Milli istihbaratın yeni patronu kim?
Hakan Fidan’ı şahsen tanırım, o beni tanır mı bilmem. Sayın Davutoğlu’nun Başbakan Başdanışmanlığı döneminde Hakan Fidan TİKA başkanıydı ve Sayın Davutoğlu’nu sıklıkla ziyarete gelirdi. Sonra 14 Kasım 2007’de Başbakanlık Müsteşar Yardımcısı ve akabinde 15 Nisan 2010’da MİT Müsteşar yardımcısı oldu. Akademik kariyeri var. Maryland Üniversitesi’ne bağlı University of Maryland University College’den Yönetim ve Siyaset Bilimi alanından lisans dereceleri aldı. Bilkent Üniversitesi’nde “Dış Politikada İstihbaratın Yeri” isimli teziyle master yaptı. Aynı üniversitede 2006’da da “Bilgi Çağında Diplomasi: Antlaşmaların Doğrulanmasında Enformasyon Teknolojilerinin Kullanımı” başlıklı tez ile doktora yaptı. Emre Taner’in görev süresinin dolmasının ardından, 25 Mayıs 2010’da Türkiye Cumhuriyeti devleti tarihine, en genç MİT müsteşarı olarak geçti.
Müsteşarlığı döneminde başka ilklerde yaşandı. 10 Şubat 2015 tarihinden geçerli olmak üzere Adalet ve Kalkınma Partisi’nden milletvekili aday adayı olmak için istifa etti. Cumhurbaşkanı Erdoğan Fidan’ın milletvekilliği aday adaylığına tepkisini gösterdi, onaylamadığını belirtti. Bunun üzerine Fidan, 9 Mart 2015 tarihinde yazılı açıklama yaparak aday adaylığı başvurusunu geri çekti. 09 Mart 2015 tarihi itibarıyla MİT Müsteşarlığı görevine geri döneceği açıklanan Hakan Fidan, 10 Mart 2015’te görevine başladı. Sosyal medyada Hakan Fidan ve Yiğit Bulut’un yan yana resimlerinin bulunduğu birçok paylaşımı mutlaka görmüşsünüzdür.
Sayın Davutoğlu’nun çok önemsediği bürokratlardan biriydi. Hatta 1998–2002 yıllarında, Silahlı Kuvvetler Akademisi ve Harp Akademilerinde misafir öğretim üyesi olarak ders verdiğinde Sayın Fidan’ında öğrencileri arasında bulunduğu söylenir. Davutoğlu’nun Beykent Üniversitesi’nde, üniversite yönetim kurulu üyeliği, senato üyeliği ve Uluslararası İlişkiler Bölümü başkanlığı döneminde Hakan Fidan’ın doktora hocalığını yaptığı söyleniyor. Bence yanılıyorlar çünkü Hakan Fidan, Beykent değil Bilkent üniversitesinde akademik kariyerini tamamlamıştır. Bu iddiayı ortaya atanlar mutlaka Beykent ile Bilkent’i karıştırıyor olmalılar.
Ayrıca Beykent İstanbul’da Bilkent ise Ankara’da. Diyanet İşleri Başkanı Mehmet Görmez’de Hakan Fidan’ı MİT Müsteşarı olmadan çok önceden tanıyanlardan Davutoğlu’nun başbakanlıktan ayrılacağını ve kongrede aday olmayacağını açıklamasıyla medyada Davutoğlu’yla birlikte MİT Müsteşarının da görevden alınabileceğini iddia edenler çıktığı gibi Başbakanlığa Hakan Fidan’ın atanabileceğini söyleyenlerde olmadı değil!
MİT Müsteşarı Hakan Fidan’ın AK Parti’den milletvekili adayı olmak üzere görevinden istifa etmesiyle teşkilata kimin atanacağı uzun süre gündemden düşmemişti. Yeni müsteşar atanana kadar bu göreve Türkiye’nin eski Brüksel Büyükelçisi ve MİT Müsteşar Yardımcısı İsmail Hakkı Musa’nın vekâlet etmesi yeni Müsteşarın da İsmail Hakkı Musa olabileceği beklentisine dönüştü. Ancak o süreçte MİT Müsteşarlığı’na bir başka ismin, Kamu Düzeni ve Güvenliği Müsteşarı olan Muhammed Dervişoğlu’nun atanabileceği iddiaları popülerlik kazandı.
Hatta Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç “Fidan ile beraber bu işi başlatan MİT Müsteşar Yardımcısı şu anda Kamu Düzeni ve Güvenliği Müsteşarı olan Muhammed Dervişoğlu da en az Fidan kadar bu konuyu takip eden bir insandır. ‘Acaba bir görev değişikliğinde o MİT’in başına gelecek mi?’ şeklinde aklımdan geçiyor. MİT’te, çözüm sürecinde bir boşluk olmaz. Çünkü adaya gidenlerden bir tanesi de odur” demiş, Dervişoğlu’nun MİT Müsteşarlığına sıcak baktığını belli etmişti. Hakan Fidan’ın istifa etmesinin ardından ismi MİT Müsteşarlığı için geçen Muhammed Dervişoğlu’nun da yakın geçmişte ‘isimsiz ihbarlar’ aracılığıyla hedef alındığı ortaya çıkmıştı. Muhammed Dervişoğlu’nun hakkında 16 Kasım 2011 tarihinde “Ali Can” adıyla gönderilen bir ihbar mailinde, Dervişoğlu’nun kızı Nazlı’nın 751 bin liralık harcama yaptığını öne sürülmüştü.
Dervişoğlu MİT’te İzmir Bölge Başkanlığı yapmış daha sonra da Müsteşar yardımcılığı görevinde bulunmuştu. İmralı ile yürütülen çözüm sürecinde de önemli görevler alan Dervişoğlu’nun bu konudaki tecrübesinin de Müsteşarlık görevine atanması konusunda etkili olabileceği belirtilmişti. Ancak Dervişoğlu kızı Nazlı ile birlikte haksız mal edinme iddiasıyla yargılanmış ve bu durum teşkilatı sıkıntıya sokmuştu. 8 yıl hapis istenen ve gizli yapılan yargılamanın ardından Muhammed Dervişoğlu ve kızı beraat etmişti. Dervişoğlu’nun bir avantajıda Karadeniz ekibinden olmasıydı. 1952 yılında Fatsa’da doğan Dervişoğu Fatsa Lisesi’ni bitirdikten sonra Dervişoğlu, İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümü’nden mezun olmuş Milli İstihbarat Teşkilatı’nda uzun yıllar değişik kademelerde görev yapmıştı.
Hakan Fidan’ın teşkilat görevinden alınabileceği iddiaları, yeniden Müsteşarlığa kimin başkan olacağı tartışmalarını güncelledi. Fidan sonrası ilk akla gelen isimlerden biriside önceki süreçte ismi geçen ve halen Kamu Düzeni ve Güvenliği Müsteşarı olan Muhammed Dervişoğlu. Ancak Sayın Dervişoğlu’nun rakibi de bir başka Karadenizli hemşerisi ve uzun yıllar OYAK Genel Müdürlüğü görevini yürüten ve bugün istifa eden Coşkun Ulusoy. Coşkun Ulusoy asker bir babanın oğlu.
Yıllar öncesinde babasının da asker olduğunu söyleyen OYAK Holding Genel Müdürü Coşkun Ulusoy, ‘‘Askerlik benim kanımda var. Şirket yönetiminde de emirleri ben veririm ve tüm kararları askeri prensiplere göre alırım. Bir gün Askeri Prensiplerin İşletmeciliğe Uyarlanması adında bir kitap yazacağım” demiş, “binlerce asırdır kanla test edilen askeri prensiplerin iş yaşamında uygulanması halinde hata yapma olasılığının olmadığını” belirtmişti. Bkz 24 Kasım 2001/ Askerlik benim kanımda var/http://www.hurriyet.com.tr/askerlik-benim-kanimda-var-38283160
Bir dönem Coşkun Ulusoy’un MİT müsteşarı olabilmek için bazı paşalar nezdinde kulis yürüttüğü iddia edilmişti. Aydın Ayaydın, emekli bir generalle Ulusoy arasında geçken ilginç bir diyaloğu Sabah gazetesindeki köşesine taşımış, Ulusoy’un MİT Müsteşarı olma hayaliyle yaşadığını belirten emekli general Ayaydın’a şunları anlatmıştı: “Biz görevdeyken her gün gelir ‘kendisinden nasıl iyi bir MİT Müsteşarı olur’ diye dil dökerdi.” Aynı emekli paşa, Ulusoy’un Oyak Genel Müdürü olduktan sonra ordudan intikam alırcasına Oyak’a ait tüm iştirakleri de satmaya başladığını söylemişti. Bkz. Mit Müsteşarı Olmak İstiyordu, 30bin Çalışanın Önünde İstifa Etti/ http://listemine.com/news/mit-mustesari-olmak-istiyordu-30bin-calisanin-onunde-istifa-etti
MİT Müsteşarlığı görevine talip olduğu bilinen Coşkun Ulusoy; 13 Kasım 2011’de Silivri Cezaevi’nde vefat eden MİT Daire Başkanı Kaşif Kozinoğlu’nun da üvey kardeşi. Kozinoğlu Suriye, Bosna-Hersek ve Afganistan’da da görev yapmış ve Eylül 2010’da müsteşar Dr. Hakan Fidan’ın talimatıyla “Baş Müşavir” sıfatıyla Asya Bölgesi’ne atandı. Bu tarihten itibaren de 5 defa yurt dışı görevine gönderilmişti. Hakan Fidan’ın göre kendisinden sonra Kozinoğlu’nun da üvey kardeşi Coşkun Ulusoy’un Müsteşarlığa atanması için Cumhurbaşkanına tavsiyede bulunduğu söyleniyor. Danıştay iddianamesinde, OYAK Genel Müdürü Ulusoy’un saldırıdan iki gün önce 15 Mayıs’ta yazdığı “Orhan Albay aradı, Danıştay video sistemleri çalışıyor” notu dikkat çekmişti. OYAK’ın belgeleri kararttığı iddia edilmişti.
Coşkun Ulusoy eski Cumhurbaşkanı Turgut Özal’ın isteğiyle özel bankalardan kamu bankalarına geçen prenslerinden. Ziraat Bankası ve Halk Bankası eski Genel Müdürü. Daha sonra Koç Grubu’nda görev almış birisi. Koç Tüketici Finansmanı AŞ. Genel Müdürlüğü yapmış. 16 yıl OYAK Genel Müdürlüğü yaptı. 11.Mayıs.2016 Çarşamba günü 56’ıncı genel kurulda yaptığı konuşmasında, “ uygun görülen bir zamanda genel müdürlük görevini bırakmaya niyetli olduğunu, simsiyah saçlarının bembeyaz olduğunu, ilgili makamlarla görüştüğünü, onların da uygun bulacağı bir zaman içinde görevine noktayı koymam en doğru hareket olacağını” açıklamıştı. Ve bugün dediğini yaptı. MİT Müsteşarı olabilecek mi? Hep birlikte göreceğiz.
Ömür Çelikdönmez
Twitter:@oc32oc39
omurcelikdonmez@hotmail.com
Milli istihbaratın yeni patronu kim?
656 0