Düşük katılımlı ve hile iddialarıyla gölgelenen 12 Mayıs Irak parlamento seçimlerinin galibi olan Şii din adamı Mukteda es-Sadr, kendisine bağlı milis gücü olan Seraya es-Selam (Barış Tugayları) bünyesindeki birliklerin çoğunu feshetme kararı aldı. Sadr, yaptığı yazılı açıklamada Seraya es- Selam milislerinin başkent Bağdat, Kerbela ve Samarra şehirleri dışındaki tüm şehirlerde feshedileceğini bildirdi. Milislerin bu üç şehirde görevlerine devam edeceğini ifade eden Sadr, Irak’ın genel çıkarları, kurulacak hükümet, ordu ve polisi güçlendirmek için bu adımı attıklarını da ayrıca belirtti.
Irak’ta beklenen hükümeti kurma konusunda diğer siyasi blokların liderleriyle müzakerelerde bulunarak çalışmalarını devam ettiren Şii lider Sadr, şu anda mevcut olan Seraya es-Selam komutanlarının da kendisinin danışmanı olduğunu, bir başka görevlerinin bulunmadığını belirtti.
Seraya es-Selam’ın Basra’daki faaliyetlerini de dondurma kararı almış olan Sadr, bu güçlerin Irak’ta cihat faaliyetleri dışında başka faaliyetlerde bulunmasının yasak olduğunu bildirmişti. Daha önce de birkaç kez söz konusu milis güçlerinin Diyala ve diğer bölgelerdeki faaliyetlerini dondurma kararı almıştı.
2014 yılında DEAŞ saldırılarına karşı mücadele etmesi için Seraya es-Selam (Barış Tugayları) adlı milis gücü kuran Sadr, bu milis gücün sadece şiilerin değil tüm Iraklıların koruyucusu olduğunu vurgulamıştı. Bu milis güçler Samarra bölgesine yerleştirilerek, oradaki şii mezarlarını korumaya çalışmışlardı. Terör örgütü DEAŞ ile sürdürülen üç yıllık mücadelenin ardından kazanılan başarı sonrasında Sadr yaptığı açıklamada, Seraya es-Selam’ın ellerindeki tüm silahları en kısa sürede devlete teslim etmeleri talimatını verdiğini belirtmişti. Sadr, bunun karşılığında ise hükümetten işsizlere iş imkanı oluşturmasını ve DEAŞ operasyonlarında yakınları ölen ya da yaralanan ailelere de yardım etmesini istediğini açıklamıştı. Samarra bölgesi dışında (Şii mezarlarının bulunması sebebiyle kutsal sayıldığı için), kurtarılan tüm bölgeleri 45 gün içerisinde güvenlik güçlerine teslim edeceklerini dile getiren Sadr, Irak Başbakanı Haydar İbadi’ye Musul’un DEAŞ tarafından işgal edilmesine ve bu nedenle yüzlerce askerin öldürülmesine sebep oldukları iddia edilen askeri ve siyasi yetkililer hakkında soruşturma başlatılması ve yolsuzlukla mücadele edilmesi için de çağrıda bulunmuştu.
Ülkenin bütünlüğü ve güvenliği konusundaki çalışmalarına kararlılıkla devam eden Şii lider, geçtiğimiz Ramazan Bayramı’ndan sonra Sadr bölgesinde Silahsızlanma kampanyası başlatılması için İçişleri Bakanlığına çağrıda bulunmuştu. Başkent Bağdat’ın doğusundaki Sadr bölgesinde bir silah ve teçhizat deposunda meydana gelen, onlarca kişinin ölümüne ve yaralanmasına yol açan patlamanın ardından yaptığı basın açıklamasında Şii lider Mukteda es-Sadr, herkesin bu projeye destek olarak silahlarını tartışmasız bir şekilde devlete teslim etmelerini isteyerek, “Iraklıların kanı her şeyden pahalıdır.” açıklamasında bulunmuştu.
2003 yılında ABD’nin Irak’ı işgal etmesine en büyük tepkiyi gösteren isimlerden biri olan Mukteda es-Sadr, kurduğu Mehdi Ordusu’yla da ABD emperyalizmine karşı direniş başlatmıştı. ABD işgal güçlerine karşı iki ayaklanmanın düzenleyicisi olan Sadr, o tarihten bu yana Irak’ın en etkin dini ve siyasi liderlerinden biri oldu. Irak halkına hitaben yaptığı konuşmalarda genel olarak ülkenin bütünlüğü, güvenliği konusunda daha duyarlı ve kapsayıcı olduğu görülen Sadr, mezhepler üstü bir üslup kullanmasıyla da politik anlamda rakiplerini geride bırakmayı başardı.
Güler Gülmez kafkassam uzmanı
Kaynaklar: Anadolu Ajansı, Reuters, Şarku’l Avsat Gazetesi, Türkmeneli Haber