KAFKASSAM – Kafkasya Stratejik Araştırmalar Merkezi

  1. Anasayfa
  2. »
  3. Gündem
  4. »
  5. Suriye’nin kuzeyini kim neden vuruyor?

Suriye’nin kuzeyini kim neden vuruyor?

Kafkassam Editör Kafkassam Editör - - 7 dk okuma süresi
333 0

Suriye’nin kuzeyinde hava saldırılarının hedefi olan Cerablus, El Bab ve Sarmada bölgelerinin ticaret merkezleri haline geldikleri iddia ediliyor.

Suriye’nin kuzeyindeki Türkiye’nin desteklediği silahlı grupların kontrolündeki Cerablus ve El Bab kasabalarına ve çevrelerindeki bazı noktalara yönelik hava saldırıları giderek artıyor.

Türkiye, İdlib’e bağlı Sarmada kasabası dahil olmak üzere bu bölgelere yönelik saldırılardan Suriye ordusunu sorumlu tutarak Rusya’ya saldırıların durdurulması çağrısı yaptı.

Saldırıları henüz üstlenen olmasa da yerel kaynaklar İdlib’e ve Türkiye’nin desteklediği grupların kontrolündeki bölgelere yönelik hava saldırılarının Rusya, kara saldırılarının Suriye ordusu tarafından yapıldığını savunuyor. Kaynaklar Türkiye’nin angajman kurallarını duyurduğundan beri Suriye savaş uçaklarının ve helikopterlerinin Türkiye sınırına yakın uçuş yapmadığını öne sürüyor.

Peki saldırıların yoğunlaştığı Cerablus-El Bab ve Sarmada neden önemli?

“Günde 30 ila 50 bin litre satılıyor”
DW Türkçe’ye konuşan ve hâlâ Cerablus’ta yaşadığı için güvenlik gerekçesiyle adının gizli tutulmasını isteyen bir kaynak Cerablus-El Bab ve Sarmada hattının ticaret merkezleri haline geldiğini söyledi.

Kaynak, “Hem Türkiye hem de Suriye Demokratik Güçleri’nin (SDG) kontrolündeki bölge ile ilişkileri olan M.K. adlı şahıs SDG bölgesinde çıkarılan ham petrolü (Türkiye’nin desteklediği grupların kontrolündeki) Cerablus ve El Bab bölgesine naklediyor. M.K. ile birlikte (SDG kontrolündeki) Menbiç kasabasında yaşayan birkaç kişi bu nakliyat ağını yürütüyor. Cerablus ve El Bab bölgesine ulaşan ham petrol, mobil ve ilkel rafinerilerde işleniyor” dedi.

Kaynak, rafine edildikten sonra benzin, mazot ve dizele dönüştürülen petrolü “orta altı kalite ve kötü” olarak nitelendiriyor.

İşlenen akaryakıtın bir kısmının (Türkiye’nin desteklediği grupların kontrolündeki bölgelerde) iç piyasaya sürüldüğünü anlatan kaynağa göre, Türkiye-Cerablus arasındaki kamyon/tır trafiği ve bireysel alımlarla birlikte günde 30 bin ila 50 bin litre arasında yakıt satışı gerçekleşiyor.

Kaynak, 1 litre benzinin 2 bin 500, 1 litre mazotun 2 bin Suriye lirasına denk geldiğini söylüyor. Resmi kura göre 1 dolar – 1.250 Suriye lirası ancak bir süredir kara borsada 1 dolar 3 bin 800 – 4 bin Suriye lirasına ulaşmış durumda.

Yerel kaynaklar Suriye’nin kuzeyinde petrol ticaretinin yanı sıra her türlü tüketim maddesinin ve inşaat malzemesinin de toplandığı merkezlerin olduğunu söylüyor.

DW Türkçe’ye konuşan Cerabluslu kaynağa göre, bir süre önce tır parkının hava saldırısına hedef olduğu Bab El Hava sınır kapısı o bölgedeki ticaret açısından hayati önemde.

