KAFKASSAM – Kafkasya Stratejik Araştırmalar Merkezi

  1. Anasayfa
  2. »
  3. Gündem
  4. »
  5. İçişleri Bakanı neden istifa ettirildi?

İçişleri Bakanı neden istifa ettirildi?

Ömür Çelikdönmez Ömür Çelikdönmez - - 7 dk okuma süresi
429 1

Nasıl ABD’nin miladı 11 Eylül olduysa hiç şüphesiz ki Türkiye’nin de miladı 15 Temmuz olmuştur. Bu nedenle siyasi gelişmeler, 15 Temmuz öncesi ve sonrası şeklinde ele alınabilir. Acaba Cumhurbaşkanının siyasi tasarrufları ve atama kararlarının arkasında darbe kalkışması sendromu aktif midir? AK Parti İstanbul İl Başkanının, 15 Temmuz gecesi İstanbul’a gelen Erdoğan’ın, çelik yelek giyme teklifine ‘Sizde gömlek varken ben çelik yelek giymem’ cevabını veren bir cumhurbaşkanından söz ediyoruz. Paralel devlet yapısı ve FETÖcü terör örgütüyle mücadelede tek başına bırakılan bir cumhurbaşkanından söz ediyoruz. AK Partili bazı yöneticilerin, gözaltına veyahut açığa alınan FETÖcü dostlarını kurtarmak için vali ve kaymakamlara, emniyet ve yargı mensuplarına baskı yaptıkları şeklindeki iddiaların ardı arkası kesilmiyordu. AK Parti milletvekili Metin Külünk günlerdir, “Bunları korumayın, sahiplenmeyin! Bu parti değil, vatan meselesidir” diye isyan etmiyor muydu? Hemen her şehirden aynı şikâyetler, aynı haberler gelmiyor muydu? (Bkz. http://tr.abna24.com/service/important/archive/2016/08/31/775964/story.html ) İşte o isyan çığlığına kulak tıkayanların yaprak dökümü başlamıştır.

Allah aşkına insanda metal yorgunluğu gibi akla ziyan bir durumdan söz edilebilir mi? Suruç, Ankara, İstanbul, Gaziantep ve diğer onlarca patlamaya rağmen daha düne kadar oturduğu koltuktan ayrılmayı düşünmeyen birisinin istifası sizlere inandırıcı geliyor mu? Evet, Ak Parti cenahından Dolmabahçe görüşmesine katılanlar birer birer siyasi mevta oldu. Ancak bunun nedeninin çözüm süreciyle ilgili olduğunu sanmıyorum. O görüşmeyi planlayan odak, demek ki Erdoğan’ı hedef alan gizli bir gündem maddesini dikte ettirdi. Katılanlar bu gizli mutabakatın bedelini ödüyor. Erdal İnönü’nün özel kalem müdürlüğünden Tunceli valiliğine atanan Atıl Üzelgün’ün yardımcılığını yaptığı dönemden ta Tunceli’den hatırlıyorum müstafi içişleri bakanını. Daha sonra yollarımız tekrar Ankara’da kesiştiğinde kendileri 8 Eylül 2007 tarihinde atandığı Başbakanlık Müsteşarlığı görevini 25 Aralık 2013 tarihine kadar yürütmüştü. Sonrası zaten herkesin malûmu.

Ama çokta malûm olmayan derin kulakların meraklı gözlerin bildiği bazı ayrıntılarda var. Efkan Ala’nın popüler “Biz senin Ağa Babalarını Yenmişiz” sözünü çoğunuz anımsarsınız. Ocak 2014’te meydanlarda 17-25 Aralık sonrası paralel yapıyla mücadele babında, bu sözleri haykırıyordu değil mi? Ama durum hiçte öyle değilmiş meğer? 2 Mayıs 2015’te Zaman gazetesi yazarı Mustafa Ünal (şimdi gözaltında), Efkan Ala ve ismini vermediği başka bir bakanla ilgili Twitter üzerinden iddialarda bulunmuş, Bank Asya için “bilerek konuşuyorum, dolarları topladı” diyen Efkan Ala’nın kız kardeşinin, Cemaat’e ait Bank Asya’da çalıştığını söylemişti. (Bkz. / http://www.sozcu.com.tr/2015/gundem/efkan-alanin-cemaatci-kiz-kardesi-821057/ ) Efgan Ala’nın kaç kız kardeşi var bilmiyorum. Ama 07 Aralık 2014’te CHP Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Haluk Koç KPSS atamaları üzerinden hükümeti eleştirdiği basın toplantısında, Efgan Ala’nın Kız kardeşi Elif Ala’nın, sınavsız olarak Şırnak Valiliği’ne özel kalem müdürü yapıldığını, hiç bekletilmeksizin önce memleketi Erzurum’a sonra da Ankara’da Gençlik ve Spor Bakanlığı’na memur olarak atandığını söylemiş, “Ne ballı akrabalıklar bunlar” demişti.( Bkz. http://t24.com.tr/haber/haluk-koctan-hukumete-kpss-elestirisi-einstein-gorse-intihar-ederdi,279647 )

15 Temmuz darbe girişiminin ardından Fethullah Gülen’le mücadele kapsamında başlatılan operasyonlar sürerken, 81 ilin 74’ünün emniyet müdürünün Gülen destekçisi olduğunun belirlenmesi üzerine tüm dikkatler Ala’ya çevrilmiş, emniyet müdürü atamalarından onun sorumlu olduğu eleştirileri yapılmıştı. FETÖcü terör örgütüyle mücadele kapsamında TSK başta olmak üzere devletin tüm kurum ve kuruluşlarında binlerce görevli açığa alınırken, hükümette de görevden almalar olup-olmayacağına ilişkin meraklı tartışmalar yapılıyordu. Ala’nın istifasıyla Gülen’le mücadele kapsamında hükümetteki ‘ilk görevden almanın’ da gerçekleştirildiği belirtiliyor. (Bkz. http://www.dw.com/tr/ankarada-s%C3%BCrpriz-istifa/a-19517101 ) Efgan Ala’nın, bakanlık bürokrasisi, valiler ve kaymakamları belirleyen isim olduğu, kendi atadığı bürokrasiye angaje olmuş olabileceği ve Ala’nın, İçişleri Bakanı olarak 15 Temmuz gecesi ve sonrasında aktif olmadığı, Adalet Bakanı Bekir Bozdağ’ın, darbe gecesi İçişleri Bakanı’na bağlı olan valileri arayıp talimat verirken, Ala ortada çok görünmediği, yerine atanan Süleyman Soylu’nun ise o gece çok aktif olduğu, darbe girişimi sonrası Emniyet’te operasyon yapıldığı, ancak bakanlık bürokrasisi ile vali ve kaymakamlara yönelik operasyonlarda zayıf kalındığı, Ala’nın yerine Süleyman Soylu’nun getirilmesiyle İçişleri bürokrasisi başta olmak üzere MİT ve kamu üst düzey bürokrasisinde sert bir operasyon dalgası yaşanabileceği söyleniyor. (Bkz. http://haber.sol.org.tr/toplum/alanin-ardindan-yeni-gorevden-almalar-gelebilir-167786 )

Efgan Ala yalnız gitmiyor yanına bonus olarak kardeşi Milli Eğitim Bakanlığı’nda üst düzey bürokrat olan kardeşi Atıf Ala’da verilerek gönderiliyor. Bu istifanın şifresi 15 Temmuz gecesinde aranmalı. İktidar kulislerinde, darbe gecesi Ala’ya uzun süre ulaşılamadığı konuşulmuş, Ala ise o sırada Erzurum’dan uçakla Ankara’ya ulaşmaya çalıştığı açıklamasını yapmıştı. (Bkz. http://www.sondakika.com/haber/haber-efkan-ala-nin-istifasiyla-ilgili-4-iddia-8744702/ ) Bir başka neden de Ala’nın bir süre önce söylediği, 17-25 Aralık’ta 81 il emniyet müdürünün 74’ünün, daire başkanlarının tamamının, 7 bin istihbaratçıdan 6 bin 500’ünün FETÖ mensubu olduğunu açıklaması. Süleyman Demirel yaşasaydı Efgan Ala için kesinlikle “14 Temmuz’da Antalya’da tapu memuru muydu?” demez miydi?

Ömür Çelikdönmez
Twitter:@oc32oc39
omurcelikdonmez@hotmail.com

İlgili Yazılar

1 Yorum

  1. Sami Gören - -

    Ömür Kardeşim, kalemine sağlık…
    Yazdıklarınız çok önemli ve çok değerli, bizi aydınlattığın için ayrıca teşekkür ederim…
    Ben de bazı katkılarda bulunmak istiyorum;
    – Yenikapı ruhunu yaralayan, iki olay var; 1- “30 Ağustos’ta bayan polislere başörtüsü serbesti ve resmi üniforma üzerine uygulanması”, 2- Beş yıldızlı otelde yapılacağı duyurulan ve davetiyeleri dağıtılan 1 Eylül Adli Yıl açılış töreninin Külliye’ye alınması. Bu iki vakıa da “fırsat bu fırsattır” kabilinden ucuz taşra taktikleri. Bunlardan 1. doğrudan İçişleri Bakanlığı ile ilgili…
    – Fetö tarihte gelmiş geçmiş en sinsi, omurgasız ve renksiz terör örgütü; her kalıba , renge girebilir… Fetö ile bağlantısı olan herkesten (ama herkesten / özellikle bylock kullananlardan) hesap sorulmalıdır; aksi halde darbe gecesi akan şehit – gazi kanları ve bütün yapılanlar boşuna gider… Fetö ile mücadelenin amaca ulaşması için; 1- AK Parti, MHP vd partilerde genel merkez – il – ilçe yönetimlerinde, belediye – il genel meclis yönetimlerinde yer alanlar ve çalışanlar ile milletvekili ve belediye başkanları, 2- Bakan, milletvekili özel kalemi, danışman ve müşavirleri, 3- Memur-Sen, Hak-iş vd sendika genel merkez – şube yönetimlerinde yer alanlar ve çalışanlar, 4- Müsiad vb stk yöneci ve çalışanları, 5- Üniversitelerde görevli akademik ve idari personel, 6- Yüksek bürokratlar, 7- İşadamları, 8- Fetö’nün eski arkadaşları gözaltına alınmalı – sorgulanmalı / temizlenmelidir; aksi halde ne yapsanız nafile, nafile…

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir