KAFKASSAM – Kafkasya Stratejik Araştırmalar Merkezi

  1. Anasayfa
  2. »
  3. Gündem
  4. »
  5. Büyük Ortadoğu Projesi’nin Kürt İmparatorluğunu TSK tarihe nasıl gömdü?

Büyük Ortadoğu Projesi’nin Kürt İmparatorluğunu TSK tarihe nasıl gömdü?

Ömür Çelikdönmez Ömür Çelikdönmez - - 11 dk okuma süresi
607 0

BOP; “Bir damla petrol bir damla kandan daha kıymetlidir” anlayışı doğrultusunda, bölgenin enerji kaynaklarına çökmek için Türkiye, İran, Irak ve Suriye coğrafyasına yayılmış Kürt İmparatorluğu peşindeydi. İlk adım Irak’ta atıldı. ABD’nin Irak merkezi hükümeti başbakanı Maliki ile ilişkilerinde Barzani’ye karşı daha mesafeli durması ve Barzani yönetiminin tek çıkış yolu üzerindeki Türkiye ile siyasi ve ekonomik anlaşmalarını onaylamaz tutumu, Barzani’nin ABD’ye rağmen bu Bağımsız Kürt Devleti kararı almasında etkili olmuştu. ABD karşıtlığı ve merkezi hükümetle anlaşmazlıkların yanı sıra Barzani krallığını ilan eden yol haritasında önemli bir yol levhası Barzani’nin, Suriye’nin kuzeyinde faaliyet yürüten 4 Kürt partisine, “Suriye Kürdistan Demokrat Partisi” adı altında birleştirme emrini vermesiydi. Irak merkezi hükümetle ipleri koparan, ABD’ye kafa tutan, Rojava’da PYD/PKK muhalifi Kürt siyasilere Erbil merkezli “Suriye Kürdistan Demokrat Partisi” kurduran, bunlarla yetinmeyerek, kendi sınırları ile Rojva bölgesi arasında derin çukurlar kazdırarak sınır geçişlerini denetim altına alan Irak Kürdistan Bölgesi Başkanı Mesut Barzani’nin, bağımsız bir Kürt devletine doğru adım atıldığını söylemesi malumun ilanı anlamına geliyordu. (1)

Ancak evdeki pazarlık çarşıya uymadı. Uzun yıllar Kuzey Irak Kürtlerini Türkiye’ye karşı baskı aracına dönüştüren ABD ve İngiltere’nin, Erbil’in Bağımsızlık Referandumu’na karşı çıkarak Irak hükümetine ve Irak’ın toprak bütünlüğüne destek vermesi, uluslararası sömürge odaklarının bölgedeki egemenliğini sürdürmesine yönelikti. Irak ordusuyla Erbil’i tedip ve terbiye etmeye yeltenen ABD ve İngiltere’nin; Kuzey Irak’ta kalıcı olmayı hedefleyen girişimlerini, şimdilerde Türk kamuoyunun tu kaka muamelesi yaptığı Mesut Barzani’nin engelledi. Barzani’nin bu hail planı nasıl bozduğunu itiraf eden Irak’ın eski Cumhurbaşkanı ve KYB Genel Sekreteri Celal Talabani’nin oğlu Pavel Talabani. Pavel Talabani Iraklı ordusu ile Heşdi Şabi’nin Kerkük’e girişiyle ilgili diyor ki; “100’e yakın peşmerge ölünce taktiksel olarak çekildik. ABD, temsilcileri, McGurk vb. bize referandumun son gününe kadar teklifle geldiler. Bizi koruyacak, Bağdat ile müzakere edersek 2 yıl içerisinde bağımsızlık referandumu yapılmasını garanti altına alacak bir teklifle geldiler. Irak ordusunun tek taraflı olarak yerleştirilmesi yerine, Keyvan askeri üssünün IŞİD ile mücadele koalisyonu için ortak bir üs haline getirilmesi üzerinde anlaştık. Bu kapsamda koalisyondaki ABD, İngiltere askerinin yanı sıra Irak askeri de bu üste konuşlanabilecekti. Pavel Talabani diyor ki, ABD temsilcisi McGurk Irak ordusunun tek taraflı olarak yerleştirilmesi yerine, Keyvan askeri üssünün IŞİD ile mücadele koalisyonu için (çok uluslu güç) ortak bir üs haline getirilmesini teklif etti. Bu teklifin kabul edilmesi halinde koalisyondaki ABD ve İngiltere askerinin yanı sıra sınırlı sayıda sembolik Irak askeri de bu üste konuşlanabilecekti. Bu planı Barzani bozdu.(2)

BOP’u uygulanamaz duruma getiren ne sözde İran’ın büyük şeytan Amerika emperyalizmine karşı mücadelesiydi ne de Rusya’nın Suriye’deki askeri gücüydü. Yahya Kemal’in “Şu kopan fırtına Türk ordusudur yâ Rabbi. Senin uğrunda ölen ordu, budur yâ Rabbi. Tâ ki yükselsin ezanlarla müeyyed nâmın, Galib et, çünkü bu son ordusudur İslâm’ın.” dizeleriyle hakkını teslim ettiği Türk Silahlı Kuvvetleri’ydi. IŞİD terör örgütüne karşı sınır güvenliğinin sağlanması amacıyla başlatılan Cerablus ve El Bab askeri harekâtının zaferle sonuçlanmasıyla BOP derin yara aldı. BOP’a öldürücü darbe Afrin harekâtıyla vuruldu. Şimdi hem ABD hem de Rusya birbirlerini Kürtleri satmakla suçluyor. Almanya’da günlük yayımlanan muhafazakâr çizgideki Die Welt gazetesi “Batılı demokrasilerin Kürtleri bir kez daha ittifak hesaplarına kurban ettiğini” belirtiyor. Berlin’de yayımlanan Tagesspiegel gazetesi ‘Zeytin Dalı’ harekâtını Türk-Amerikan ilişkileri açısından değerlendirdiği haberinde; şimdiden Afrin harekâtının kaybedenini açıkladı; “Suriye, ABD ve Avrupa için kaybedilmiş sayılır.”(3) Türkiye’nin Suriye çıkarmasının hedefi, BOP destekli Kürt İmparatorluğunun üç güç odağından birini yok etmek. ‘Fırat Kalkanı’ operasyonu Türkiye sınırının güneyinde güvenli bir bölge oluşturmayı hedeflerken ‘Zeytin Dalı Harekatı’nın amacı Kuzey Suriye’deki Kürt özerk bölgesinin Afrin, Kobane ve Cezire üzerine inşa edilen üç Kürt ana idari biriminden birini fiziksel olarak yok etmeye yönelik. (4)

Türk sivil ve askeri diplomasisi gerek bölge ülkeleri ve gerekse ABD, Rusya ve AB ile çok başarılı görüşmeler gerçekleştirerek Afrin harekâtının önündeki engelleri teorik olarak kaldırdı. Askeri operasyon pratikte neler yapılacağını nasıl yapılacağını gösteriyor. Moskova, Ankara’nın Afrin’e girmesine yeşil ışık yakıp kendi askeri misyonunu geri çekti. Moskova’nın hesapları, Türkiye’nin Batı’ya sırtını dönmesini sağlamak. ABD ise Türkiye’nin müttefikliğini hiçe sayıp Suriye içinde PKK uzantısı PYD/YPG unsurlarıyla yakın ittifak yürütüp silah dâhil birçok konuda destek verse de Afrin operasyonu konusunda birkaç resmi açıklama dışında “sert bir tepki” göster(e)medi. Amerikalıların yapabildiği; Afrin’in ABD’nin değil Rusya’nın bölgesinde olduğunu hatırlatmak oldu. “ABD sert bir tepki vermedi çünkü Afrin’de ABD askeri yok.” Türünden akla ziyan açıklamalar hakikatten çok uzak. Çünkü Afrin’de TSK’ya direniş gösteren terörist yapı, ABD özel kuvvetlerince eğitildi. Haklarını yememek lazım, PYD/YPG üzerinde emekleri çok!

II. Dünya Savaşında Fransızlar tarafından Alman saldırılarından korunmak amacı ile inşa edilen, yapımında yüksek miktarda çelik ve beton kullanılmış olmasından dolayı Fransızların geçilmez olarak kabul ettiği Majino Hattı model alınarak Pentagon çıkışlı projeler kapsamında gerçekleştirilen Burseya Dağındaki tahkimatı, TSK II. Dünya Savaşı sırasında, Almanya’nın “Blitzkrieg” (yıldırım savaşı) adı verilen taktiğinde olduğu gibi, yerle yeksan etti, kısa sürede ele geçirdi. Ortada ne Burseya tahkimatı kaldı ne de Amerikalıların eğitip donattığı kendilerinin kara ordusu gibi gördükleri teröristler? Afrin’de Türk ordusunun bileğini bükemeyenler şimdi olası Mümbiç harekâtında ABD ile Türk ordusunun çarpışmasına bel bağladı. Ancak kendilerinin de belirttiği gibi, ABD’nin doğrudan kendisine yönelik saldırı yapılmadığı sürece NATO müttefiki Türkiye’ye ateş açma ihtimali neredeyse sıfır. Amerikalıların Türkiye’nin baskısına direnip direnemeyeceği Mümbiç’te görülecek. O nedenle havlamalarına kulak asılmasın.

Bu açıdan bakıldığında ABD Merkez Kuvvetler (CENTCOM) Komutanı General Joseph Votel’in ABD askerlerinin Suriye’nin Menbiç bölgesinden çekilmeyeceğini söylemesi bana kalırsa erken bir açıklama. Çünkü Afrin içinde benzer açıklamalar yapmışlardı.(5) Sözün bittiği yerde sadece Amerikalıların BOP rüyası bitmedi, Kürtlerin imparatorluk hayalleri de bitti. Özellikle Suriye’de Kürt devletinin kurulması imkânsız çünkü bazı yerlerde Kürt nüfusu ağır basarken, bazılarındaysa Araplar çoğunlukta. Bu durumda, Kürtlerin bir devlet kurması başka etnik sorunlara kapı aralayacak. Kürt Devletinin içinde Arap azınlıkları, Türkmen azınlıkları sorunu ortaya çıkacak. Uzun sözün kısası dostlar; TSK Büyük Ortadoğu Projesi’nin Kürt İmparatorluğunu tarihe gömmüştür. Benim anlayamadığım; ABD, SDG adı altında Kürtleri silahlandırırken rahatsız olmayan İran ve Suriye rejiminin, Afrin harekâtıyla ilgili abuk subuk açıklama yapmaları. Afrin bölgesindeki Kürt yönetimi, şimdi Suriye’nin toprak bütünlüğünü koruması için Şam hükümetine başvurması, Esad’ın birleşik Suriye idealini kışkırtmış olabilir. Ama İranlılara ne demeli? Büyük şeytan Amerika’nın ekmeğine yağ sürdüklerinin farkında değiller. Amerika’nın değirmenine su taşıyorlar. Nasıl mı? Ali Ekber Velayeti, ABD ve müttefiklerinin bölgede eskisi kadar güçlü olmadığını söylüyor. Ne kadar güzel değil mi? Ama devamında diyor ki; ABD’nin kontrolündeki terörist grupların Fırat’ın doğusunda bölünmeye teşvik edildiğini belirtiyor.(6) Bu kadarla kalsa iyi? Suriye Devlet Başkanı Beşşar Esed, İran Dışişleri Bakan Yardımcısı Hüseyin Ansari’yi Şam’da kabul ettiğinde yapılan ortak açıklamada ‘Türkiye, Suriye’de ilhakçıdır. Karşılık verilmeli’ denildi.(7) Bu neyin korkusu anlaşıldı mı?

Bakınız:
1- 10.04.2014/ https://www.timeturk.com/tr/makale/omur-celikdonmez/barzani-kralligi.html
2- 23 Ekim 2017/ http://kafkassam.com/mesut-barzaninin-engelledigi-hain-plan-nedir.html
3- http://www.dw.com/tr/ts-abd-ve-avrupa-suriyede-kaybetti/a-42346781
4- https://www.eurotopics.net/tr/192987/ankara-neden-suriye-ye-giriyor
5- http://www.bbc.com/turkce/live/haberler-turkiye-42848156
6- https://www.tasnimnews.com/tr/news/2018/01/28/1640174/amerikal%C4%B1lar-f%C4%B1rat-%C4%B1n-do%C4%9Fusundan-suriye-yi-b%C3%B6lmek-istiyor
7- http://www.internethaber.com/iran-ve-esaddan-skandal-sozler-turkiye-ilhakcidir-1842377h.htm
Ömür Çelikdönmez
Twitter:@oc32oc39

İlgili Yazılar

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir