KAFKASSAM – Kafkasya Stratejik Araştırmalar Merkezi

  1. Anasayfa
  2. »
  3. Gündem
  4. »
  5. MERAKLISINA Yedi CEHENNEM Sekiz CENNET

MERAKLISINA Yedi CEHENNEM Sekiz CENNET

Kafkassam Editör Kafkassam Editör - - 7 dk okuma süresi
384 0

.

[ Şeddâd ile Şedid ]
Raviyân-ı ahbâr, nâkilân-ı asâr ve muhaddisân-ı ruzigâr şöyle rivayet ve böyle hikâyet iderler kim :
Ad ve Semud kavmine mensub Şeddad ile Şedid iki müşrik kardaş idi, amma Şedid gayetle âdil idi. Hud Aleyhisselam zaman zaman Şedid’in meclisine gelir onu hak dine davet eyler idi.Lakin Şedid imana gelmez ve küfrü üzerinde musırr ( ısrar eden) iken öldü kardaşı Şeddad sadr-ı saltanata geçti. Hud Aleyhisselam onu dahi dine davet eyledi, Şeddad Hud Aleyhisselam’a :
— Eğer ben senin dediğin Tanrıya iman edersem bana ne verir ? Deyince Hud Peygamber:
— Cennet-i alâ ve Firdevs-i muallâ deyip, cennetin evsafını, safa ve lezzetlerini, huri ve gılmanlarını bî-kusur anlatıverdi.
Şeddad :
— Ey Hud , senin bu anlattıklarını yapmak çok asândır [kolaydır], bunun misali böyle bir cenneti ben kendim de bina ve inşa eylerim, senin dinine girip de neden bir çok tekâlife katlanayım.Dedi.
Bu fikir üzre;
Şeddad yedi iklime elçiler, nâmeler gönderip etraf-ı bilâdda ve her kimde altın gümüş misk u anber ve dürr ü cevher ne var ise alın getirin diye emr eyledi. Az zamanda hayli mal cem eyledi. Cennet yapayım deyu âlemi ateş-i zulm ile yaktı.
Cennet yapmak için münasip bir yer aradılar ve sonunda Şam yakınlarında bir yeri beğendiler. Üstad mühendisler, ve çire-dest ( maharetli) mimarlar ve kâmil nakkaşlar ve mâhir zer-gerler cem edüb binaya başladılar ve bir kasr-ı âli bünyâd eylediler kim manendini ne çeşm-i felek görmüş ve gûş-i melek [ Meleklerin kulakları ] işitmiş idi.

Ol kasrın bir kerpici altun bir kerpici gümüşden idi.Kasrın dört duvarını lâl ve yakutla murassa kıldılar, billûr direkler diktiler ve enhâr [ nehirler] akıtıp zeminini gûna-gûn elvan-ı cevahir ile döşediler.
Altundan ve gümüşden ağaçlar yaptılar, toprak yerine zaferan ve anber dökdüler.
Şeddad’ın beşyüz emiri var idi. Emr eyledi her emir için bir köşk bina eyledi. Yedi iklime çavuşlar gönderüb envaı ecnasdan [ çeşitli ırklardan] mahbub gılmanlar ve mahbube bekâr kızlar getirdiler ve Şedda’ın cenneti içre koydular. Nihayet kasır tamam oldu ancak çok az miktarda bir altına ihtiyaç hasıl oldu. Etraf memleketlerin hiç birinde zerre mikdar altın bulunamadı.
Şeddad emr eyledi, bir kızıl tüylü maya [ deve] üzerine bir Mahpeyker [ ay yüzlü ] cariye süvar edip bir tellala verdiler ve her ikisi bir dinara deyu nidâ kıldılar, kimsede bir dinar bulunamadı ki verip de deve ile ol Mahpeykeri satın ala. Yedi iklimi bu üslup üzre dolaştılar bir memlekette bir civanmerd bu kzı görüp âşık oldu. Validesine varıp bana kızı al, şayet almazsan kendimi helâk ederim dedi
Maderi dedi ki ; Ay ciğer köşem bir dinar yeryüzünde kalmadı sana vereyim ancak pederin mecusî idi, mecusilerde adet bu idi ki : Mürdeler [ ölüler] defn olunduğu zaman bir miktar para yanlarına konur ki ; Münkir ve Nekir meleklere hediye edip, suallerinde şiddet etmeyeler. Senin pederin fakir idi mezarına ancak bir dinar koyabildik, Varub pederin mezarını aç şayet Münkir ve Nekir’e vermemiş ise o altunu al getir bu kızı ve deveyi sana alayım. Oğlan babasının mezarını açıp bir dinarı buldu, verip maşukasını satın aldı. Şeddad bu haberi işiticek yedi iklime haber gönderip nerede bir mecusi mezarı var ise açıp altın ve gümüşleri aldılar. Nihayet Şeddad’ın cenneti tamam olunca memnun ve mesrur olup gururlandı, şöyle uzaktan bir nazar edeyim deyip atına bindi ve bir fersah uzaklaşınca gözü bir ahûya[ ceylan] takıldı ki ceylanın ayakları sim-i hamdan (ham gümüşten) ayakları zümrüd-i ahdardan ve gözleri yakut-ı ahmerdendir.
Şeddad ,bu ahuyu da yakalayıp cennetime koyayım şanımı bütün cihân işitip cennetime hayran kalsın deyu arkasına düştü, ancak tam bu sırada karşısına bir müsellâh süvari çıktı ki:
Heybet , mehabet ve şecaatde Sâm ve Neriman darb u harbine takat getiremez. Şeddad yanına vardı lakin havfından bacakları lerzan idi [ bacakları tirerdi].
Süvari dedi kim benim adım Melekü’l Mevtdir canını almağa geldim.
Şeddad ah u enin eyledi yalvarub rica eyledi, El-aman Efendim biraz mühlet veriniz yaptığım cennetimi doya doya bir seyr edeyim.
Melekül Mevt:
— Mühlet vermek benim elimde değildir. Bu dakika senin artık sonundur deyüb ruhunu kabz eyledi.
Cumhur-ı ehl-i tevârihin rivayeti burada tamam oldu.
Der ki Üstadlarımız:
Cennet ve cehennemin adedleri yedişer idi. Cenab-ı Zülcelâl hazretleri Şeddad’ın cennetini de ref’ edüb katına çıkardı ve dahi Cehennem yedi iken Cennetin adedi sekiz oldu.
………
Bayram rehaveti içün nâfi ve dahi kıssadan hisse olsun içün Tarih-i Ravzatu’s Safâ nâm eserden istihraç olunup işbu mahale muhtasar olarak derc olundu. Etem Coşkun aşiyan sahaf

İlgili Yazılar

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir