KAFKASSAM – Kafkasya Stratejik Araştırmalar Merkezi

  1. Anasayfa
  2. »
  3. Gündem
  4. »
  5. Ahmet Rahim Akbaba: Heinrich Kieper Efendi Ve Haritaları Hakkında bazı araştırmalar

Ahmet Rahim Akbaba: Heinrich Kieper Efendi Ve Haritaları Hakkında bazı araştırmalar

Kafkassam Editör Kafkassam Editör - - 18 dk okuma süresi
62 0

Özet:
XIX.Asrın getirdiği teknolojik gelişmelerle pek çok farklı alanda yeni
metotlar geliştirildi. Kartograf ’ya ilmi insanlık tarihi boyunca çok
önemli bir yere sahip olup kimi vakitler halıların, kürklerin ve çeşitli
materyallerin üzerine belirli yerlerin haritaları çizilmiştir. XIX.Asrın
gelişmeleriyle Kartograf ‘ya ilminde yeni metotlar çıkmış ölçekleme,
pergel, projeksiyonlar ortalığa çıkmıştır. Heinrich Kieper ’de en iyi
kartografların coğrafyacıların ve jeologların yetiştiği ( Carl Ritter,
Alfred Wagner, Max von Oppenheim vs.) Alman imparatorluğunda
doğmuş ve haritacılık ilmine merak salarak detaylı Anadolu ve Orta
Doğu haritaları çıkartmıştır. Ne var ki Kieperin bu çalışmaları bazı
karanlık emellere hizmet ettiğine dair bulgular ortaya çıkmıştır.
Summary: XIX. With the technological developments brought by
the century, new methods have been developed in many different
fields. Cartography has a very important place throughout the history
of humanity, and sometimes maps of certain places have been drawn
on carpets, furs and various materials. XIX. With the developments of
the century, new methods have emerged in cartography, scaling,
compass, projections have appeared. Heinrich Kieper was born in the
German Empire, where the best cartographers, geographers and
geologists were trained (Carl Ritter, Alfred Wagner, Max von
Oppenheim, etc.) and was curious about the science of cartography
and made detailed maps of Anatolia and the Middle East.Tue.
However, there have been findings that Kieper’s work serves some
dark ambitions.
Giriş:
Haritalar geçmişten günümüze uzanan değerli bilgi dokümanlarıdır.
Yerleşmede önemli olan bazı etkenler vardır: toprak yapısı,
tümsekler, girinti çıkıntılar, su kaynakları, ormanlık alanlar gibi gibi.
Bu hususlara dikkat ederek yerleşmek içinde önce nerede olduğunuz
bilmeli ve geniş şekilde görebilmelisiniz. Haritaların önemi yüzyıllar
geçtikçe önem kazandı. Savaşan iki devlet arasında muharebe için Sun
Tzu’nun ‘Savaş Sanatı’ adlı eserinde bahsettiği gibi alan hakimiyeti çok
önemlidir. İşgal edilen bir ülkede ordunun beslenebileceği, yolunu
kısaltabileceği yerleri bulmak çok kritiktir. Bir devletin yine aynı
şekilde kendi memleketi üzerindeki coğrafyayı ve kaynakları görmesi
elzemdir. Haritalar aynı zamanda gayri resmi bir güce sahiptir, bir
harita üzerinden topraklar paylaşabilir, milyonlarca insanı
ayırabilirsiniz. Haritaların gücüne en büyük örnek 2023 yılında Çin
Başkanı Şi Cinpingin bir canlı yayında gösterdiği bir harita ve onun
yarattığı infialdir. Bu Çin haritasında çok küçük değişikler olmasına
rağmen ürkütücüdür, bu haritada Tayvan yoktur, Sarı Deniz üzerinde
küçük ama deniz sınırlarını değiştirebilecek adalar Çin’in, Hindistan’ın
kuzeyindeki ufak bir bölge Çin’dedir. Bu haritanın paylaşılmasıyla
beraber bir kınama yarışı başladı ve dünya siyasetinde büyük
çalkantılara sebep oldu. İşte haritalarında gücü budur.
1. YÖNTEM
Bu çalışmada yöntem olarak Kieper in yaşamına odaklanılmış,
gördüğü tahsil ve haritalarını çizerken kullandığı metotlar belgeler
yardımıyla ele alınıp bazı bulgular ve sonuçlar ortaya çıkarılmıştır.
2.BULGULAR
a) Heinrich Efendi kimdir ve kısa yaşamı:
Asıl ismi Johann Samuel Heinrich Kiepert olan Heinrich Efendi 31
Temmuz 1818’de Berlin’de dünyaya geldi. Heinrich Efendi daha küçük
yaşta iken antik tarihe ve haritacılığa merak salmıştır. Okulunda
tanıştığı hocası August Meineke onun bu merakını fark etmiş ve
onunu yönlendirerek Klasik antik çağ tahsiline yönlendirmiştir. Berlin
Üniversitesinde tahsilini tamamlayan Heinrich Efendi ünlü coğrafyacı
Carl Ritterle bazı haritalar üzerinde çalışmıştır. Kartograf ‘ya ilminde
kendisini geliştiren Heinrich Efendi en başta gelen harita çalışması
1843-1845 yıllarında yaptığı 1:1.000.000 ölçekli ‘Karte von
Kleinasien’dir’
. Heinrich Efendi bu haritayı, XIX. yüzyılın başlarında
çeşitli Batılı seyyahların Anadolu topografyasına ait topladıkları
malzemeyi (askerî maksatlı gizli bilgiler hariç) Anadolu’ya yaptığı
seyahatlerinde elde ettiği malzeme ile birleştirerek meydana getirmiş,
daha sonra da ömrünün büyük kısmını bu haritayı geliştirmeye ve
bundan yararlanarak Anadolu’ya ait başka haritalar yapmaya
hasretmiştir. 1845 ile 1852 yılları arasında Weimar’da Coğrafya
Enstitüsünde müdürlük görevinde bulunmuştur. 1853’de Berlin’e
döndü ve bir süre mezun olduğu yerde çalıştı. 1859’da profesörlük
mertebesine yükseldi. 21 Nisan 1899’da Berlin’de öldü. Türkiye’nin
kartografik gösteriminde bütünlük ve topoğrafik bilgilerin homojenliği
açısından bir harita takımı görünümünde olan ilk çalışmalar Heinrich
Efendi tarafından yapılmıştır. Kiepert, 1842-1888 arasında Anadolu’yu
belirli aralık ve sürelerle dört kez ziyaret etmiştir.
b) Heinrich Efendinin haritasının detaylı incelemesi:
Heinrich Efendinin haritasına bakarsak. Pek çok farklı kez
Anadolu’yu ziyaret etmiş ve bizzat kendisi tarafından bu coğrafyayı
incelemiştir. Bazı Belgeler kısmında Heinrich Efendinin İran,
Türkiye ve Irak haritasını bıraktık(1). Bu haritalar oldukça detaylı
yerlere sahiptir, Heinrich Efendi Karadeniz’deki çizdiği haritalarda
yaylalara kadar pek çok yeri haritasına eklemiştir. Heinrich
Efendinin temel aldığı kaynakları bir sonraki c maddemizde
değineceğiz ama hafifçe bahsetmemiz gerekirse, Hans
Dernschwam’ın “İstanbul ve Anadolu’ya Seyahat Günlüğü” ve
Moltke’nin gezilerinden oldukça yararlanmıştır. Burada özellikle
değinmemiz gerekirse Heinrich Efendi sadece Alman kaynaklardan
değil İngiliz, Rus ve Fransız seyyahların kaynakları ve Farisi ve Türk
kaynaklarından da yararlanmıştır. Heinrich Efendinin tahsilinde
yoğun bir şekilde Sami dillerin eğitimini aldığını biliyoruz ayriyeten
kendisinin antik dünyaya olan düşkünlüğü ve ilk haritasının antik
yunanla alakalı olduğunda biliyoruz. Tüm bu durumları bir araya
getirince kafada bir şüphe oluşur çünkü o dönemlerde 1850’li
yıllarda böyle bir donanıma sahip olmak oldukça enderdir. Daha
1856 da Şarkiyatın kurucusu kabul edilen Metternich ölmüşken
Heinrich ’in Sami dillerini bilmesi ve özellikle en büyük çalışmalarını
Doğu Anadolu üzerinde yapması, Heinrich Efendinin karanlık
emmeleri var mıydı diye düşündürüyor. Yukarıda dediğimiz gibi
Heinrich Efendi sadece Alman değil Fransız, Rus ve İngiliz
kaynaklarından ’da yararlanmıştır ama bu bahsi geçen kaynaklar
diplomatlar tarafından yazılıp hükümete sunulmuştur zira bir
Alman kaynak olan Moltke’nin gezileri ’de aslında Alman hükümeti
içindir. Heinrich Efendinin 1850’li tarihlerde bu belgelere nasıl
ulaştığı meçhuldür. Heinrich Efendinin Doğu Anadolu haritasına
bakarsak köylerden mezralara değin tüm detaylar vardır. Coğrafik
olarak Heinrich Efendinin bu haritası günümüz Türkiye’sinin
yapısından çok farklı olduğunu söyleyemeyiz. Heinrich Efendinin
Balkanlar etnik haritası ise oldukça ilgi çekicidir(2). Bu haritaya
baktığımız zaman bir Türk varlığı çok göremeyiz. Trakya ve
Makedon bölgelerinde daha çok Rum ahalin var olduğu
belirtilirken yukarılara doğru Bulgar, Arnavut, Sırp gibi ırkları
görürüz. Ayriyeten ilginç bir şekilde Ege kıyıları maviye yani
haritada Rum ahali belirtilirken kullanılan renk olan mavi ile
boyalıdır. Heinrich gibi iyi tahsil görmüş ve detaylı haritalar
tasarlayan bir kartograf için böyle bir hata olabilir mi? Heinrich ‘in
oğlu Richard Kieper babasının çalışmalarını derleyip toparlayarak
tek bir kitaba toplamıştır. Bu haritalar bu gün Amerika Birleşik
Devletleri Kongre Kütüphanesinde dijital olarak bulunmaktadır. Bu
haritalarda Karadeniz şehirleri ve detaylı bir İstanbul haritası
bulunmaktadır(3). Bu haritalardan bir de Sinop haritasından
bahsedelim(4). Sinop haritasında Heinrich yine şaşırtıcı detaylarla
karşımıza çıkar. Dağların şekli ve isimleri detaylı bir şekilde
mevcuttur, 1850’li yıllarda bizzat gidip yerel halka sormadan
bilinemeyecek yerel dağ ve tepe isimleri mevcuttur. Bu Sinop
haritasında pek çok köy ismi de mevcuttur mesela Yusuflu,
Mehmet k gibi yerler vardır.
c) Heinrich Efendinin çalışmalarında kullandığı isimler:
Heinrich Efendinin en çok yararlandığı seyyah Hans Dernschwam’dır.
Hans Dernschwam Kanuni Sultan Süleyman devrinde İstanbul’a
gelerek Amasya’ya kadar giden ve bir seyahatname kaleme alan
Alman seyyahtır. Hansın yanında Heinrich Helmuth Karl Bernhard
von Moltke’nin gezilerinden de yararlanmıştır. Max Oppenheim, Cari
Humann, Heinrich Zimmerer ve Edmund Naumann’ın gezi notlarından
yararlanmıştır. Aynı zamanda Heinrich Efendi bazı özel belgelere
sahipti. İngiliz, Fransız, Amerikan ve Rus kaynaklarındaki hususi
kaynaklarda sahiptir bu kaynaklar o coğrafyanın toprak yapısı,
ekonomik durumu ve etnik analizini yapılması için görevlendiren
diplomatların kaynaklarıdır. Özellikle ajanlık faaliyetleri için tutulduğu
bilinen ve sömürgeci politikaları için yaptırılan İngiliz kaynakları ’da
vardır. Heinrich ‘in bu tarz kaynaklara sahip olması ve pek çok dilden
farklı kaynağa ulaşması oldukça ilginçtir. Ayriyeten Heinrich Efendi
sadece kaynaklardan değil bizzat kendi yaptığı gezilerdeki sonuçlarıyla
bu haritaları oluşturmuştur. Doğu Anadolu ve Karadeniz taraflarına
sık sık geziler düzenlemiştir ve Heinrich Efendinin ’de dil bariyeri
olmadığını Sami kökenli dilleri ve Türkçe bildiğini göz önünde
bulundurursak Sinop haritasında gördüğümüz yerel köy, dağ ve tepe
isimlerini bizzat yerel halkla konuşarak edindiği çıkarımını yapabiliriz.
Heinrich Efendinin bir haritasından bahsetmek gerekir burada,
Heinrich ‘in ‘Anadoluyu Şahane’ isimli haritası tamamen coğrafi
gerçeklerin dışında ve mevcut devletlerin çıkar amacı güderek sınır
almaları gereken yerlerde kendi istedikleri etnik guruplar vardır.
Heinrich ‘in yer şekillerini ve coğrafi yerleri ne kadar doğru çizdiği göz
önünde bulundurunca bu haritasında böyle bariz hatalar yapması
elbette tesadüf değil aksine farklı çıkar guruplarına hizmet etmek
içindir. Bu harita o kadar bölücü ve rahatsız edicidir ki Osmanlı Devleti
‘Anadoluyu Şahane’ haritasının basılması ve dağıtılmasını yasaklamış
ve Heinrich Efendinin ülkeye girişi yasaklanmıştır(5).
d) Heinrich Efendinin karanlık emelleri:
Yukarıda da değindiğimiz konularda verdiğimiz gizlice bir mesaj vardı
o da Heinrich Efendinin çalışmaları aslında o kadar masumane değil
miydi? Heinrich Efendinin hayatı ilginç bir hayattır, daha küçük
yaşlarda olan bir antik dünya tutkuları ve Sami diller eğitimi alması.
Heinrich ‘in çizdiği bazı haritalar oldukça ayrılıkçı ve sakıncalıdır
(Anadoluyu Şahane ve Balkanlar etnik haritası buna örnektir). Peki,
neden Heinrich Efendi gibi bir bilim adamı karanlık güçlerin dikkatini
çeksin ki? Neden büyük Emperyel devletler Sinop’un Kızıldağ’ın
yamacında kurulu olan bir köyle ilgilensinler? Sebebi giriş kısmında
bahsettiğimiz Çin haritası ile aynı. XIX. Yüzyılda bir Şark meselesi
çıkmıştı ve bu Şark meselesi için pek çok farklı şahıssa Osmanlı
İmparatorluğunun bölünmüş haritalar çizildiği ve senaryolar
planlandı. Mondros Mütarekesi sonra Wilson ilkelerinden dolayı
çıkan olayları düşünelim, Wilson ülkeleri bir yerde hangi etnik gurup
ön planda ise o ırka ait devletin orayı himaye etmesi gerektiğini
söyler. Yunanlar ve İngilizler çizdirdikleri haritalardan Ege kıyılarında
Rum ahalin fazla olduğunu söyleyip işgale kalkışmıştır tıpkı Heinrich
Efendinin çizdiği Balkan etnik haritasındaki bölgeler gibi. Büyük
Emperyel devletler 100 yıllık planlar kurarlar ve tasarlarlar 1699’dan
beri gelişen aslında bir Şark meselesi vardır. Bu mesele XIX. Asırda
sesli bir şekilde tartışılmaya başlanmıştır, Rus çarı II. Aleksandr’ın
İngiltere’ye Osmanlıyı paylaşmayı teklif etmesi ve Osmanlıya hasta
adam demesini hatırlayın. Pek çok farklı protokol, gizli anlaşmalar ile
Osmanlı toprakları binlerce kez paylaşıldı. Bu paylaşmalarında
yapmaları için haritalara ihtiyaçları vardı sadece haritalar değil kendi
çıkarlarını doğrulayacak haritalara ihtiyaçları var. Emperyel devletler
(Özellikle Rusya) Osmanlı İmparatorluğunu parçalamak için Fransız
devrimiyle yayılan milliyetçi fikirleri kullanarak azınlıkları isyana sevk
ve teşvik ediyorlardı. Azınlıkların isyan etmeleri için mutsuz olmaları
gerekiyordu ya da öyle hissetmeleri, Rusya bu haritalarla Bulgarlara
bakın burada sizin ırkınız daha fazla ve tarihten gelen bağlarınızla
buraların hâkimi siz olmalısınız ama baskıcı Osmanlı sizin milletiniz
bozmaya çalışıyor diyerekten isyanlar çıkartıyordu. Heinrich Efendi
ekseninde değerlendirsek 1850 li yıllarda pek çok farklı devlet
Heinrich Efendinin haritalarına talip olabilir. 1850 li yıllarda Kırım
harbi ve pek çok farklı isyan ve savaş vardı. İlk başta dediğimiz gibi bir
işgalde haritalar ve askerleriniz belirleyeceğiniz yerler çok önemlidir,
Heinrich Efendinin detaylı çizmeleri her diplomatın ve kurmayın
isteyeceği türden inanılmaz çalışmalardır. Zaten 1870’lerde çıkan
büyük 93 harbinde Rusya’nın Doğu Anadolu ve Rumeli’de ilerlemesi
de bu haritaların değerini artırmıştır. Heinrich Efendinin ülkeye girişin
yasaklanması da onun karanlık emellerin fark edildiğine dair en
önemli kanıttır. Heinrich ‘in Girit ve Kıbrıs adalarında Rum halkının
olduğunu göstermesi ve özellikle Doğu Anadolu’da çizdiği haritalar
bizi bir Ermenistan devleti fikrine götürür. Dediğimiz gibi Heinrich
antik dünya sevdalısıydı ve Roma döneminde Anadoluyu çizdiği bir
haritada Doğu Anadolu’da bir Ermeni devleti gözükür. Hâlbuki o
devirlerde böyle bir Ermeni devleti varlığı söz konusu değildir.
Armenia yani Ermenistan bir Roma eyaletidir ama asla büyük
bağımsız bir Ermeni devleti varlığı söz konusu değildir. Heinrich gibi
Sami dilleri ve detaylı antik tarihi bilen bir insan olarak elbette ki bu
detayların farkındaydı ama o Pickels’ın ‘Propaganda Haritacılığı’ adlı
yöntemi kullanıyordu. Yukarıda değindiğimiz Şark meselesi ve
Emperyel devletlerin azınlık isyanları çıkarmak için kullanılan bu
haritacılık türünün en iyisi Heinrich Kieper’dir bizce. Çünkü Heinrich
Efendi bu haritalar arasında en çok detay barındıranını ve en çok
gerçekleşendir. Heinrich ‘in çizdiği haritalar üzerinden Yunalar Ege
kıyılarını işgal etmiş ve ondan öncesinde 1897 Osmanlı Yunan
savaşında haritada Rumlara ait olduğu gözüken Girit’i elde etmeye
çalışacaklar ve ilerleyen yıllarda bunda muvaffak olmuşlardır. Kıbrıs
meselesi ile günümüze kadar sürmektedir.
3.SONUÇ
Johann Samuel Heinrich Kiepert Osmanlı üzerinde çalışmış ve en
detaylı haritayı çıkartan isimdir. Her ne kadar Kartograf ya ilmine çok
büyük katkısı olsa da bunun arkasında gizli ve karanlık emelleri vardır.
XIX.Asır Osmanlısının ortaya çıkan azınlık isyanlarının en önemli
aktörlerinden birdir. Bu gün daha süren Ermeni meselesi, Adalar
meselesi, Kıbrıs meselesi bu adamın çizdiği haritaya dayanmaktadır.
Emperyel devletler halen daha bu detaylı haritaları temel alarak bu
günkü etnik sorunları devam ettirmektedir. Kiepert usta bir Kartograf,
Coğrafyacı ve Tarihçidir lakin bunların hepsi Şark meselesine hizmet
etmekte ve kanıtlarla beraber Heinrich efendinin karanlık emelleri
kanıtlanmış oluyor.
KAYNAKLAR
– JOHANN SAMUEL HEINRICH KIEPERT’İN OSMANLI
HARİTALARININ BİR DEĞERLENDİRİLMESi, Murad
Tanrıkulu Zeitschrift für die Welt der Türken
– Başbakanlık Arşivler Genel Müdürlüğü, DH. MKT, Dosya
nu: 32, Fon adı: Dahiliye, Alt Fon: Mektubi Kalemi,
İstanbul
– Baykara, T.(2013). Seyyahlar(Gezginler)
– Kiepert, J. S. H.(1938).Der Neue Brockhaus II Almanya
– İslam Ansiklopedisi Kiepert
– https://www.loc.gov/resource/g7430m.gct00325/?st=ga
llery, ABD Kongre Kütüphanesi Dijital arşivi Kiepert
haritaları
– Univeristy Of Chicago
https://www.lib.uchicago.edu/e/collections/maps/kieper
t/

İlgili Yazılar

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir