Aqşin Kərimov: Ukrayna-Rusya Savaşı’nın Çözümüne İlişkin 20 Maddelik Barış Planı Hakkında
1. Volodimir Zelenski tarafından açıklanan 20 maddelik barış planı, görünüşte ABD’nin 28 maddelik çözüm ilkelerinden farklılık göstermektedir.
Bununla birlikte, yeni barış planının 12. ve 14. maddeleri olan Zaporijya Nükleer Santrali’nin kontrolü ve Donbas bölgesinin kontrolü ile ilgili sorular belirsizliğini korumaktadır. Üstelik Kiev’in planında NATO üyeliği meselesi yer almamakta; sadece NATO’nun 5. maddesine eşdeğer güvenlik garantilerinin Kiev’e verilmesi ilkeleri öne sürülmektedir.
Temel Farklar:
* Bölgeler ve Cephe Hattı: ABD’nin 28 maddelik planında, Ukrayna’nın Donetsk ve Luhansk (Donbas) vilayetlerinin işgal edilmemiş bölgelerinden çekilmesi öneriliyordu. Buna karşılık Donbas’ta, uluslararası düzeyde fiilen Rus toprağı olarak tanınan silahsızlandırılmış bir bölge oluşturulması ve Zaporijya ile Herson vilayetlerindeki mevcut cephe hattı boyunca savaşın dondurulması talep ediliyordu.
* Ordu Sayısı ve NATO: 28 maddelik plan, barış döneminde Ukrayna ordusunun sayısını 600.000 kişiyle sınırlandırıyor ve Ukrayna’nın NATO üyeliği çabalarından vazgeçmesi çağrısında bulunuyordu. 20 maddelik plan ise anlaşmanın imzalandığı tarihten itibaren cephe hattı boyunca (Luhansk, Donetsk, Zaporijya ve Herson) savaşın dondurulmasını öngörüyor ve Ukrayna’nın barış dönemi ordusunun 800.000 kişiye çıkarılmasını teklif ediyor.
* Zaporijya Nükleer Santrali: Washington, santralin Ukrayna, Rusya ve ABD tarafından ortak yönetilmesini; her ülkenin %33 hisseye sahip olmasını ve ana denetçinin ABD olmasını teklif etmişti.
* Ukrayna’nın Yanıtı: Ukrayna, Rusya’nın santral üzerindeki kontrolünü reddediyor. Bunun yerine Kiev, santralin ABD ve Ukrayna’dan oluşan ortak bir girişim tarafından yönetilmesini öneriyor. Teklife göre üretilen elektriğin %50’si Ukrayna kontrolündeki bölgelere gidecek, kalan %50’nin paylaşımını ise ABD belirleyecektir.
Her iki yaklaşımda da Kırım’ın akıbetinden bahsedilmemektedir. Kağıt üzerinde Ukrayna’nın toprak bütünlüğü ve egemenliğine destek verilse de fiili bölünme, Ukrayna’nın Rus kontrolündeki toprakları nasıl geri alacağına dair bir açıklama sunmamaktadır. Bu belge, sonuç olarak ABD-Ukrayna-Avrupa tekliflerini özetlemekte ve süreci Kiev lehine küçük çaplı bir değişikliğe yönlendirmektedir. Bu durum, Ukrayna’nın parlak bir zaferinden ziyade Rus hırslarının yumuşatılmasına yönelik adımları ifade etmektedir (Tabii Rusya bu plana olumlu yanıt verirse).
2. Ukrayna, müttefikleriyle birlikte Rusya’nın emellerini geriletmek istiyor. Ancak ABD’nin, küresel hakimiyetini korumak adına Rusya ve Çin ile açık rekabetten kaçındığı görülüyor. Bu, ABD’nin yeni dünya düzeninin oluşumuna verdiği stratejik bir tepkidir. Bu yeni yönelimin küresel güvenlik politikası için şu sonuçları hesaplanmaktadır:
* ABD, Avrupa’nın savunması için gerekli olan mali ve güvenlik yükünü Avrupa’nın omuzlarına yıkmaya çalışmaktadır.
* ABD, gelecekteki zorluklarla karşılaştığında sürece daha avantajlı bir konumdan müdahale etmeyi hedeflemektedir. Bu, Rusya ve Çin ile olan uzun vadeli rekabetin bir parçası olarak, yeni aşamada iş birliği modeline öncelik verildiğini gösterir. Bu, güce dayalı küresel mücadele taktiğinde bir değişim olarak okunabilir.
3. Bu şartlar altında, Ukrayna’nın sunduğu barış formülü bile Kiev ile NATO arasında güçlü güvenlik garantilerinin gerçekleşmemesiyle sonuçlanabilir. Çünkü Ukrayna artık “nüfuz alanları paylaşımı” denklemine girmiştir. Ukrayna şu an hem Rusya hem de ABD tarafından sıkıştırılmaktadır; gelecekte sürece Çin’in dahil olması durumunda ek bir baskı dalgasıyla karşılaşabilir. Volodimir Zelenski’nin bu kez her zamankinden daha ağır bir yük ve sorumlulukla ABD’ye (Florida) gitmesi bekleniyor. Zelenski, Donald Trump yönetimini Kiev’in endişelerine ikna etmek zorundadır.
4. Vladimir Putin ve Kremlin propaganda makinesi, savaş hedeflerine bağlılıklarını yinelemektedir. Ancak farklı bir senaryonun oluşması ihtimal dahilindedir: Rusya bazı bölgelerden çekilip bunu “barışın garantisi” için bir “jest” olarak sunabilir. Ancak bu bölgeler stratejik önemi olmayan yerler olabilir. Rusya’nın savaş stratejisindeki olası değişim iki faktöre bağlıdır:
* Askeri Kayıplar: Ukrayna’nın işgal bölgelerindeki karşı saldırıları Rusya’yı ciddi kayıplara uğratmaktadır. Ancak ABD’nin NATO Büyükelçisi Matt Whitaker’ın belirttiği üzere, Rusya’nın yüksek kayıplara rağmen sahada küçük kazanımlar elde etmesi Kremlin’i savaşı bitirmeye zorlamıyor. Buna Ukrayna ordusundaki personel eksikliği de eklenince Kiev için durumun zorluğu netleşmektedir.
* İstihbarat ve İç Dinamikler: Ukrayna’nın Rusya içindeki başarılı istihbarat ve operasyon performansı Kiev’in elini güçlendirmektedir. Ancak bu durumun savaşı bitirmesi için Putin’in iktidarını sarsacak seviyeye ulaşması gerekir. Rusya içinde bu dinamikler başlamış olsa da henüz kritik eşikte değildir.
5. Rusya ile ABD’nin barış planı üzerinde anlaşması, büyük ölçüde Kremlin ile Beyaz Saray arasındaki iş odaklı jeopolitik pazarlıkların başarısına bağlıdır. Daha önceki görüşmelere göre, dondurulan 300 milyar dolarlık Rus varlığının üç aşamada finansal işlemlere dahil edilmesi planlanmaktadır.
Euromaidan Press’e göre bu anlaşmanın detayları şöyledir:
* 300 milyar doların üçte biri ABD denetiminde Ukrayna’nın imarı için harcanacak ve yatırımlardan elde edilen karın %50’si ABD’ye gidecek.
* 100 milyar dolarlık ikinci dilim Avrupalı vergi mükelleflerinden sağlanacak.
* Kalan 200 milyar dolar ise ABD-Rusya ortak yatırım mekanizmasına yerleştirilecek ve savaşın durdurulması karşılığında Moskova’ya ciddi bir sermaye iadesi yapılacak.
Muhtemelen Rusya ve ABD şu an bu konuya odaklanmış durumdalar. Ancak bu konuda uzlaşma sağlanamazsa, tarafların Ukrayna konusundaki yaklaşımları tekrar değişebilir.
Aqşin Kərimov



Yorum gönder