KAFKASSAM – Kafkasya Stratejik Araştırmalar Merkezi

  1. Anasayfa
  2. »
  3. Gündem
  4. »
  5. İran’da FATF İkilemi

İran’da FATF İkilemi

Kafkassam Editör Kafkassam Editör - - 3 dk okuma süresi
281 0
iran meclis

ABD’nin nükleer anlaşmadan çekilmesinin ardından dış politika gündemi yoğunlaşan İran bu alanda farklı konu başlıklarında tartışmalara sahne olmaktadır. Son olarak,”terörizmin ve kara para aklamanın önlenmesi” (FATF) olarak bilinen anlaşmaya taraf olma/olmama düzleminde kendisini gösteren tartışmalar İran dış politika gündeminde ilk sıraya yerleşmiş durumdadır. ABD’nin nükleer anlaşmadan çekilmesi ve İran’a yönelik yeni ekonomik yaptırımlar uygulayacağını açıklaması sonrasında Avrupa ülkeleri ile ekonomik ve ticari ilişkilerini güçlendirme arayışına giren İran için FATF bir aşılması gereken bir ön şart niteliğindedir.
İran’ın FATF’a dahil olması konusunda bu açıdan pragmatik ve muhafazakar olmak üzere iki farklı yaklaşım biçimi mevcuttur. Müesses nizamı temsil eden, başta Hamaney olmak üzere pek çok yetkili FATF’ın İran’ın çıkarlarına aykırı olacağını, İran’ın bölgesel etkinliğini sınırlandıracağını ve esas gayenin bu olduğunu vurgulamaktadırlar. Buna göre FATF’a dahil olan İran, Hizbullah, Hamas ve Yemen’deki gruplar başta olmak üzere, Batı’da terör örgütü olarak kabul edilen örgütlere finansman ve askeri destek sağlayamayacak, bu eylemler suç kapsamında değerlendirilecek ve dolayısıyla İran’ın bu örgütler üzerinden bölgede sağlamış olduğu nüfuz minimum düzeye inecektir. Bu açıdan müesses nizam FATF’ı İran’ın çıkarları ve bölgesel etkinliği adına bir tehdit olarak algılamaktadırlar.
Diğer yandan, daha çok reformist eğilime mensup çevrelerde ise FATF, İran’ın ekonomik olarak içinde bulunduğu zor koşulları aşabilmesi adına bir fırsat olarak değerlendirilmektedir. Buna göre, İran’ın FATF’a dahil olması, Avrupa ülkeleri nezdinde güvenilirliğini artırmasını ve ticari ilişkilerin gelişmesini sağlayacak bir hamle olacaktır. Bunun sonucunda İran, ABD’nin ekonomik yaptırım kararlarını en az hasarla karşılayacak ve ekonomik sorunlara bir ölçüde çözüm getirmiş olacaktır.
Bu noktada, İran halkının, Aralık ayında yaşanan kitlesel hareketlerde ortaya koyduğu tavır, İran’ın, bölgedeki silahlı gruplarla ilişkisini kesmesi ve enerjisini ülke içine yöneltmesinin vurgulanması şeklinde gözlemlenmiştir. İran halkı ve reformist çevrelerin talep ve tavırları ile müesses nizamın anlayışı arasındaki çelişkiler bir kez daha kendisini FATF örneği ile göstermekte ve bu durum yeni bir ihtilaf alanı olarak İran gündeminde yer almayaca devam etmektedir.

Çağatay BALCI/Kafkassam Uzmanı

İlgili Yazılar

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir