KAFKASSAM – Kafkasya Stratejik Araştırmalar Merkezi

  1. Anasayfa
  2. »
  3. İran
  4. »
  5. ABD -İsrail toplantısının gündemi İsrail

ABD -İsrail toplantısının gündemi İsrail

Kafkassam Editör Kafkassam Editör - - 8 dk okuma süresi
314 0

ABD Başkanı Joe Biden yönetimi, Tahran ile dünya güçleri arasında Viyana’da izlenen diplomatik yolun ve dolaylı görüşmelerin başarısız olması halinde İran’ın nükleer faaliyetleriyle mücadele için başka yollar arama sözü verdi. Zira ABD ve İsrail, Tahran’ın nükleer bomba için yeteri kadar zenginleştirilmiş uranyum toplama yeteneğini geliştirerek nükleer bomba elde etme süresini öne çekmesinden endişe duyuyor.

ABD Ulusal Güvenlik Danışmanı Jake Sullivan ve İsrail Ulusal Güvenlik Danışmanı Eyal Hulata, dün Beyaz Saray’da İran’ın nükleer tehdidine ilişkin düzenlenen ikili forumun ilk toplantısında yaptıkları görüşmede nükleer dosyayı ele aldılar.

Beyaz Saray yetkililerinin aktardığına göre İran’ın uranyum zenginleştirmesine son vermenin ve zenginleştirilmiş uranyum stoklarına sınır getirmenin en iyi yolunun tartışıldığı toplantıda nükleer programın ne derece ilerlediği, hangi ihlal belirtilerinin endişe verici olduğu ve zaman çizelgeleri hakkında karşılıklı istihbarat değerlendirmesinde bulunulduğu kaydedildi.

ABD’li üst düzey bir yetkili, “Tahran atılımın eşiğindeyse yolunu kesmek çok zor olacak” ifadelerini kullandı.

Sullivan ve Hulata, ABD ile İsrail arasındaki ilişkiler, Washington’ın Tel Aviv’e güvenlik yardımı, aynı zamanda İbrahim Anlaşmaları’nın teşviki ve genişletilmesiyle ilgili diğer konuları tartışmak üzere ayrı bir oturum düzenledi.

Sullivan ve Hulata arasındaki görüşmenin yanı sıra İran ve diğer bölgesel güvenlik konularını tartışmak üzere mart ayında kurulan ikili forum platformu olan, İsrail ve ABD’den askeri, diplomatik ve istihbarat temsilcilerinin yer aldığı ABD-İsrail Stratejik Danışma Grubu (SRG) toplantısı da gerçekleştirildi.

ABD’li üst düzey bir yetkili, pazartesi akşamı gazetecilere verdiği demeçte, son aylarda forum kapsamında birkaç kez toplantı düzenlendiğini ancak dün sabah ilk kez ikili bir görüşmenin yapıldığını söyledi. ABD Başkanı Biden ve İsrail Başbakan Naftali Bennett da ağustos ayı sonlarında Beyaz Saray’da bir araya gelmişti. İran’ın nükleer silah edinmesine asla izin vermeyeceğine ve yönetiminin Kapsamlı Ortak Eylem Planı’na (KOEP) dönme yolunda diplomatik çabaları sürdürdüğüne dair Bennett’a güvence veren Biden, diplomasi başarısız olduğu takdirde ABD yönetiminin başka yollar aramaya hazır olacağını vurgulamıştı.

Söz konusu ABD’li yetkili gazetecilere verdiği demeçte şu ifadeleri kullandı:

“Bu sorunu çözmede diplomatik yolun halen en iyisi olduğuna yürekten inanıyoruz. Bu yola girdiğimizden beri herhangi bir yaptırımı kaldırmadık. Peşin ödeme yapmayacağımızı net bir şekilde ortaya koyduk. Nükleer programı, istikrarsızlaştırıcı bölgesel faaliyetleri, balistik füze programı ve terörizme verdiği destek de dahil olmak üzere İran’ın teşkil ettiği birçok tehdit hakkında Bennett yönetimiyle düzenli temas halindeyiz. İran’ın yarattığı zorlukları nasıl gördüğümüz, elimizdeki tüm araçları etkin bir şekilde kullandığımızdan nasıl emin olacağımız konusunda kapsamlı bir fikir birliği var.”

Yetkili, askeri seçeneğin masada olup olmadığına ilişkin “Gerekli önlemleri almaya hazır olacağız” ifadelerini kullandı.

