KAFKASSAM – Kafkasya Stratejik Araştırmalar Merkezi

  1. Anasayfa
  2. »
  3. Türkiye
  4. »
  5. Serdar Bozdoğan: CUMHURBAŞKANLIĞI HÜKUMET SİSTEMİNDE İSTİHBARAT (HABER ALMA) HAVUZU GÜÇLENDİRİLMELİDİR

Serdar Bozdoğan: CUMHURBAŞKANLIĞI HÜKUMET SİSTEMİNDE İSTİHBARAT (HABER ALMA) HAVUZU GÜÇLENDİRİLMELİDİR

Kafkassam Editör Kafkassam Editör - - 6 dk okuma süresi
175 0

 
Türkiye’de Cumhurbaşkanı Hükumet Sistemi ile birlikte kamu yönetimi ve bürokrasinin üzerindeki hantallık güçlü bir haber alma ağı ile seyir alması hedeflenmiştir.

Nitekim bu hususta bir çok adımda atılmış olmakla birlikte halen güvenlik ve kuvvet birimleri arasında hedeflenen istihbarat (haber alma) havuzu gereğince işlevsel hale gelememiştir.
 
Bunu bir insan anatomisi olarak ele almak gerekirse şayet sağ ayak Genelkurmay Başkanlığı, sol ayak Jandarma Genel Komutanlığı, sağ el Emniyet Genel Müdürlüğü sol el Diplomatik Enformasyon, gövde Türkiye Cumhuriyeti Devleti, kafa olarakta ülke genelindeki bütün haber almadan sorumlu olan Milli İstihbarat Teşkilatı (MİT) Başkanlığıdır.
 
Son olarak İçişleri Bakanlığı önünde gerçekleşen hain saldırı süreci bu konuyu yeniden gün yüzüne çıkartıyor. Hain teröristlerin Kayseri’ de bir vatandaşın canına kıyıp aracını gasp ederek aynı araç ile sorunsuz bir şekilde Ankara’ya kadar gelip TBMM’ in açılış günü İçişleri Bakanlığı önünde eylem yapması tüm kuvvet unsurları ve haber alma kurumlarının kendisini sorgulaması için bir adımdır.
 
Eğer güvenlik ve kuvvet unsurları arasında kanunda yer alan istihbarat havuzu güçlü bir şekilde işletilirse ileride daha sorunsuz bir hayat süreci ülkemizde tezahür edecektir.

Örneğin Kayseri’ de bir vatandaşın canına kıyılıp aracı gasp edildiğinde kuvvet unsurları bu olayı nereye rapor ettiler? Rapor edilen kurum bu sürece yönelik gereğini hangi minvalde yerine getirdi? Gasp edilen araç Kayseri’ den Ankara’ya seyir halinde mi geldi? seyir halinde gelirken bir kamera veya yol denetimine tabi tutuldu mu? Veya bu araç bir çekici marifetiyle mi plakasız bir şekilde arızalı bir şekilde  Kayseri’ den Ankara’ya mı geldi?

Tüm bu sorular güvenlik ve kuvvet birimleri arasında enformasyon paylaşımı ile sonuç alacak konular değil mi?

Bu konuyu en hassas incelemesi gereken kurum Cumhurbaşkanlığı Dış Politika ve Güvenlik Kurulu’ dur. Bu Kurul hem dış politika hem de güvenlik alanında faaliyet yürütmektedir. Terör olayları iç güvenliği kapsadığı kadar aynı zamanda dış desteklidir, bu yüzden saha analizi ve akademik bakış açısı ile konular ele alınmalıdır.

Bu minvalde emniyet ve güvenlik  birimleri terörle mücadele başta olmakla birlikte ortak bir strateji ekseninde planlamaya gittiğinde ortaya çıkan sonuç ülkemizi müreffeh seviyeye sevk edecektir.
 
Nitekim bu enformasyon trafiği merkezi olarak değil aynı zamanda taşrada uygulanmalıdır. İlçe ve il istihbarat havuzu uygulaması vali himayesinde ve Milli İstihbarat Teşkilatı il ve ilçe şube birimleri tarafından kurumlar arası koordinasyon marifeti ile sağlanacaktır. İlçeden ile ilden bölgeye ve ülke geneline sirayet edecek bir bilgi ağı gelişen ve değişen süreçler içerisinde Türkiye’nin güvenlik stratejine güç katacaktır.
 
Bu yüzden kaymakamlar ve valiler emniyet, güvenlik, diplomasi ve istihbarat alanında güçlü bir oryantasyon ile kamu yönetimine nitelik katacak süreçlerde hız kazanmalıdır. Bir diğer husus her valilikte emniyet ve güvenlik politikalarından etkin bir şekilde anlayan bilgi ve deneyim sahibi bir vali yardımcısı bulunmalıdır.
 
Ayrıca en önemli husus ilçe ve illerdeki bilgi trafiğinin havuz noktası Milli İstihbarat Teşkilatı ilçe ve il istasyonlarında toplanıp ham halden işlenip kıymetlendirilmesi üzere merkeze aktarımı sağlanmalıdır.
 
İstihbarat havuzunda merkezi bir strateji uygulaması ile hızlı adım atılması sağlanmalıdır. Milli İstihbarat Teşkilatı (MİT) Başkanlığı nezdinde İstihbarat (bilgi akışı) havuzundan sorumlu özel bir birim oluşturulmalıdır. Her ilden sorumlu bir masa, her bölgeden sorumlu bir şube ve tüm şubelerden sorumlu bir daire kurulmalıdır. Bu daire direkten MİT Başkanına bağlı bulunup günlük ve anlık tüm değişim ve gelişimi ivedili bir şekilde makama sunarak gelişmelerden haberdar olunması ve aynı zamanda emre tabi olarak ivedili bir şekilde karşı koyma stratejisinin bölge, il ve ilçede seyir almasını sağlayacak konsepte erişmelidir.
 
Bu derece stratejik bir adımla yol izlediğimiz de Türkiye’nin teröristle mücadele,  terörle mücadele ve terörizmle mücadele aşamasında çok büyük güç kazanılacaktır.

Türkiye’nin bölgesinde ve kıtalar arası ortaya koyduğu performans dış güç unsurlarını rahatsız ettiği için ilerleyen zamanlarda terör eylemlerinin artması ihtimalini göz önünde bulundurarak geleceğe yönelik güçlü  stratejiler eşliğinde yol almalıyız.
Serdar Bozdoğan

İlgili Yazılar

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir