Öncelikle itiraf etmeliyiz ki,Türkiye şimdiye kadar Rusya-Ukrayna savaşında “dengeli”politika izlemeyi başarabildi.Hatta şöyle diyelim:Ankara Batı ve Rusya arasında “arabulucu”ve ya “pencere”politikasını kendi çıkarları baglamında yönetdi ve yönetiyor.
Mesela,Rusya ve Ukrayna temsilcileri Türkiyede biraraya geldiler,özellikle,Tahıl Anlaşmasının uzatılması,en son Türkiye cumhurbaşkanı Receb Tayyip Erdogan’ın Kahovka Barajı konusunda ortak komisyon kurulması önerisi takdire şayandır,övülmeye layıkdır.Hiç kuşku yok ki,tüm bunlar Erdogan’ın başarısıdır.Yani sayın Erdogan geride bırakdıgımız Rusya-Ukrayna savaşının 16 ayında arabulucu görevini yerine getirmiş oldu.Ama Rusya-Ukrayna savaşı devam etdikce,krizin hatta Avrupa’ya yayılma ihtimalı artdıkca,belli ki,Ankaradan ABD ve AB kesin posisyonda bulunucak.
Aynı zamanda,türklerin “bir koyup,beş alma”geleneyini de unutmamalıyız.Batı Rusya’ya karşı agır yaptırımlar uyguluyor,ama Türkiye yaptırımlara katılmıyor ve elaltından Moskova ile ikili ilişkilerini daha da geliştiriyor.İleride Rusya-Batı-Ukrayna üçgeninde büyük bir yangın çıkabilir.Hatta ileride Rusya-NATO savaşı kuvvetle muhtemeldir.Türkiye NATO’nun önemli ve güçlü ordularından birine sahib.TSK NATO’nun 2.en büyük ordusuna sahibdir.Bu,o demek oluyor ki,NATO-Rusya savaşında türk askerine büyük “iş”düşüyor.
Putin’in Rusyası savaşı tırmandırabilir,gerekirse benzin dökebilir.Türkiye cografi olarak Rusya’ya çok yakın ve savaşdan siyasi ve ekonomik olarak baya etkilenebilir.Erdogan iktidarı zaman zaman aşırı hiperaktif davranıyor ve kıvrak taksici kıvamında aradan sıyrılma hamlesi bile yapıyor.Türk hükümeti dünya,bölge lideri olma fikrinden biraz uzakdurmalı.Türkiye Rusya ile Suriye,Karabag,hatta Libya krizlerinde karşı karşıya gelebilir.O üzden ateşle oynamamakda yarar var diye düşünüyorum.Türkiye’nin yeni Dış İşleri bakanı Hakan Fidan umarım Batı ve Rusya arasında dengeyi sürdürebilir.
Kamal Aliyev
