KAFKASSAM – Kafkasya Stratejik Araştırmalar Merkezi

  1. Anasayfa
  2. »
  3. Gündem
  4. »
  5. KÜRESEL GÜÇLER TARAFINDAN YÖNETİLEN ARAP ÜLKELERİNİN PANDEMİ SONRASI DURUMU

KÜRESEL GÜÇLER TARAFINDAN YÖNETİLEN ARAP ÜLKELERİNİN PANDEMİ SONRASI DURUMU

Kafkassam Editör Kafkassam Editör - - 6 dk okuma süresi
306 0

İnsan sağlığı sağlanmadan Ekonomi sağlığı sağlanamaz
Pandemi öncesi attığı her adımı, batı medeniyetine bağlı olarak atan, ancak ,sözde batı medeniyetinin değerlerini kendi medeniyetine adapta etmeyen, demokrasi,barış insan hakları gibi şirin kelimeleri uygulamayan, yönetimlere sahip olan, Ortadoğudaki bir çok ülke, ABD ve AB’nin kendi dertlerine düşmeleri ile kendilerini pandemi karşısında savunmasız bir ortamda buldular.
Ortadoğu ülkeleri, üretmeyen, sadece tüketime dayalı ve uzaktan kontrol edilen yönetim şekilleri ile bu güne geldiler.
Pandemi ile başlayan, dünyadaki ekonomik gelişmelerin ,siyasi yönetimleride etkisi altına alacağı ve pandemi sonrası bir çok ülkede siyasi liderlerin ve yönetimlerin değişeceği ön görülmektedir.
Arap dünyası ülkelerinin ekonomik gelirlerini değerlendirdiğimizde;
Fosil enerji yataklarına dayalı Hizmet Sektörüne dayalı

Ticarete dayalı
Yardımlarla ayakta kalan ekonomiler olarak değerlendirebiliriz.
Arap dünyasında, petrol gelirleri ile ayakta duran ülkelerin, petrolün müdahale için, her alanda kullanıldığı dönemin pandemi nedeniyle etkisini kayıp etmesi, eksi fiyatlara düşmesi sonrasında, ekonomik sarsıntılarıda beraberinde getirmesinden korkan, acımasız uzaktan kumandalı yönetimlerde geleceklerinin ne olacağı endişesini ortaya çıkarmıştır.
Pandemi ile enerji fiyatlarındaki düşüşün, tek gelir kaynağı olan ülkeleri nasıl etkilediği görülmeye başlandığı andan itibaren dayanma süreleri ne kadar olacağı belli olmasada , rahat yaşamaya alışan en üst düzeyden en alt düzeye kadar bir çok sıkıntının baş göstermeye başladığı görülmektedir.
Kürenin etrafında birleşerek etrafa ABD ve İsrail destekli tehditleri savuranların hali , pandemi öncesi ekonomileri bu ülkeler tarafından kontrol edilirken bile, bir çok sorunlar yaşadıkları ortadadır.
Enerji fiyatlarının düşmesi ülke yönetimlerinin mevcut yapılarını tehdit etmeye başladığı,
Toplumlar nezdinde prestij kayıplarına neden olacağı,

Tamamen ithalata dayalı diğer ihtiyaçların karşılanmasında zorluklarla karşılacağı,
Üreten ülkelerin üretime geçseler dahi, tüketim ülkelerinde alım olmadığı müddetçe enerji fiyatlarının aynı düzeylerde seyir edeceği,
Tarımsal ürünlerde tamamen dışa bağımlı olan ülkelerin büyük sıkıntılar yaşayacağı,
Rejimlerin halkalarına yaklaşma biçimlerinde değişimler olacağı,
Sağlık yatırımlarının yeterli olmamasının ortaya çıkması ile toplumsal tepkilerin oluşacağı,
Arap ülkelerinin gelecek planlamalarının şimdilik gözükmediği,
OPEC, ABD ve Rusya’nın petrol üzerinden çekişmeleri ile büyük bir etki ilgi dönüşüm ve yeni uluslararası ilişkiler ağı yaratacağı,
İsrail ile ilişkileri iyi gözüken Arap ülkelerinin içine girdikleri ekonomik daralma ile iç kaos ve kriz yaşayacakları, bunu aşmak için sorunlu bölgeler yaratarak devamlılıklarını sağlamak isteyecekleridir.
Irak icin uzun süredir hükümet kurulamadığı,

İran’ın bölgede pandemi ile en büyük sorunu yaşayan ülke olması, petrol ekonomisi olması ve ambargolarla bu dönemde dahi karşılaşması ,en büyük alıcısı olan Çin tarafından desteklenmediği gibi, İranın Çin karşıtı söylemlere dahil olduğu ,IMF’den borç para istemesine rağmen cevap alamadığı,
Suriye’de petrol bölgelerindeki terör örgütlerinin, ABD tarafından desteklenmeye devam edildiği ve pandemi ile yasal kimlik kazanma yolları için bir çok uluslararası başvuru yolunu denediklerini,
Bölgemizde Arap ülkelerindeki bu daralma ile ortaya çıkacak yeni yatırım alanı olarak tarımın ön plana çıkacağı ,bu gün için tarım yapılabilen ülke olarak Sudanın stratejik öneminin arttığı görülmektedir.
Osmanlı İmparatorluğu döneminden sonra bir türlü huzuru bulamayan bölgemizde,Türkiye’nin ayak seslerini duyan karşıt yönetimler ,Akdenizde pandemi ile kayıp olan ortaklıklarını yeniden elde tutmak için bütün yolları denemeye devam edeceklerdir.
Tarım yapılabilecek alan olarak Dicle ve Fırat nehirlerinin arasında kalan bölgenin en verimli topraklara sahip bölge olduğunu düşündüğümüzde ise yeni çekişme ve kaos alanında etkin gücün tarım olarak bölgemizde ortaya çıkacağıdır.

Nil nehrinin geçtiği ülkelere baktığımızda bu bölgelerde su üzerinden yeni oyunlara karşı hazırılıklı olunması gerekliliği ortaya çıkmaktadır.
Aynı oyunları dün olduğu gibi bu günde Dicle ve Fırat üzerinden oynamayı planladıkları yeni bir senaryo ile karşı karşı olacağımızdır.
Arap ülkeleri tarımsal yatırımları ile Türkiyenin karşısına çıkmak isteyecekler ve bunun üzerinden Türkiye karşıtlığını artıracak toplumlar ve devletler üzerinde politik oyunlara başlayacaklardır.
Ülkeler kendi insanlarının sağlığını düşünmedikçe, Varlıkları sağlıklı olamaz,
Ekonomileri sağlıklı olamaz.
Dr.Mehmet BOZKUŞ
Siyaset Bilimci mehmetbozkus06@hotmail.co

İlgili Yazılar

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir