2020 yılındaki İkinci Karabağ Savaşı’ndan itibaren Güney Kafkasya’daki güç dengesi önemli ölçüde değişmiş, özellikle 2022 yılındaki Ukrayna-Rusya savaşından sonra bölgenin jeopolitik yapısı da ciddi manada değişime uğramıştır. Yeni jeopolitik yapı, bölge ülkeleri açısından yeni olanaklar ve fırsatlar anlamına gelmekte ve bu kapsamda çeşitli projeler önerilmektedir.

Fakat bu yıl kasım ayının ortasında Ermenistan hükûmeti Türkiye, Ermenistan ve Azerbaycan’ı birbirleriyle bağlayan “Ermenistan Koridoru” projesiyle ilgili açıklama yapmış ve bu projenin “Zengezur Koridoru”nu da kapsaması, ulusal ve uluslararası kamuoyu tarafından şaşkınlıkla karşılanmıştır. Bu kapsamda Ermenistan’ın, Rus hâkimiyetinden kurtulup batı toplumuna entegre olma sürecini hızlandırdığını ve bu amaçla Azerbaycan ve Türkiye ile ilişkiler kurmaya yönelik çaba gösterdiğini söylemek mümkündür.

Ermenistan “Zengezur Koridoru”nu açma konusunda koridor için bölge üzerindeki egemenlikten vazgeçmeyi reddederken bölge üzerindeki egemenliğin sürdürülmesi şartıyla Azerbaycan’ı Ermenistan üzerinden Nahçıvan ile bağlayan yolun tekrar kullanılabilir hale gelmesi konusuna karşı olmadığını dile getirmektedir. Ayrıca Ermenistan hükümeti Azerbaycan vatandaşlarının Azerbaycan ve Nahçıvan arasında karayolu ile gidip gelebilmesi için Ermenistan’dan vizesiz geçebilmesini önermekte ve böylece Ermenistan, Azerbaycan’ın ısrar ettiği “Zengezur Koridoru”na karşıyken “Ermenistan Koridoru” projesine ise aktif şekilde destek vermektedir.

Sonuç olarak, Ermenistan Güney Kafkasya’daki jeopolitik projelerde kendi inisiyatifini göstererek kamuoyunu sakinleştirmeye çalışırken Rusya, İran ve diasporanın etkilerinden kurtulmak istemektedir. Söz konusu projenin de net şekilde gösterdiği gibi Ermenistan’ın Türkiye ile olan sınırını açma konusunda istekli olduğunu belirtmek mümkündür.

Dr. Öğr. Üyesi Keisuke Wakizaka (İstanbul Gelişim Üniversitesi Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler bölümü)