KAFKASSAM – Kafkasya Stratejik Araştırmalar Merkezi

  1. Anasayfa
  2. »
  3. Azerbaycan
  4. »
  5. ÜZEYİR HACIBEYLİ`NİN GÖZÜNDEN ÇARLIK VE SOVYET REJİMLERİ

ÜZEYİR HACIBEYLİ`NİN GÖZÜNDEN ÇARLIK VE SOVYET REJİMLERİ

Hasan Oktay Hasan Oktay - - 12 dk okuma süresi
336 0

Azerbaycan müziği denilince akla gelen ilk isimlerden biri bestekar Üzeyir Hacıbeyli`dir. Hacıbeyli, çok yönlü kişiliğiyle her daim dikkatleri üzerinde toplayan bir isim olmuştur. Geleneksel halk ezgileri ve modern orkestrayı birbiriyle harmanlamasıyla ünlenen Hacıbeyli, aynı zamanda aydın bir düşünür yönüyle de karşımıza çıkmaktadır. 1918 de kurulan Azerbaycan Halk Cumhuriyeti`nin resmi gazetesinde yazdığı yazılarla da gündemi yorumlamış; değerlendirmeleriyle umumun ufkunu genişletmiştir. Bu gazetede kaleme aldığı yazılarında siyasetten kültüre hatta uluslararası ilişkilere kadar geniş çerçeveli bir konu aralığı olduğu görülmektedir. Yazılarından birini orijinal diline sadık kalmak şartıyla ancak anlaşılabilecek bir sadeliğe kavuşturarak sizlere sunduk. Azerbaycan Halk Cumhuriyeti Gazetesinin 12 Mart 1919`da kaleme aldığı “Rus İnkılabı Kebiri” adlı yazısı oldukça önemlidir. Çünkü geniş çerçeveli yerli bir aydının gözünden olayların tahlili ve incelenmesi seklindedir. Aynı şekilde yaptığı eleştirilerle bir halkın diline tercüman olan tutumu dönemin aynası niteliğinde karşımıza çıkmaktadır. İşte Hacıbeyli`nin kaleminden Çarlık Rusya`sı ve Bolşeviklerle gelen yeni Sovyet Rejimi karşılaştırması ve bunun hakkında düşünceleri:

Bu gün Rus İnkilab-ı Kebir-i`nin ikinci yılıdır. Asırlarca hüküm sürmüş olan Rus istibdadı, zahiren azametli görünür ise de, içerik olarak o kadar boş ve çürük bir hale düşmüştür ki inkilap etkisi devam ederek dayanamayıp yıkıldı. İstibdad, yıkılmakla beraber Rus Padişahlığı`nın şan, şevket, izzet ve hürmeti dahi mahvolup ve düvel-i muazzama (uluslar arasi iliskilerde) ailesinde muhterem üzv (üye) hesap olunan bu padişahlık bu gün takılmaz ve sanılmaz bir hale düştü. (Demeli) Demek ki bu şan ve şövket, izzet ve hürmet Rus devleti üzerinde değil, Rus istibdadı üzerindeymiş ki istibdad yıkılmakla bu şan ve sevket vesair dahi onunla beraber yıkılıb mahvolub gitti.
Rus istibdadını yıkmış olan bu inkilab kebiri şayan tazim ve sezai ikrama ait edip her yıl seneyi devriyesi halinde bir ayda kebir gibi selamlayıp ehemiyyeti ve azameti karşısında saf besteyi ehtiram olup baş eğmek layıktır mı?
Beli (Evet) Rus Çarlığı gibi kara bir istibdadı yıkıp mahv eden bir inkilab, bu nokta-i nazardan şayan tazim ve ihtiramdır. Lakin yalnız bu nokta-i nazardan.
Vala alem şümül muharibe meşkuliyeti neticesi olarak meydana gelmiş olan bu inkilab tesiri alemi şamil değildir. İstibdad yıkmak cihan tarihinde yeni bir hadiseye ait edilemez. Tarih üzerine bir çok istibdadlar yıkıldığı meşhurdur. Sosyalizim fikrine revaç ve intişare ve bu yolda ki nezareti hayatta tetkik edilmesi işine gelince Rus İnkilab Kebiri bununla dahi alemi beşeriyeti heyran ede bilmez. Çünki Sosyalizim fikrini ortaya atan Rus inkilabı değildir. Sosyalizim beşerin efradı fikrini Rus İnkilabından evvel meşkul etmede idi, ve hala etmededir. Rus İnkilabı “yeni olarak” meydana calib vakit bir şey çıkartsa, o da belki de yokluktur. Lakin belki yokluğun fikri dahi sosyalizimden çıkan fikirler olarak Ruslara mahsus olunup, Ruslara mahsus olan ceheti yalnız bir yerde bu fikri Rusya hayatına kısmen tetbiki giriftardır. (tutulmuştur)
Fakat Rus Bolşevikleri neyinki beşeriyeti hiç Rusya topraklarında yaşayan milletleri bile inandıramadı. Bilakis bir çok cihetten grah(zararli bir ot gibi cikip) edip bu fikirlerden yüz dönderdi. Eğer din ve millet erbabını ortadan götürmek isteyen Rus Bolşevikliği meydana “sınıf” ayrılığını salıp da insanları iki farklı (mühasim) hisseye bölmese ve yalnız şahsın kim olur olsun her bir sunii kayd ve esaretten kurtulub da tam manasıyla hür ve azad olmasına çalışsa idi, o umum beşeriyetce takdir edilecek bir inkilab gibi telkin olunabilirdi. Vala “burjua”lığı öldürmek evezinde “burjua” adlandırıldığı binlerce beşeriyet efradını divane var (gibi) bir vahşilik ile öldüren Bolşevikler, kenardan bakanların ancak istikrahına mucib olabilir.(iğrenmelerine sebep olur) Bes Rus inkilab kebiri el-meşmül(geniş çerçeveli) bir manaya haiz olabilmedi ve yalnız bir istibdadı yıkmak şerefince nam hayırıyla yad olunup bayram edebilir.
Ama… eğer Rus inkilabını töredenler, bu inkilaba beşeri bir ehemmiyet vermek isteseydiler verebilirdiler ve vermekte ellerinde büyük bir vesile var idi.
​Cihanşümul muharebe bedayetinde(başlanğıcında) çaylarca akan insan kanının beşeriyet vicdanına dokunan sıkıntılarını azaltmak ve insanları öz taraflarına celb etmek istemiş olan muharib devletler; “Biz bu muharibeyi esir milletlerin azatlık ve istihlası için açmışık” diye meydana bu gibi dilferib bir şiar ettiler.
​Bu şiar fi`l – hakikatı esir olan milletlere derin bir sonuç ile münazır(denk) kılındı. Esaretinden bilahire azad olmak arzusu, esaret zamanının tazyiki altında sönmüş olan ümitleri tekrar işiklandırdı. Bir şahsı kul halinde saklamak (yani tutmak) gibi rezalet ve delaletten kurtulmuş olan beşeriyet bu el-meşmül(geniş çerçeveli) muharibe bedende bir milleti diğer millete kul ve esir etmek şerefsizliğinden dahi hilas olunacak diye, her esir millete ruh veren bu şiar, Rus inkilabının ruhu olubda, istibdad yıkıldıktan sonra Rus imperyaliziminin kurbanı olan milletler tamamı ile azad edilmiş olsa idi, o halde inkilab istibdadını yıkmak şerefinden başka bir de esir milletleri azad etmek gibi cihana numune bir tedebbür(gelecek) bahş edip “daha bir millet diğer bir millet üzerinde ağa ve sahip olmaz” fikrini bütün aleme neşr ile ümumi cihanda esir halinde yaşayan milletlerin bagimsizlik istihlasına(arzusuna) büyük bir yol açmak izzeti ile şayan tezim ve laik ihtiram sanılan cihana bir inkilab gibi inkilab kebir olurdu.
​Milletleri azad etmek fikrini ne kadar hayiz ehemmiyetü bir idea olduğunu Bolşeviklerin reisi Lenin dahi ikrar ediyormuş ki, Alem-i İslama müracaat bir intibah name bırakıb “sizleri imperyalizim esaretinden azad edeceğiz” diye müslümanların tercihini kazanmak istemiştir.
​Eğer Lenin öz sözüne emel edip de Rusya`daki milletleri azad etmek gibi makduri (kudretli)olan emiri yerine yetirse idi, Bolşevikliğe büyük bir hizmet göstermiş olurdu. Halbuki, azadlık arzusunu ne gördük? Azad olmağa cüret etmiş olan milletlerin Bolşevik kurşunları tarafından katliyam edilmesini gördük… ve bu katliyam hangi milletler üzerinde icta edildi? O milletler üzerinde ki emperyalizim esaretinin en ağır bend ve zencirleri altında inlemekle herkesten ol azad olmağa muhtaç ve layik idiler.
​O milletlerin bir çoğu “yankudan çıktım yalova (ateşe) düşdüm” mefadınca Nikolay istibdadı zamanında halas edilib de bolşevizim esareti altına düşmekle imdi de bu esirlerin kurbanı menzilesinde acı ve ağır bir emir sürmektedirler.
​Türkistan, İdil boyu ve Kırım müsülmanlarının tekrar esaret altında kalmalarına acımak ve yanmakla beraber, seviniyoruz ki biz Azerbaycan Türkleri, kahraman Osmanlı Türk kardeşlerimizin imdat biraderanesiyle bizi esirlik tazyiki altında mahv etmek isteyen Rus inkilabçılarının muhalif insaniyet olan bu arzusuna karşı kıyam (isyan) edip kanlar döktük, canlar kurban ettik. Hanimanlar yandırdıkda bilahere esaretten kurtulduk. Lakin bu esir saklamak (tutmak) hırsına kadar “ şirin” bir ihtirasat(ihtiras cogul) kabilinden imiş ki bu ihtirasat merzine olan güruhlar her bir nev ile dam tasvirlerler kurup bizi tekrar esir etmek hevesiyle dört tarafımızda dolanırlar (dönüyorlar).
​Lakin sayıları bicadır. Dam tezvirane yerlerde gizledilmiş olduğunu gören gözlerimiz ve hile kemendinin iplerini kıracak kollarımız olduğu gibi demokratizim ve sosyalizim fikirlerinde manasını anlayacak başımız vardır. Bu gün ki arzumuz harici esaretten kurtulmaktır. Vatanımızın dahili tarz idaresini tayin ve teşkil etmek ise öz hususi işimizdir. İsteriz Bolşevik idaresi kurarız, isteriz menşevik olarız .Garaz(maksat) özümüz(kendimiz) biliriz. Milletimiz öz silahına bakar ve umum millet efradının menafeyini nazara alıb hür ve azad olarak demokratik bir devlet amele getirir. Arzu-i yeganemiz, tekrar ederik ki, özgelerin esiri ve kulu olmamaktır vesselam.

Hacıbeyli Üzeyir, “Rus İnkılab-ı Kebir-i”, Azerbaycan, no. 135 (12 Mart 1919), s. 1.

Cafer Mustafalı / Marmara Üniversitesi / Yüksek Lisans Öğrencisi / Genel Türk Tarihi

İlgili Yazılar

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir