Kerkük Valiliği ve İl Genel Meclisi’nin aldığı karar sonrasında tüm resmi kurumlara Irak bayrağının yanı sıra Kürdistan Bölgesel Yönetimi Bayrağı asılması girişimi, Irak Kürdistan Bölgesel Yönetimi’nin yakın bir gelecekte düzenlemeyi planladığı “bağımsızlık referandumu” öncesinde bir “oldu-bitti” ile bu şehri kendi sınırları içerisine alması ve böylece Irak Anayasası’nın 141. maddesine göre statüsü bir “referandum” ile belirlenmesi gereken ancak şehrin demografik görünümünde yaşanan büyük değişim ve Irak’taki iç karışıklık (Peşmerge baskısı ile Arap ve Türkmenlerin zorla şehri terk etmeye zorlanması ve şehre kuzeyden getirilerek yerleştirilen Kürt nüfus)nedeniyle bir türlü gerçekleştirilemeyen bu referanduma gerek kalmadan Kerkük’ü kontrol altına alma girişiminin bir yansımasıdır. Türkmen ve Arap temsilcilerin İl Genel Meclisi’ndeki oylamaya katılmaması ve Bağdat’ın tepkisi ise “şimdilik” kaydıyla pek bir işe yaramışa benzemiyor. Ankara, bu noktada Barzani ile olan yakınlığını devreye sokarak sorunu çözme yönünde girişimlerde bulunabilir. Ancak bu noktada sonuç alınamaması, Türkiye ile Barzani arasındaki işbirliğinin mahiyetinin yalnızca PKK’yı dengelemek için yapılan bir ittifak ve ekonomik çıkar ilişkisi olduğu ortaya çıkmış olacak. Göktürk Tüysüzoğlu