Türkiye Rusya ABD ilişkilerinde son günlerde muazzam bir kapışma var. ABD Ortadoğu ve Asya’nın kapısında güvenilir bir müttefik olarak Türkiye’yi yanında tutmaya çalışırken Rusya ise eski alışkanlıklarından kurtulup yenidünya düzeninde yer alabilmek için NATO ülkesi Türkiye ile hareket etmek istemektedir. Soğuk savaş psikolojisinden kurtulmaya çalışan ABD ve Rusya için söz konusu Türkiye olduğunda muazzam bir şekilde eski hastalıkları depreşiyor. Ne Rusya ne de ABD soğuk savaşın bittiğini hatırlamak istemiyor. Oysa Türkiye ABD müttefiki ve NATO üyesi olarak Rusya ile girdiği legal ilişkide sorumluluklarını bilen bir olgunluk ile hareket etmektedir. Karadeniz bağlamında Rusya ile iyi niyetli komşuluk ilişkileri sürdürürken ABD ciddi anlamda Türkiye’nin bu tavrına alınganlık göstermektedir. Aynı şekilde Türkiye ABD ilişkileri söz konusu olduğunda da bu sefer Rusya SSCB dönemi hastalıklarına dönerek Türkiye’ye karşı anlamsız bir tutum içerisine girdiği görülmektedir. Coğrafi ve jeostratejik konumu itibari ile Türkiye bölgesel politikalar geliştirecek bir yetkinliğe sahip olduğu için dış politikada dengeli siyaset yürütüyor. Bir taraftan ABD diğer taraftan Rusya ile çok ciddi ilişkiler ve müzakereler yürütülmektedir. Özellikle ABD’de Biden döneminin başlaması ile Türkiye’nin bu denge politikalarının önemini çok daha artıracaktır.
Biden’in Trump döneminin dış politika ilişkilerini gözden geçirerek yeni bir dış politika uygulama niyetinde olduğu görülmektedir. Bu bağlamda ise önceliğini Rusya’ya sonra da Çin’e çevirecektir. Rusya Trump’un seçilme sürecinde ABD iç işlerine karışarak hatta Trump’un seçilmesinde birinci derecede rol aldığı iddiası Biden yönetiminin üzerinde durduğu en önemli konuların başında geliyor. Dolayısı ile Rusya’nın bu tutumu ile Biden ekibi hesaplaşacak gibi duruyor. Biden bürokratları bunu açıktan söylemese, istemese bile tutum ve tavırları ile ima ediyor, hissettiriyorlar. Bu hesaplaşmada ABD Türkiyeyi yanında görmek istiyor. Broklıne enstitüsü üzerinden geçen haftalarda verdikleri mesajlar aslında tam da bunun içindi. Şimdi esas gündem maddeleri ise S 400 üzerinden Türkiye’yi Rusya ile karşı karşıya getirerek sistemin kurulmasını engellemek, hatta Rusya’ya iadesini sağlamak istiyorlar. Bunun için yapılmış bir resmi görüşme olmaması ve basın üzerinden bu görüşlerin servis edilmesi Türkiye’nin karar vericilerinin elini zayıflatma yöntemi olarak kullanılmaktadır. Diğer taraftan ise Rusya’ya üstü örtülü mesajlar verilmektedir. Bu mesaj geçen hafta Ermenistan başbakanı Nikol Paşinyan tarafından açıkça verildi aslında Rus İskender füzelerinin isabetsiz ve ateşleme sorunu yaşadığını ifade etmesi Rus silah sanayini dünya piyasalarında itibarını oldukça sarstı. Şimdi ABD S 400 üzerinden aynı depremi yapmaya, Türkiye üzerinden Rusya’yı zor duruma düşürmeye çalışıyor. Yunanistan’ın NATO ülkesi olarak S 300 savunma sistemi almış olması ABD için güvenlik sorunu oluşturmazken Türkiye’nin S 400 alması nasıl bir soruna dönüşüyor olduğuna cevap veremeyen ABD yetkilileri basın üzerinden Türkiye’yi caydırmaya, doğrudan diplomasiyi devre dışı bırakmaya çalışmaları Türkiye tarafından kabul edilemez. Onun için Türkiye ABD Rusya ilişkilerinde diplomasiye her zamankinden daha fazla ihtiyaç var. AB Türkiye ilişkileri bağlamında ABD’nin tutumu S 400 ve AB Türkiye ilişkileri yakın gelecekte Türkiye’nin AB’a girmesini kolaylaştıracak ayrıca da NATO’da etkisini artıracak. Belki de bir Türk NATO genel sekreteri olabilir.
Hasan Oktay