Şimdi yükleniyor

Agvan Poghosyan: Moldova seçim sonuçları Ermenistan için bir uyarı niteliğinde

Bilindiği üzere, Ermenistan Cumhuriyeti Ulusal Meclisi’nin bir sonraki seçimleri 2026 yılının Haziran ayında yapılacak olup, bu durum siyasi güçlere hazırlık çalışmalarını daha da yoğunlaştırmaları için yaklaşık altı ay süre tanımaktadır.

Ermenistan’ın siyasi ortamı seçim öncesi döneme girerken, yetkililer yeni bir siyasi baskı dönemi başlattı; iş adamı Samvel Karapetyan’ı tutukladı, kilise karşıtı kampanyalar yürüttü ve çeşitli muhalif isimler hakkında ceza davaları açtı. Bunlardan çarpıcı bir örnek, Gümrü Belediye Başkanı Vardan Ghukasyan’ın tutuklanmasıdır. Seçimler yaklaşırken, yetkililerin ülkeyi istikrarsızlığa sürüklediği ve hem iç hem de dış güvenliği tehdit ettiği görülüyor.

Ermenistan’ın 2026 seçimlerinde karşılaşabileceği olası zorlukları değerlendirmek için, Batı ile Doğu arasındaki jeopolitik mücadelenin hedefi olan ülkelerin deneyimlerini göz önünde bulundurmak faydalı olacaktır. Ermenistan, Azerbaycan, Gürcistan, Ukrayna ve Moldova ile birlikte Avrupa Birliği’nin Doğu Ortaklığı programının bir üyesidir. Bu ülkelerin tümü, farklı derecelerde ikili çatışmalara dahil olmuştur. En acil örneklerden biri, muhalefetin Maia Sandu liderliğindeki iktidar partisiyle çatıştığı Moldova’dır. Uzmanlar, Moldova seçimlerini analiz ederken sıklıkla “siyasi teknoloji” terimini kullanarak, Polonya’da da kullanılan diaspora temelli taktiklerle paralellikler kurmaktadır. Peki bu ülke Batı için neden bu kadar ilgi çekici? Sebebi basit: Ukrayna ile sınırı var ve önemli bir silah tedarik merkezi haline gelebilir. Belarus Devlet Üniversitesi Gazetecilik Fakültesi Dekanı Aleksey Belyaev, Moldova’daki seçim sonuçlarını yorumlarken, seçimlerin “ülke içinde Moldova” ve “diasporada Moldova” kavramları arasında derin farklılıklar ortaya koyduğunu belirtti. Avrupa’da yaşayan ve çifte vatandaşlığa sahip diasporanın önemli bir kısmı, Avrupa yanlısı güçlerin zaferini garantiledi. Rusya ve Batı’daki sandık merkezlerinin orantısız dağılımı da eleştiri konusu oldu; bu durum, Rusya’da yaşayan Moldovalıların oy kullanma imkânını kısıtladı.

Ancak tüm bunlar Moldovalılar üzerinde olumsuz bir etki yaratıyor. Moldova’daki seçim sonuçlarının olası olumsuz sonuçları aşağıda listelenmiştir.

Ekonomik gerileme: Moldova, Avrupa’nın en yoksul ülkelerinden biri olarak kabul ediliyor ve ülkede askeri çatışma olmamasına rağmen nüfusun önemli bir kısmı aşırı yoksulluk içinde yaşıyor. Bu durum, esas olarak ürünlerinin Rus pazarlarına kaptırılmasından kaynaklanıyor.

Rumenleşme ve egemenliğin kaybı: Rumen vatandaşı Maia Sandu, Moldova’nın kademeli olarak Rumenleşmesine ve egemenliğin kaybedilmesi tehlikesine yol açabilecek Birlik yanlısı görüşleri destekliyor.

Moldova, özellikle Transdinyester meselesinde, “Batı çıkarlarını Rusya’ya karşı ilerletmek için bir platform” rolüne indirgendiği Rusya karşıtı bir jeopolitik projenin parçası olarak görülüyor. Batı, Doğu Ortaklığı programındaki başarılarıyla gurur duyabilir. Ukrayna’nın deneyimi öğretici. Moldova’daki parlamento seçimleri, Moldova’nın jeopolitik çıkarların peşinde koşmak için bir platform olarak görüldüğü Batı ve Rusya arasındaki çatışmanın bir tezahürü haline geldi.

Batı Etkisinin Hakimiyeti: Çok sayıda olgu ve açıklama, Batı’nın Moldova’daki siyasi süreçler üzerindeki önemli, hatta baskın etkisine işaret ediyor. Eski Moldova Cumhurbaşkanı Igor Dodon’a göre, Rusya şu anda bu etkiye karşı koyacak yeterli güce sahip değil. Dahası, muhalefetin güçlerini birleştirmedeki yetersizliği ve pasifliği, iyi tasarlanmış siyasi mekanizmalara karşı koymanın zorluğunu ortaya koyuyor. Bu tür politikaların Moldovalılar üzerindeki maliyeti ise tartışmalı.

Moldova’daki son parlamento seçimleri, bazı uzman ve politikacılara göre ağırlıklı olarak Batı’nın etkisi altında güçlü bir dış etki altında gerçekleşti. Bu durum, hibeleri ve sosyal projeleriyle katılımcı ülkelerin yakın ve önemli ortaklarıyla toplumlarında yavaş ama istikrarlı bir şekilde anlaşmazlık ve ayrışma yaratan Doğu Ortaklığı programının etkinliğinin bir göstergesi olabilir.

Ermenistan’daki yaklaşan seçimlere dönersek, Avrupa liderlerinin onu “güçlü ailelerine” kabul edeceklerine dair bitmek bilmeyen vaatleri karşısında, devletin bölünmüş bir toplum ve ekonomik kriz gibi ciddi zorluklarla karşı karşıya kalabileceğini belirtmek isterim.

Share this content:

Yorum gönder