Şimdi yükleniyor

Erkan Avcı: Bir Dil Bir Duygu Bir Millet Özbekçe konuşurken

Bir Türk Özbekçe konuşurken aksanı çok kulak tırmalayıcı oluyor. Çünkü Özbekçe daha kalın harflerin olduğu ve gırtlaktan hırıltılı harflerin çıkarılarak söylenmesi gereken bir dil. Bizim Anadolu Türkleri konuşmaya başlayınca Özbekçeden soğuyorum. Çünkü çok iğreti duruyor. Kapkalın bir dili ipince konuşmaya çalışıyoruz çünkü. Benim de aksanım elbette var. Ben aksansızlığı savunmuyorum zaten. Özbek olarak doğmadım çünkü. Ama mümkün mertebe telaffuza dikkat etmeye ve hatta sokaktaki adam nasıl konuşuyorsa öyle konuşmaya çalışıyorum. İngilizcedeki Türk aksanı bana sempatik gelse de Özbekçedeki hiç gelmiyor.
Kelimelere basacaksın, sert olup biraz yüksek perdeden konuşacaksın. Orta Asya dilleri Türkçedeki gibi çok nazik, narin, ince yapılı değil. Kelimelerin beline beline vuracaksın. O harfleri “yiğit” gibi çıkaracaksın. O zaman bölge insanını da onun yaşam biçimini de hissedebilirsin. Biz Türkler buluttan nem kapıyor, en ufak bir şeyi kabalık olarak görüyor, yeni gelin gibi alınganlık ediyoruz. Burada doğa ile, geçim sıkıntısı ile, yeni bağımsız millet olarak kimlik bunalımı ile mücadele var. Bırak Özbekistan’ı, komşularının bile denize kıyısı yok. Öyle bir yer yani burası… Biz ise tüm bunlardan 1000 yıl önce kaçıp iklimi ve coğrafyası keyif veren bir yere geldik ve onlar burada kalıp mücadele etti. Nazarbayev’in dediği gibi siz Türkler atlarınıza binip gittiniz bizler ise atlarımızı kesip yiyerek hayatta kaldık.
İşte bir Orta Asya dilini konuşurken bu duygular bilinçaltında olmalı. İngilizce, Fransızca vs. öğrenmek gibi değil bu… Tarihi bilmek ve hissetmek, insanları düşünmek ve onların duygularına ortak olmak… Yani herkesin öğrendiği sıradan bir dünya dili değil bu… Pek çok yere yayılmış bir toplumun hikayesini anlatan bir dil… O yüzden biz Türkler için öğrenmesi kolay olan Özbekçeyi sadece öğrenmek değil, yaşamak da gerekir. En azından kardeşlerimize karşı saygımızdan ötürü bunu onlara borçluyuz. Onlar bizim dilimizi öğreniyor ve hatta pek çoğu kusursuzca öğreniyor. Öyle Özbek dostlarım var ki sıfır aksanla konuşuyor. Çoğunu anlayamazsınız Türk mü yabancı mı diye. İsteseler onlar da aksanlı konuşurlar. Buna mecbur değiller. Ama Türkçeye bir değer atfediyorlar. Türk toplumu içinde var olmak için mücadele ediyorlar. Belki de pek çoğumuzdan sırf “yabancı” sıfatını taşıdıkları için kötü muamele görüyorlar. Buna maruz kalmamak adına kusursuz bir Türkçe ile yollarına devam ediyorlar. En azından bunun hatırına bizim de onların dilini öğrenmemiz ve öğrenirken de onları hissetmemiz gerekir.

Share this content:

Yorum gönder