Şimdi yükleniyor

Turan Rzayev: Milli Meclis’ten Tarihi Adım: Türkiye-Azerbaycan Askeri Güvenlik Mutabakat Zaptı Onaylandı

Azerbaycan Milli Meclisi, Azerbaycan ve Türkiye Savunma Bakanlıkları Arasında Karşılıklı Askeri Güvenliğin Güçlendirilmesine Dair Anlaşma Mutabakat Zaptı’nı (Memorandum) onayladı.
Bu, hem tarihi hem de stratejik bir adımdır. Zira iki ülke arasında zaten stratejik müttefiklik mevcuttu. Örneğin, Şuşa Beyannamesi ile somut bir siyasi irade ortaya konulmuştu. Bu Mutabakat Zaptı ise mevcut stratejik müttefikliğin pratik icra mekanizmasını belirlemektedir. Yani taraflar artık “birbirimizin yanındayız” demekle yetinmeyip, bu desteğin hangi şartlarda, hangi biçimde ve hangi hukuki temellerle gerçekleştirileceğini açıkça tespit etmektedirler.
🛡️ Caydırıcılık ve Hukuki Çerçeve
Sözleşmeye göre, taraflardan birinin silahlı tecavüze (saldırıya) maruz kalması halinde diğer taraf, bireysel ve ortak öz savunma hakkı çerçevesinde askeri yardım sağlamayı taahhüt etmektedir.
Bu adım açıkça caydırıcı bir anlam taşımaktadır. Yani Azerbaycan savaş istemiyor, ancak savaş ihtimalinin doğmasına da izin vermek istemiyor. Türkiye ile askeri güvenlik alanında bu denli açık ve hukuki temelli bir anlaşmanın varlığı, potansiyel risk kaynaklarına şu mesajı vermektedir: Herhangi bir baskı veya askeri macera, sadece tek bir devletle değil, daha geniş askeri-siyasi imkanlara sahip bir müttefikle çatışma anlamına gelecektir.
Dikkat çeken önemli bir nokta ise yardımın talep üzerine ve ulusal mevzuatın gerekliliklerine uygun olarak gerçekleştirilecek olmasıdır. Bu, olası duygusal veya durumsal askeri kararların önüne geçilmesi açısından önemlidir. Yani karar daha kurumsal bir temelde alınacaktır.
🤝 İşbirliğinin Detayları
Mutabakat Zaptı’nda barış döneminde ortak askeri tatbikat ve manevraların yapılmasına özel bir yer verilmiştir. Bu madde, Azerbaycan ve Türkiye Silahlı Kuvvetlerinin operatif uyumluluğunun artırılmasına, komuta-kontrol sistemlerinin eşleştirilmesine ve olası kriz durumlarında koordineli faaliyet yeteneğinin güçlendirilmesine hizmet edecektir. Bu tür tatbikatlar, fiilen kolektif savunma mekanizmasının gerçek bir sınavdan geçirilmesi açısından çok önemlidir.
Belgenin önemli bir yönü de askeri keşif (istihbarat) ve bilgi mübadelesi alanındaki işbirliğinin genişletilmesidir. Yani taraflar bundan sonra gizli, çok gizli ve özel öneme sahip bilgileri hukuki çerçevede birbiriyle paylaşacaktır. Bu, aynı zamanda bölgesel risklerin zamanında belirlenmesi ve önleyici güvenlik tedbirlerinin alınması açısından önemli bir mekanizmadır.
Memorandum’da taraflar arasında ortaya çıkabilecek görüş ayrılıklarına da yer verilmiştir. Buna göre, böyle bir durumda taraflar sorunları yalnızca müzakere ve istişareler yoluyla çözebilecektir.
⚖️ Uluslararası Hukuka Vurgu ve Bölgesel Güvenlik
Açıkça bellidir ki, bu belgeyi birçok ülke farklı yorumlamaya çalışacak, hatta kendisi için tehdit olarak görebilir. Bu nedenle belgede, Mutabakat Zaptı’nın üçüncü devletlere karşı yönelmediği özellikle belirtilmiştir.
Bundan başka, belgede BM Şartı’nın 51. maddesine atıfta bulunulması, tarafların karşılıklı yardım mekanizmasını uluslararası hukukun temel prensipleri üzerine kurduğunu göstermektedir. Yani Azerbaycan-Türkiye askeri işbirliği, bölgede barış ve güvenliğin güçlendirilmesi amacını ön plana çıkarmaktadır.
Azerbaycan ve Türkiye’nin Mutabakat Zaptı’nı tam da şimdi resmileştirmesi tesadüfi değildir. Bölgedeki güvenlik ortamı köklü bir şekilde değişmiş ve bu değişiklik artık sözlerle idare edilen aşamayı geride bırakmıştır. Güney Kafkasya’da ise yeni gerçeklikler oluşmuştur. Bununla birlikte, bu gerçekliklerin henüz tam olarak oturmadığı ve çeşitli güç merkezleri tarafından sınandığı da bir hakikattir. İşte böyle bir ortamda, Bakü ve Ankara’nın güvenliği beyanatlara değil, hukuki mekanizmalara bağlaması zaruri hale gelmiştir.

Yorum gönder