KAFKASSAM – Kafkasya Stratejik Araştırmalar Merkezi

  1. Anasayfa
  2. »
  3. Gündem
  4. »
  5. Varujan Nersesyan; ABD’ye Türkiye ve Azerbaycan’ı Durdurun

Varujan Nersesyan; ABD’ye Türkiye ve Azerbaycan’ı Durdurun

Kafkassam Editör Kafkassam Editör - - 7 dk okuma süresi
289 0

Küresel sorunlar ve bölgesel çatışmaların barışçıl çözümünü bulmak için kendi diplomatik ve ekonomik gücünü etkili bir şekilde kullandığından dolayı ABD İnsan hakları ve demokrasiye önem veren ülkelerin lideri olarak bütün dünyada saygı görmektedir.

Biden yönetimi diplomatik yükümlülüğü daha büyütürse, demokrasiyi korumak için çaba harcarsa ve insan haklarına öncelik verirse, Biz ABD’nin Karabağ’ın istikrarsız durumuna daha fazla dikkat edeceğini umuyoruz.

Eylül ayının sonunda, küresel pandemi ve çekişmeli geçen seçim sezonu gündemdeyken, Türkiye ve Azerbaycan Artsakh olarak da bilinen Dağlık Karabağ’da savaşı başlatmış ve bu savaşta binlerce kişi hayatını kaybetmiş ve on binlerce kişi sürgün edilmiştir.

Bölgedeki çatışmaların çözümünü desteklemek için 1992’de kurulan AGİT Minsk Grubu’nun 3 ortak başkanlarından biri olarak, ABD son zamanlarda Karabağ için “müzakere yoluyla, kapsamlı ve sürdürebilir çözüm” çağrısında bulunmuştur. Biz bu çağrıyı alkışla destekleriz, ama Türkiye ve Azerbaycan’ın saldırganlığı hiçbir sonuca ulaşamayacak ve onlar bu çatışmadan yanlış dersleri çıkaracaktır.
Türkiye tarafından desteklenen Azerbaycan ABD’nin barıştırıcı rolünü göz ardı etmiş ve en temel uluslararası normu bile küçümsemektedir. Türkiye savaşı yürütmek için Azerbaycan’ı müşteri devlet olarak kullanmakta ve NATO üyesi olan Fransa ve ABD tarafından aktif barış sürecini açık şekilde altüst etmiştir.

Türkiye Azerbaycan’ı desteklemek için F-16 uçaklarının yanı sıra NATO’nun Havadan Ermen Uyarı ve Kontrol Sistemini devreye sokmuştur. Bu hareket bu tür uçakların konuşlandırmamasına dair anlaşmanın açık şekildeki ihlalidir. Türkiye Batı ülkeleri ve medyaları tarafından Suriyeli mücahitleri bölgeye sevk edip savaştırmakla suçlanmıştır.

Bu arada Azerbaycan cepheden uzak olan doğum hastaneleri, pazarları ve katedralleri defalarca bombalamış ve uluslararası hukukta yasaklanan misket bombaları ve beyaz fosfor bombaları gibi yangın çıkarıcı silahları yerleşim alanlarda kullanmıştır.
Azerbaycan’ın etnik temizlik çabalarının arasında, Azerbaycan tarafından işgal edilmiş topraklardaki (yani Kelbecer, Füzuli, Cebrail vs.) Hıristiyan Ermenilerin kültürel ve dini miraslarına karşı saygısızlık ve tahrip vardır. Son ateşkesten beri Azerbaycan askerleri Ermenilere yaptığı işkenceyi sosyal medyada yayınlamıştır. İnternette yayınlanan bu korkunç videolar Azerbaycan ordusunun yaşlı sivillere yönelik IŞİD tarzlı işkence ve idamı göstermiştir.
Azerbaycan ve Türkiye cezalandırılmadıkça barışın devam etmesi imkânsızdır. Onlar Ermenilere ve başka milletlere yönelik saldırganlığa devam edecektir.

Son zamanlarda, Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev Erivan dâhil Ermenistan Cumhuriyeti’nin bütün toprağının Azerbaycan’a ait olduğunu dile getirmiştir. Dünyanın güçlü tepkisi olmadıkça böyle söylemler şiddetin yeniden meydana gelmesine sebep olur. Türkiye’nin inkâr etmeye devam ettiği 100 yıl önceki Ermeni Soykırımı gibi bölgenin tarihine baktığımızda da bu tür iddialar ihmal edilmemelidir.
Son zamanlardaki düşmanlığın göstergesi olarak, Türkiye ve Azerbaycan Dağlık Karabağ’dan uzak olan Türkiye-Ermenistan sınırında askeri tatbikatı düzenlemiştir.
ABD ve bütün dünyadaki Ermeniler ABD’nin çatışmanın kapsamlı siyasi çözümünü desteklemek için uluslararası normlara dayanarak tavır alacağını ummaktadır. Bu, çatışmanın temel nedeni (yani statü sorunu) çözülmediği sürece gerçekleşemez.

Başlangıçta, ABD Azerbaycan’ın yaklaşık 200 kişi Ermeni savaş esirlerini şartsız şekilde geri vermesini Ermenistan’la birlikte talep etmelidir. Bu temel insani hareket olmadan diyalog ve müzakerenin başarılı olması mümkün değildir.

İkinci olarak, Biden yönetimi Azerbaycan ordusuna desteği kesebilir. 2018-2019 yılları arasında Trump yönetimi 100 milyon dolardan fazla askeri yardımı Azerbaycan’a sağlamıştır. Bunun kaynakları Ermeni ordusuna ve halkına karşı kullanılacaktı.
Ayrıca, Türkiye ve Azerbaycan’a tüm silah ihracat ruhsatları reddedilmelidir. Küresel ekonomik ve siyasi yaptırımlar Erdoğan ve Aliyev yönetimlerine uygulanmalıdır.

ABD Kongresi Fransa’nın Senatosu ve Ulusal Meclisi ve diğer birçok Avrupa ülkesinin parlamentoları gibi Karabağ’ın kendi kaderini tayin etme hakkını destekleme kararını çıkarmalıdır.
AGİT Minsk Grubu’nun ortak başkanı olarak, biz Azerbaycan tarafından Karabağ topraklarının işgalinin durdurmasına destek için ABD’ye çağrıda bulunuyoruz. Bu çağrı Karabağ’dan son zamanlarda sürgün edilenlerin kendi evlerine güvenli ve onurlu şekilde geri dönebilmelerini kapsar.

Son olarak, ABD Türkiye’nin Karabağ’daki barış sürecinde herhangi rol oynamasına karşı çıkmalıdır. Uluslararası toplumun küresel barış sürecini baltalayan saldırgan Ankara hükûmetini ödüllendirmesi mümkün değildir.

Eğer bölgenin güvenlik mimarisini yayılmacı hedeflerine çevirmeye yönelik Azerbaycan ve Türkiye’nin ABD de ortak başkan olduğu AGİT Minsk Grubu’nun barış sürecine güç kullanarak müdahale etmelerine müsaade edilirse onlar asla durmayacaktır.

Günümüzde Suriye, Libya, Kıbrıs, Ege Denizi ve Karabağ’da gördüğümüz gibi, Türkiye kendi gücünü büyütmek için paralı cihatçı askerleri ve Azerbaycan gibi devletleri kullanan bölgesel bir tehdit haline gelmektedir.

Türkiye ve Azerbaycan gibi ülkelerin saldırganlığını durdurmak için, ABD ekonomik ve diplomatik yöntemlerle uluslararası normları zorlamalıdır. Yoksa daha tehlikeli dünya herkesi bekliyor.

(Bu yazı, ABD’deki Ermenistan Büyükelçisi Varujan Nersesyan tarafından 24 Şubat 2021 tarihinde Newsweek dergisinde yayınlanan yazısının Türkçe çevirisidir. Adresi: https://www.newsweek.com/america-must-contain-azeri-turkish-aggression-opinion-1571455)

Varujan Nersesyan

İlgili Yazılar

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir