KAFKASSAM – Kafkasya Stratejik Araştırmalar Merkezi

  1. Anasayfa
  2. »
  3. İran
  4. »
  5. İngiliz Şia’sının yeni oyunu Irak’ta Coniye dur Türk’e vur!

İngiliz Şia’sının yeni oyunu Irak’ta Coniye dur Türk’e vur!

Ömür Çelikdönmez Ömür Çelikdönmez - - 7 dk okuma süresi
341 1

Rahmetli Ali Şeriati; ‘Safevi Şiası ve Ali Şiası’ndan söz eder. İslam coğrafyasındaki etnisiteye göre mezheplerin sınıflandırılması söz konusu. Örneğin Fars Şiiliği ve Arap Şiiliği gibi. Bunlardan ayrıca İngiliz Şiiliği’nin de olduğunu İran’ın Kum kentindeki Camiatul Mustafa Üniversitesi Rektörü Ayetullah Arafi’den öğrenmiştik. Arifi tarihi sayılabilecek konuşmasını İran İslam İnkılabının 36. yıldönümü kutlaması etkinlikleri çerçevesinde düzenlenmiş olan bir kutlama programında yapmıştı. Uluslararası Camiatul Mustafa Üniversitesi Rektörü Ayetullah Arafi, İslam İnkılabının Ehlibeyt maarifine dayalı değerler ekseninde ümmet arasındaki vahdet ve kardeşliğe dikkat çektiği konuşmasında; “Fakat üzülerek ifade etmeliyim ki “velayet” kavramını kullanarak aşırıcılığı, mezhepçiliği, çatışmayı ve her türlü hoşgörüsüzlüğü pompalamaya çalışan bir akım oluşturulmuş bulunmaktadır. Aşırıcılığı yaymaya çalışan bu akıma “İngiliz Şiiliği” de diyebiliriz; çünkü beslendikleri nokta asırlardır gerçek İslam’la mücadele halinde olan İngilizlerdir. İngilizlerin sağladığı lojistik ve finansal destekle beslenen bu grup Ehlibeyt maarifine en ağır darbeyi vurmaktadır!” sözleri İngiliz projesi olan İngiliz Şiiliği hakkında günümüzde yapılmış en çarpıcı değerlendirmelerden biri.

Daha öncede belirttiğim gibi; “İngiliz Şiiliğinin muadili tabi ki İngiliz Sünniliği. İngiliz Sünniliği de (Vehhabilik) İngiliz Şiiliğinin Ehli Sünnet Vel Cemaat düşmanlığı gibi Ehli Beyt düşmanlığı peşinde, Şia düşmanlığı peşinde.” Ne yazık ki; İslam coğrafyasında İngiliz Şiiliği ile İngiliz Sünniliği İngiliz soslu Arap milliyetçiliğinin gölgesinde büyüyor, gölgesinde gelişiyor gölgesinde savaşıyor. (Bkz. Ömür Çelikdönmez/23 Ocak 2016/ http://www.kafkassam.com/ingiliz-soslu-arap-milliyetciliginin-ingiliz-siiligi-ve-ingiliz-sunniligi-ile-imtihani.html ) İngiliz Şiiliği, Hindistan başta olmak üzere İran ve Irak’ta etkisini kaybetmiş değil. Günümüzde İslam dünyasında İngiliz Sünniliği gibi aktif. İngiliz Şiiliği Ortadoğu’da Türk düşmanlığına oynuyor. Avrupa’da Turcophobia ve İslamofobi Balkanlarda ve Avrupa’da birlikte düşünülüyor. Türk düşmanlığı, Türk karşıtlığı ya da Türk fobisi, Anti-Turkism ya da Turcophobia, Türklere, Türk kültürüne, Osmanlı İmparatorluğu’na, Türkiye’ye ve Türk halklarına karşı olan düşmanlık olarak tanımlanır.

Türk düşmanlığı her zaman sadece Türk halklarına karşı değil, Balkan Müslümanlarına, özellikle Boşnaklar, Arnavutlar, Pomaklar ve Torbeşlere de yönelir. Turcophobia ve İslamofobi; Avrupa ve ABD’de aşırı sağ grupların ideolojisini oluşturur. İslamofobi, “İslam korkusu” demektir. Müslümanlara ve İslam dinine karşı sürdürüle gelen ön yargı ve ayrımcılıktan kaynaklanır. Müslümanlara karşı duyulan irrasyonel nefret, ayrımcılık, düşmanlık ve kin besleme anlamındadır. (Bkz. http://www.nokta32.com/yazar-557-islamofobi_avrupa%E2%80%99ya_uygun_islam_arayisinda.html ) Ancak bu korku temelli düşmanlığın Ortadoğu’da aktif şekilde gündeme getirilmesi ve bu düşmanlığın Türkiye’nin Fırtına Kalkanı harekâtı ile yaygınlaştırılması ve Musul’un kurtarılması öncesinde Irak’ta hortlaması söz konusu.

Iraklı yetkilileri hatta din adamlarını anlamak mümkün değil. ABD’nin başını çektiği koalisyon güçlerinin Saddam rejimini devirip Irak’ı işgal ettikleri tarihten günümüze milyonlarca Irak vatandaşı öldü, yurtları viraneye döndü, mabetleri başlarına yıkıldı, binlerce kadın tecavüze uğradı, ülke ekonomisi çöktü ve Irak parçalanmanın eşiğinde. Halen Irak topraklarında işgalci ABD askerleri, kampları, üsleri var. Sadece Amerikalılar mı? İngilizlerden tutunda Kanadalılara, Almanlara, İtalyanlara kadar çok uluslu Hristiyan güçleri Irak topraklarında. Onlara bir şey dedikleri yok, bu bedevilerin erkekliği Müslümanlığı, Türklere karşı tutuyor. Irak Hükümet sözcüsü “Saad Hadisi” Irak el-Maluma haber ajansına verdiği demeçte, Türkiye Meclisi’nin Türk askerlerinin Irak’ın kuzeyinde bulunmasını bir yıl daha uzatan tezkereye gösterdiği tepkide, bu tezkerenin olumsuz mesajlar içerdiğini ve Türk askerlerinin bu ülkenin kuzeyindeki varlığının Musul harekâtı sürecini olumsuz etkilediğini belirtiyor. Eski Irak Başbakanı Nuri Maliki’ye yakınlığıyla bilinen Cephet’ul İslah Grubu tepkide sınır tanımıyor. Cephet’ul İslah Grubu; Türkiye Büyükelçisi’nin sınır dışı edilmesini, Irak’ın Ankara Büyükelçisi’nin de geri çağrılmasını istiyor. Gerekçe olarak, “Türkiye’nin Irak’ın içişlerine müdahalesi, Irak topraklarında asker bulundurması ve Irak topraklarında operasyon yapılmasına izin veren sınır ötesi tezkeresinin yenilenmesi” gösteriliyor. (Bkz. http://rudaw.net/turkish/middleeast/iraq/04102016 )

Anlatmak istediklerimi bunlardan ibaret sanmayın. Nitekim Iraklı taklit makamı et-Tai’de, Irak’ta asker bulundurulmasıyla ilgili Türkiye meclisinde bir yıllığına daha uzatılan müdahale tezkeresinin kabul edilmesi ardından kuzey Irak’taki Türk askerlerine karşı mücadelenin farz olduğunu bildirenlerden. Hazret askeri mücadelenin yanı sıra, Türk firmaları ve mallarının boykot edilmesi gibi başka metotların da devreye sokulmasından yana. Ayetullah et-Tai, kutsal Necef dini ilim havzası hocalarından olup Sadr grubuna bağlılığı ile biliniyor. Et-Tai Saddam döneminde de mücadeleci kimliği ile ön plana çıkmıştı. Şeyh Kasım et-Tai ayrıca Suriye’de Hz. Zeynep (sa)ın mübarek hareminin korunması amacıyla “Ebul Fazlıl Abbas” tugayını kuran isim. (Bkz. http://parstoday.com/tr/news/middle_east-i40714-kuzey_irak’ta_t%C3%BCrk_askerlerine_kar%C5%9F%C4%B1_m%C3%BCcadele_farz’d%C4%B1r! ) Ayetullah et-Tai’nin Musul meselesinde söyledikleri, 28 Şubat 2010’da söyledikleri ile uyuşmuyor. Ayetullah et-Tai sözde Irak Anayasası denilen hizipçi yasanın Amerikan işgal idaresinde geliştirildiğini, içerisinde gelecekte bir bomba gibi patlayacak çok sayıda mayın taşıdığını söylemiş, “İşgalcilerin halen mevcut Anayasa’da gördüğümüz gibi Irak’ı devletçiklere bölmek için çalıştıklarını” vurgulamıştı. (Bkz. http://www.heyetnet.org/tr/2010/02/28/seyh-el-tai-siyasi-surec-isgal-projesi/ ) Şimdi kalkmış; Irak’ın namusuna, dinine, hanesine tecavüz edenlerle aynı safta olduğunu haykırıyor. Diyor ki Coniye dur Türk’e vur!

Ömür Çelikdönmez
Twitter:@oc32oc39
omurcelikdonmez@hotmail.com

İlgili Yazılar

1 Yorum

  1. Sami Gören - -

    Ömür Kardeşim kalemine sağlık…
    Ortadoğu için “bataklık” tanımlaması boşuna değil; Ortadoğu’da kim kiminle dost, kiminle düşman belli değil; bugün dost olanların yarın düşman, bugün düşman olanların yarın dost olması işten bile değil…
    Türkiye’ye gelince; Türkiye’nin bulunduğu coğrafya son derece hassas ve kritik: Balkan, Kafkasya, Ortadoğu ve hepsini kapsar şekilde “Avrasya” ülkesi olan Türkiye aynı zamanda, güç odaklarının cirit attıkları / operasyon icra ettikleri kritik bir ülke…
    Türkiye bölgesinde olan hiç bir gelişmeye bigane / kayıtsız kalamaz, kalması mümkün değildir. Bölgedeki her gelişme bizi az ya da çok / doğrudan ya da dolaylı olarak etkileyecektir. Zira bölge ile son derece güçlü tarihi ve kültürel bağları vardır.
    Türkiye son derece güçlü bir istihbarat ve diplomasi ağı kurmalı; çok denklemli politikalar geliştirmeli, başkalarının denklemine karşı politikalar geliştirmeli; uyanık olmalı, duygusal değil – akılcı davranmalı, milli çıkar ve menfaatleri doğrultusunda politikalar izlemelidir…

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir