Bir yandan Katar liderliği diğer yandan İran rejimi ile Suudi Arabistan arasında diyaloğun sürdüğüne dair haberler zaman zaman ortaya çıkıyor. Krizin çözümünün yakın olduğuna dair haberler sızdırılıyor.
Bu sızdırmalar daha doğrusu temenniler, doğrudan ya da dolaylı bir şekilde İran ve Katar’a bağlı medya platformları tarafından Arapça ya da yabancı dilde dillendiriliyor.
İşin iç yüzünü bildiklerini öne süren gazetecilerin, Kuveyt hatta belki de BAE ve Suudi Arabistan’dan paylaşımlarda bulunan bazı kişilerin herkese çözümün yakın olduğunu ve kardeşlerin birbirleri ile barışacağını müjdelediği görülüyor.
Ancak işler her zamanki gibi çıkmaza girdiğinde Katar ve İran rejiminin temsilcileri, bu olayı propagandalarında kullanmak ve kurban rolünü oynamak için kameraların karşısına geçiyor.
Birkaç gün önce düzenlenen Münih Güvenlik Konferansı’nda Katar Dışişleri Bakanı Şeyh Muhammed bin Abdurrahman Al Sani, Suudi Arabistan ve BAE ile krizi çözme çabalarının sonuçsuz kaldığını ve Ocak ayının başında çıkmaza girdiği açıklamasını yaptı.
Çıkmaza girme nedeni hakkındaki soruya Bakanın yanıtı ise şu şekilde oldu:
“Ne yazık ki müzakereler başarılı olmadı ve bunun sorumlusu Katar değil.”
Aynı konferansta İran Dışişleri Bakanı Muhammed Cevad Zarif ise sanki Suudi Arabistan’ın İran rejimi ile ‘kökleşmiş’ sorunları yokmuş gibi şunu söyledi:
“ABD’nin yoğun etkisi altında olması nedeniyle Suudi Arabistan’ın İran ile gerginliği azaltmak istediği düşünülemez.”
Söz konusu konferansa katılan Suudi Arabistan Dışişleri Bakanı Prens Faysal bin Ferhan, Zarif’in bu yalanlarına ilişkin olarak Suudi Arabistan’ın İran’a gizli ya da özel hiçbir mesaj göndermediğini belirterek şunu ekledi:
“İran’a mesajımız herhangi bir şeyi müzakere etmeden önce davranışlarını değiştirmesidir”.
Dört Arap ülkesinin (Mısır, Suudi Arabistan, BAE ve Bahreyn) 2017 yılında Katar’a karşı başlattıkları boykottan bu yana Katar’ın takip ettiği taktik, bu ittifakı dağıtmaya, adil ve aynı zamanda egemen boykotun gerçek ağırlık merkezini oluşturduğu için Suudi Arabistan’ı bu ittifaktan ayırmaya odaklanmış bulunuyor.
Reuters, altı gün önce Batılı ve Körfezli kaynaklardan, Katar ile Suudi Arabistan arasındaki görüşmelerin daha başlar başlamaz çöktüğü bilgisini nakletti. Körfezli bir kaynak, Reuters’a Katar tarafının, “görünüşe bakılırsa görüşmelerde ciddi olmadığı” açıklamasında bulundu.
Reuters, Ekim ayında başlayan görüşmelerin, Suudi Arabistan, BAE, Bahreyn ve Mısır ile anlaşmazlığın çözülmesinde ilk umut ışığı olduğuna işaret etti. Reuters’a konuşan bir Körfezli kaynak, Riyad’ın çözüm için öne sürdüğü şartlara bağlı kaldığının, boykota katılan tüm ülkeleri kapsayan bir anlaşmaya varılmadan krizin çözülmeyeceğini düşündüğünün altını çizdi.
İşte konunun özü ve doğru diyaloğun giriş kapısı budur. Katar ile diyaloğun başka bir kapısı yoktur. Katar uyanık davranıp Suudi Arabistan’a yönelik ‘uluslararası’ komplolarını, düşmanlığını ve tahribatını durdurmak için gerçek bir çaba harcamadan Suudi Arabistan ile uzlaşıya varmaya, kazanımlar elde etmeye (kapatılan hava sahasının açılması, ayrıcalıklı sosyal, ekonomik ve medyatik ilişkiler vb.) çalışarak krizi çözemez. Bunun için, boykota katılan tüm ülkelerle uzlaşarak boykotun nedenlerini ortadan kaldırmalıdır.
Katar ve İran ile barış ancak ve ancak kötü niyetlerinden vazgeçtiklerinde mümkündür
Mişari Zeydi
Suudi Arabistanlı gazeteci- yazar
