Son günlerde bir Kudüs ve Mescid-i Aksa muhabbeti yapılıyor. Evet, Kudüs Müslümanlar için mukaddes bir belde, Mescid-i Aksa ise Müslümanların ilk kıblesi… Bu belde ve mukaddes mabedin İsrail’in işgali altında olması kabul edilemez bir durum. Ayrıca, Kudüs ve Mescid-i Aksa konusunda sadece Türkiye’nin hassas olduğu da bir başka gerçek… Bu sebeple, son günlerde Türkiye’de Kudüs’e ilgili toplantılar ve protesto mitingleri yapılmış ve yapılmaktadır. Bugün de (30.7.2017) Yenikapı’da bir Kudüs mitingi vardır.
Sizi bilmem ama, bu konuda bir yanlışlık var gibi… Kudüs’ün işgali bir sonuçtur dostlar. İsrail, sadece İsrail’deki Yahudilerin değil dünyadaki bütün Yahudilerin devletidir. O yüzden, İslam dünyasının ortasında Müslümanlara kafa tutan bir güçtür. Bu, birinci gerçektir.
İkincisi, İslam dünyasının çoğu yerinde kan gövdeyi götürmektedir. Afganistan, Irak, Karabağ, Doğu Türkistan, Suriye, Libya ve Somali vb bir çok yer aynı durumda. Bu yerlerin çoğunda Müslümanlar birbirleriyle savaşmakta, birbirlerini öldürmektedirler. En hazini de bu zavallı Müslümanlara öldürme araçlarını Batılılar vermekte ve milyarlarca dolar para kazanmaktadırlar.
Üçüncü gerçek, bilim ve kalkınma alanında İslam ülkelerinin esamesinin okunmamasıdır. Mesela, dünyada temel bilimlerdeki yayın sıralamasında ilk on ülke arasında bir tane İslam ülkesi bulunmamaktadır.
İlk üç sıra, ABD, Çin ve Almanya.
Daha dramatik olan nedir biliyor musunuz? 57 İslam ülkesinin katma değer üretiminin, Almanya’nın yarısı kadar bile olmamasıdır. Biz hâlâ bir yardımcı doçentliğin olup olmamasını tartışıyoruz. O da C.başkanı söyledikten sonra!..
Haksızlık da yapmayalım.Türkiye’nin konumu biraz farklı. Petrol ve doğalgaz gibi bir zenginliğe sahip olmamasına rağmen yetişmiş insan gücü ve ekonomik gelişmiş düzeyi, sorunlu da olsa belli düzeydeki demokratik ve hukuk düzeniyle Türkiye, İslam dünyasında yine de öncü… Ekonomimizin dışa bağımlılığı devam etse de savunma sanayiindeki hamleleri tam bağımsızlığa giden kilometre taşlarını oluşturmaktadır. Bunları görmemek nankörlüktür.
Demem o ki, toplantılar ve mitinglerle Kudüs kurtarılamaz. Sadece kendimizi tatmin eder, bir süre sosyal medyada oyalanırız. Yapılması gereken ilk şey, İslam anlayışımızı gözden geçirmemiz ve bu anlayışımızı tevhidi noktaya yaklaştırmamızdır. Aslında bu bilinç tazelenmesi, medeniyet tasavvuru yolunda atılacak ilk adımdır. Oysa, İslam ve Kur’an’a ilişkin yaralı veya parçalı bilincimiz devam ettiği müddetçe ne Kudüs ne de Mescid-i Aksa özgürlüğüne kavuşur. Hele toplantı ve mitinglerle bu iş olmaz!
Mustafa Budak