Yerel tüccarların ucuz olduğu için ağırlıklı olarak Çin’den ve Türkiye’den satın aldıkları malların Bab El Hava üzerinden Cerablus’a girdiğini anlatan kaynak, İdlib’e bağlı Sarmada’nın bütün malların toplandığı en büyük nokta olduğunu savunuyor.

Kaynağa göre, Sarmada’da araba parçaları ve iyi kalite tekstil dahil birçok ürünün yine yerel tüccarlar üzerinden, SDG bölgesi dahil, dağıtımı yapılıyor.

Suriye içinde üretilen tarım ürünleri, canlı hayvan ve bir miktar petrolün de Sarmada tüccarları üzerinden Türkiye’ye satıldığını anlatan kaynağa göre günde ortalama 100 kamyon/tır Türkiye’den Cerablus’a giriş yapıyor.

O bölgeyi kontrol eden grupların kamyonlardan ve ticaretten vergi aldığını belirten kaynak, bu grupların günlük ortalama 25 ila 45 bin dolar gelir elde ettiğini savunuyor.

Cerabluslu kaynak Sarmada, Cerablus, El Bab ve Bab El Hava’ya yönelik saldırıların yerel tüccarlar üzerinde baskı oluşturduğunu ve ticaret ağına zarar verdiğini söylüyor.

Saldırıların amacı ne?
Suriyeli askeri stratejist Kemal Cafa’ya göre, bu bölgelere yönelik saldırıların yoğunlaşmasının temel sebebi Rusya’nın İdlib başta olma üzere Suriye konusunda Türkiye’ye saha üzerinden mesaj vermek istemesi.

Cafa, “M-4 uluslararası karayolunun açılmasını da öngören daha önce yapılmış anlaşmaların uygulanmaması nedeniyle Rusya ve Türkiye arasında derin bir ihtilaf var. Türkiye’nin desteklediği gruplar Suriye ordusunun bölgelerine saldırmaya devam ediyor” dedi.

Birkaç hafta önce Rusya’nın El Bab’ın kuzeyindeki rafinerilerini ve yakıt depolarını vurduğunu hatırlatan Cafa’ya göre, “saldırılara hedef olan bölgelerdeki ticaret hacmi Türkiye’nin desteklediği silahlı grupların ve SDG’nin dikkat çekici ekonomik kaynaklara ulaşmasını sağlıyor. Petrol, tahıl ürünleri, canlı hayvan, zeytin ve zeytinyağı, tarım ürünleri gibi temel ihtiyaçların Şam’ın kontrolü dışındaki bölgelerde ticaretinin yapılması ekonomideki kaçağı büyüttüğü gibi iç piyasada döviz kurunun da kontrol edilememesinin sebepleri arasında.”

Hem SDG’ye hem Türkiye’ye mesaj
Rusya’nın saldırılarının SDG’ye ve Türkiye’nin desteklediği gruplara da mesaj olduğunu savunan Cafa, “Bu mesajın yerine ulaştığını düşünüyorum çünkü SDG, az miktarlarda da olsa devlete (Şam ile) petrol göndermeye başladı” dedi.

Suriye’nin kuzeyindeki öz yönetim tarafından çıkarılan ham petrol Şam’a gönderiliyordu. İşlenen petrolün bir kısmı öz yönetim bölgesine geri veriliyor, bir kısmı da iç piyasaya sürülüyordu. Yerel tüccarlar üzerinden yürütülen bu ticaretin öz yönetimin petrolü dolar üzerinden satmak istemesi üzerine tıkandığı iddia ediliyor.

Halep’te yaşayan ve Arap basını için sahada muhabirlik yapan Halid Iskef, Cerablus-El Bab ve Sarmada hattındaki günlük ticari hacmin 200 bin dolara ulaştığını savunuyor.

“Her saldırıdan sonra bu bölgelerde 1-2 hafta kadar işlerin durdurulduğunu sonra tekrar başladığını” anlatan Iskef’e göre, bölgedeki ticaret ağı sadece SDG ve Türkiye’nin desteklediği gruplara değil İdlib’deki Nusra Cephesi dahil radikal örgütlere kayda değer gelir sağlıyor.

Hediye Levent

İlgili Yazılar

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir