Gültekin Hacıbeyli: Sayın Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a Açık Mektup
Sayın Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan,
Bugün şahsıma Türkiye’den 5 yıl süreyle deport edilme (sınır dışı edilme) kararı resmen tebliğ edildi. Türkiye’de 2 yıllık oturum iznim olmasına ve bugüne kadar hiçbir kural ihlaline yol açmamış olmama rağmen, hakkımda böyle bir kararın verilmesi bana karşı adaletsizliktir. Bu kararın hangi hukuki temele dayandığı ise açıklanmamaktadır.
Ben, hiçbir hukuki dayanağı olmaksızın 29 Kasım’dan beri Türkiye’de özel ve sıkı gözetim altında bir geri gönderme merkezinde tutulmamla ilgili mahkemeye başvuruda bulundum. Mahkeme kararı beklenmeksizin 5 yıl süreyle sınır dışı edilmemle ilgili bu denli acele bir kararın kabul edilmesi, bu kararın hukuki değil, siyasi temellere dayandığını göstermektedir.
Şunu da belirtmek isterim ki, 3 gün önce tutulduğum Arnavutköy Geri Gönderme Merkezi’nden çıkarılarak Çatalca Geri Gönderme Merkezi’ne getirildim. Aldığım bilgiye göre, bu merkezde tutulan kişiler genellikle daha kısa sürede burada kalırlar. Bu nedenle, benim zorunlu olarak Azerbaycan’a gönderilmem için bir hazırlık yapıldığı izlenimi oluşmaktadır.
Sayın Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, ben hala inanamıyorum ki, bütün varlığımla sevdiğim, kendime ikinci Vatan saydığım, başarılarıyla her zaman gurur duyduğum, siyasi faaliyetim boyunca daima tebliğ edip savunduğum kardeş Türkiye devleti, hukuk ve adaleti ayaklar altına alarak beni zorunlu bir şekilde Azerbaycan’a, hapse gönderecektir. Hiçbir şekilde kardeş Türkiye devleti, bugün demokrasiye karşı savaş açmış Azerbaycan yönetiminin kendi siyasi rakiplerini uydurma, sahte suçlamalarla hapse atmasına destek vermemeli, bu yönde atacağı adımların tarihi sorumluluğunu dikkate almalıdır.
Sayın Recep Tayyip Erdoğan, siz konuşmalarınızda zaman zaman Boraltan faciasını hatırlatarak bu tarihi hatayı yapanların sorumluluğunu gündeme getiriyorsunuz. Şimdi de, buna benzer bir hataya Türkiye yönetimi tarafından izin verilmemeli ve bu meselede hukukun ve adaletin gereğine uygun davranılmalıdır. Bu bakımdan kardeş Türkiye devleti hiçbir koşulda ve hiçbir bahane ile Azerbaycan yönetiminin siyasi baskılarına destek vermemeli, insan hak ve özgürlüklerini, adaleti görmezden gelmemeli, kendi adalet ve yasalarına onu sevenlerin güvenini sarsmamalıdır. Dikkatinize sunarım ki, dostlarımın defalarca uyarılarına rağmen, Azerbaycan’da siyasi muhalefete karşı son uydurma ceza davasıyla ilgili siyasi baskılar başladığında, ben Türkiye’yi terk etmeyi asla düşünmedim ve her zaman Türkiye’nin adaletine, yasalarına güvendim, burada kendimi güvende sandım, emniyette hissettim. Sayın Cumhurbaşkanı, ben hala inanmak istiyorum ki, Türkiye devletine güvenmekte haksız olmamışım.
Ve bugün ben aynı zamanda şuna da inanmak istiyorum ki, Türkiye devleti bu meselede Azerbaycan halkının görüşünü ve beklentilerini de dikkate alacaktır. Azerbaycan halkının beklenti ve görüşünü bir kenara bırakıp, sadece Bakü’den gelen siparişi esas alarak benim zorunlu olarak Azerbaycan’a hapse gönderilmem, toplumumuzda Türkiye’ye karşı derin bir hayal kırıklığı hissinin oluşmasına neden olacaktır. Bir Türkiye sevdalısı olarak, her zaman Azerbaycan-Türkiye kardeşliğini, birliğini tebliğ eden bir siyasetçi olarak ben bunun olmasını asla istemem.
Bütün bunları esas alarak ben buradan Sayın Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, size başvuruyorum. Sayın Cumhurbaşkanı, bugün hem tarih, hem Azerbaycan halkı, hem de ben sizden hangi kararı vereceğinizi bekliyoruz. Şimdi söz sizindir.



Yorum gönder