüm nedeniyle Sovyet Rusya’ya göç etmek zorunda kalmıştı” diye yazdı.

Lütfiyeviç (aşağıdaki fotoğraf), 2018 yılında Medya Günlüğü’ne dedesi Salih Hacıoğlu ile ilgili olarak şunları söylemişti:

“Ben dedemin ismini taşıyorum. Onu hiç hatırlamıyorum. Vefat ettiğinde üç yaşındaymışım. Ama babamın anlattıklarına göre dedem beni çok severmiş ve okşarken Türkçe sözler söylermiş. Anlatılanlara göre dedem Bolşevik devrimi lideri, SSCB kurucusu Vladimir Lenin’i de tanıyormuş. Türkiye’de yönetimle anlaşamayınca Sovyetlere gelmiş. Babam annemle boşanınca bizi annemiz büyüttü. Tabii babamla da görüşüyorduk. Ben hayatımı futbola adadım. Bir kere İstanbul’a Galatasaray-Spartak maçına gittim. Türk futbolunu ilgiyle izliyorum.”

Şu anda Moskova’da Hacıoğlu’nun 2 torunu da yaşıyor.

Salih Hacıoğlu kimdir?

Salih Hacıoğlu 1880 yılında Trabzon Tonya’da doğdu. 1903 yılında İstanbul’daki Baytar Mektebi’ni birincilikle bitirdi, bu yüzden hayatı boyunca hep “Baytar Salih” olarak anıldı. 1910 yılında bitirdiği Askeri Baytar Mektebi’nde iki yıl öğretmenlik yaptı. Binbaşı rütbesiyle Ankara 5. Kolordu Hayvan Hastanesi Müdürlüğü’ne atandı.

Ankara’da Sovyet temsilcisi Tatar Şerif Manatov’la tanıştı ve Manatov’un fikirlerinden çok etkilenir. 1920 yılında Ankara’da arkadaşlarıyla “Emek” adlı bir gazete çıkarmaya başladı, sık sık konferanslar düzenledi.

1921 yılında Çerkez Ethem ayaklanmasını desteklediği gerekçesiyle tutuklandı. Altı ay hapis yattıktan sonra çıktı. 1920 yılında Bakü’de kurulan ve Anadolu hareketine katılmak için yurda dönerken öldürülen Mustafa Suphi önderliğindeki TKP’nin legal örgütü olarak kurulan Türkiye Halk İştirakiyûn Fırkası’nın Ankara’da illegal olarak gerçekleştirilen kuruluş Kongresi’nde Merkez Komitesi 1. sekreterliğine 1922 yılında seçildi. (Türkiye Halk İştirakiyûn Fırkası’nın Kuruluş Kongresi TKP’nin 2. kongresi olarak kabul edilmiştir.)

7 Aralık 1922′de Moskova’da yayımlanan “Kızıl Şark” adlı dergide Baytar Salih’in; “Burjuva Beyefendileri” diye başlayan ve TBMM hükümetini protesto eden bir yazısı yayımlandı.

Bu çalışmalar ve örgütlenmeler karşısında, Rauf Bey hükümeti THİF’yi kapattı ve yöneticileri hakkında dava açtı. 9 Ağustos 1923′de sonuçlanan davada Salih Hacıoğlu ve parti yöneticilerinden 35′i ağır cezalara çarptırıldı.

1925 yılında TKP’nin 3. Kongresi İstanbul’da gizlice toplandı. Salih Hacıoğlu bu kongrede merkez komitesi üyeliğine seçildi fakat partinin genel sekreteri Şefik Hüsnü Değmer ile aralarındaki anlaşmazlıklardan dolayı partiden uzaklaştırıldı.

1927 yılında Moskova’da toplanan Komintern’in 4. kongresine katıldığı gerekçesiyle tutuklandı. 4 aylık cezasını çektikten sonra, 1928 yılında Nâzım Hikmet’in de yardımıyla ailesiyle birlikte Sovyetler Birliği’ne gitti. Sovyetler Birliği’nde Türk devrimcilerinin eğitim gördüğü KUTV üniversitesinde kısım şefliği ve veterinerlik görevlerinde bulundu.

1949 yılında eşinin kardeşinin ölümü üzerine Moskova’daki Türkiye Büyükelçiliği’ne vize almak için başvurdu. Bu başvuru nedeniyle Sovyet yönetiminde casusluk suçlamasıyla tutuklandı. 15 yıl 6 ay ceza aldı ve Altaylar bölgesinde bir çalışma kampına ailesiyle birlikte sürgüne gönderildi. Bu esir kampında sağ yanına inme indi ve 1954 yılında hayata gözlerini yumdu. Ölümünden sonra eşi Sabiha Sümbül Nâzım Hikmet’ten yardım istedi. Hikmet büyük uğraşlar vererek casusluk suçlamasıyla suçlanan Hacıoğlu’nun ölümünden sonra aklanmasını ve ailesine 80 ruble maaş bağlanmasını sağladı.

Uğur Mumcu, 17 Şubat 1990 tarihli  “Baytar Salih” başlıklı köşe yazısının tamamını ona ayırmıştı.

Hikayesini uzun uzun anlatan Mumcu şunları yazmıştı:

“Baytar Salih’in dramından bugün için bin ders çıkar. Derslerden biri ve en önemlisi bir ülkenin başka bir ülkeye devrim ihraç edemeyeceğidir Baytar Salih ve onun gibi düşünenler Stalin döneminde yaşadıkları barbarlıklar içinde kurdukları düşlerin birer birer yıkıldığını kendi gözleriyle görmüşlerdir. Ve bu düş kırıklığı içinde ülkeye dönmek istemişler; dönememişlerdir.”

 

Share this content:

Yorum gönder