İran’ın Viyana’ya dönmeye hazırlandığına dair sinyaller gönderdiğini söyleyen yetkili sözlerini şöyle sürdürdü:

“Rob Malley liderliğinde diplomatik bir girişimde bulunduk. Uyumluluğa dönüşün nasıl olacağı konusunda bizim taraftan yapıcı bir yaklaşımın sergilendiğine inanıyoruz. Ayrıca İran açısından anlaşmaya uyumluluğa dönüşün nasıl olacağını da ana hatlarıyla belirttik. Topun artık İranlılarda olduğuna inanıyoruz.”

Tel Aviv’den kaynaklar, İsrail tarafının nükleer projenin ilerleyişi hakkında güncel bilgilerin yer aldığı bir dosya ve diplomatik çabalar başarısız olduğu takdirde izlenmesi gereken plana ilişkin bir öneri paketi taşıdığını söyledi. İsrail heyetinin söz konusu toplantıda Tahran’a yönelik atılacak kararlı adımların acilen uygulanmasına ihtiyaç olduğunu aktaracağını belirten kaynaklar, “Bu adımlar atılmadan, ABD’lilerin İranlılara nükleer görüşmelerde taviz verme imkanı yok” açıklamasında bulundular.

Kimliğinin açıklanmasını istemeyen üst düzey bir ABD’li yetkilinin gazetecilere verdiği bilgilere göre Washington, İsrail heyetine İran’ın niyetini öğrenmek için hızlıca Viyana’ya dönmeyi umduğunu bildirecek.

Bir diğer ABD’li yetkili ise Washington’ın özellikle İran’ın zenginleştirilmiş uranyum stoku konusunda endişeli olduğunu vurguladı. Aynı zamanda Tahran’ın nükleer bomba yapmak için süreye atıfta bulunarak bunun yalnızca en fazla 12 ay süreceği tahmininde bulundu. Ayrıca ABD’nin İran ile ilişkilerinde diplomasi fırsatları sunmaya devam ettiğini ancak bunun çok uzun sürmeyeceğini kaydetti.

İsrailliler, söz konusu açıklamaların Naftali Bennett hükümetinin, eski Başbakan Binaymin Netanyahu liderliğindeki İsrail yaklaşımını değiştirerek Beyaz Saray ile koordine halinde olma kararlılığında olduğu görüşündeler.

İsrailli çevreler, Tel Aviv yönetimini ABD’nin diplomasiye kapıyı kapatmayan ihtiyatlı politikasından ders almaya çağırdı. Haaretz gazetesinden askeri analist Amos Harel dünkü yazısında, söz konusu çevrelerden alıntı yaparak hükümeti ve askeri liderleri İran’a yönelik tehditleri ve diyaloga kapı kapatmaları nedeniyle eleştirdi. Bu tehditler, İran’ın Kıbrıs’taki İsrailli iş insanlarına suikast düzenlemeye çalıştığı iddialarıyla birlikte yakın zamanda ortaya çıkmıştı. Harel yazısında şu ifadelere yer verdi:

“İsrail’in İran hedeflerine yönelik saldırılarla ilgili açıklamaları ve bunlarla övünmesi, Tahran’ın İsrail hedeflerine saldırılar gerçekleştirmeye teşvik ediyor. İsrail’in davranışı İran’ın misilleme planları kurmasına yol açıyor. İsrail’in İran’ın nükleer programındaki ilerleyişini engellemek ve bölgedeki terörist faaliyetlere yardımını azaltmak amacıyla attığı saldırı adımlarının büyük bir bölümü haklı çıkarılabilir. Ancak neden bunlarla İran’ı kasten kışkırtacak kadar övünme gereği duyuluyor? İran petrol tankerlerinin hedef alınması veya nükleer programına karşı operasyonların ayrıntıları hakkında tekrarlanan sızıntılar yayınlamaktaki mana nedir? Bunlar İran’ı neredeyse karşılık vermeye zorluyor. Asıl sorun, gemilerden iş iş insanlarına kadar, kısmen de olsa ülke dışındaki tüm İsrail hedeflerini koruyucu bir şemsiye altına almanın bir yolunun olmaması dır.”

Söz konusu açıklamaları Netanyahu döneminde başlayan, Bennett’ın ise tekrarlamaktan çekinmediği klasik İsrail dedikoduları olarak değerlendiren Harel ayrıca şu değerlendirmelerde bulundu:

“İsrail’in attığı adımlar Tahran’ın yeni katı Cumhurbaşkanı ile karşı karşıya. İbrahim Reisi hükümetinin geçen hafta Azerbaycan sınırında büyük bir askeri tatbikat ilan etmesi tesadüf değil. İsrail ile yakın ilişkileri göz önüne alındığında, Tel Aviv’i caydırmak istediği anlaşılıyor.”

İlgili Yazılar

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir