KAFKASSAM – Kafkasya Stratejik Araştırmalar Merkezi

  1. Anasayfa
  2. »
  3. Gündem
  4. »
  5. YPG’nin bombalanması ABD ve NATO’ya darbe!

YPG’nin bombalanması ABD ve NATO’ya darbe!

Ömür Çelikdönmez Ömür Çelikdönmez - - 10 dk okuma süresi
258 1

ABD Savunma Bakanı Ashton Carter ve beraberindeki heyetin Türkiye temaslarına bakıpta kimse Türkiye ile ABD’nin birlikte hareket ettiğini söylemesin, sonra şapa oturur. Türkiye Musul operasyonunda ABD’ye rağmen var. Suriye’de ise ABD, Türkiye’nin ‘de facto’suyla karşı karşıya kaldı. Kim ne derse desin Irak ve Suriye’de Türkiye’nin en büyük destekçisi Rusya. Nitekim Putin; Türkiye ile Suriye’deki çıkarlarımızı uyumlu hale getirdik demişti. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın, Rus resmi kanalı Rossiya-1’de Mihail Gusman’ın sunduğu Formula Vlasti programında, Ortadoğu terörle ortak mücadele konusunda Rusya’nın önemine vurgu yaparak, “Saygıdeğer kıymetli dostum Putin’in bu konuda desteğine ihtiyacım var” sözleri, bölgedeki güçler dengesini yeniden kuran bir Avrasya ittifakının kurgusundan kaynaklanıyor.

Bu anlamda Başbakan Binali Yıldırım’ın, “Peşmerge güçlerinin Irak Şam İslam Devleti’nin (IŞİD) elinde bulunan Başika kasabasını geri almak için düzenlediği operasyona Türk ordusunun da destek verdiğini Fırat Kalkanı benzeri bir operasyonun gerekirse PKK tehdidini önlemek için Kuzey Irak’ta da yapılabileceğini, Kuzey Irak Bölgesel Yönetimi’nin kontrolündeki bölgede, güvenli bir alan oluşturmak daha akıllıca” değerlendirmesini bir kenara not edin, “burada bir güvenli bölge için Barzani yönetiminin de birlikte çalışmaya hazır, ona yönelik tedbirlerimiz var” demesi, Türkiye’nin Irak açılımının yeni boyutlarını göstermesi açısından önemli. Daha da önemlisi Başbakan Yıldırım’ın, ABD’nin YPG’ye verdiği silahların yarıdan fazlasının PKK’ya gittiğini ifade etmesi. Başbakan diyor ki; düşmanımın dostu benimde düşmanımdır.

1917’de kurulan, Rusya’da günlük yayınlanan, Sovyetler Birliği’nin dağılmasından sonra özelleşen, toplum, politika ve ekonomi gazetesi İzvestiya (Rusça haber anlamında); Rusya’nın, Fırat Kalkanı operasyonunun gerçekleştirilmesi için gerekli olan istihbarat bilgilerini Türkiye’ye vermeye başladığını, bu konuda anlaşmanın geçen hafta Başkan Putin ile Cumhurbaşkanı Erdoğan arasından yapılan telefon görüşmesinde sağlandığını yazdı. İki ülke Genelkurmay başkanlarının görüşmelerinde de, Fırat Kalkanı operasyonunda Türkiye’ye yardımcı olacak istihbaratın sağlanması mutabakatı sağlandığı vurgulandı. Bunun anlamı şu; Rusya Fırat Kalkanı operasyonunda Türkiye’ye destek veriyor.

Rusya Federasyon Konseyi Savunma ve Güvenlik Komitesi Başkan Yardımcısı Frants Klintseviç, Rusya’nın Türkiye’ye istihbarat sağlandığını belirterek, “Karşılığında onlar da bizimle bilgi paylaşıyor. Türklerin Suriye’de etkili ve çok iyi istihbarat ağları var” diyor. Daha da önemlisi Klintseviç, “Türkiye gerçi NATO ülkesi ama darbe teşebbüsünde bazı Batılı büyük devletlerin rolü olabileceği düşüncesiyle çok kırgın. Erdoğan ve Türk hükümeti Rusya ile iş yapılabileceğini anladı” sözleriyle Türkiye’nin ABD ve NATO’nun güvenlik konsepti dışında hareket ettiğini vurguluyor. (Bkz. http://turkrus.com/285282-rusya%E2%80%99dan-istihbarat-destegi-xh.aspx )

TSK’nın terör örgütü PKK’nın yandan çarklı yavrusu PYD’yi hedef alması, Türkiye’nin terör örgütü kabul ettiği PYD ile müttefik ABD’yi rahatsız ediyor. ABD Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü John Kirby, “Tüm tarafları koordine edilmemiş eylemlerden kaçınmaya ve ortak düşman IŞİD’e odaklanmaya çağırdık. Türk uçaklarının YPG hedeflerini vurması da ‘koordine edilmemiş eylemler’ kapsamına giriyor. Hem Türkiye destekli Özgür Suriye Ordusu, hem de içerisinde YPG güçlerinin bulunduğu Demokratik Suriye Güçleri birbirleriyle mücadele etmek yerine ortak düşman IŞİD’le savaşmalı” ifadesini kullanmıştı. Times gazetesinin Ortadoğu muhabiri Richard Spencer’ın, Türk savaş uçaklarının Halep’in kuzeyinde YPG mevzilerini bombalamasını “ABD ve NATO’nun stratejisine yeni bir darbe” ifadeleriyle yorumlaması, yukarıda yazdıklarımı doğrular nitelikte.
Türkiye’nin YPG’ye yönelik hava saldırılarının aktarıldığı “Türkiye ABD destekli Kürtleri bombalıyor: Ölümcül bir yan şov” başlıklı haberde Spencer, “NATO üyesi Türkiye’nin desteklediği Özgür Suriye Ordusu (ÖSO) ile DSG, her ikisi de DEAŞ’le mücadele ediyor olmalarına rağmen, Halep’in kuzeydoğusunda çatışıyor” ifadelerine yer veriyor. Spencer, haberinde, Türkiye’nin, sınırı boyunca kesintisiz bir Kürt bölgesi oluşmasını engellemeye kararlı göründüğünü ve bu amaçla bölgedeki önemli iki kasaba olan El Bab ve Menbiç’i de ÖSO’nun kontrol etmesini istediğini, bu amaçların Türkiye için, Halep’teki hükümet kuşatması konusunun önüne geçmiş olduğu yönündeki görüşünü de dile getiriyor. (Bkz. http://www.incanews.net/manset/21121/times-turkiyenin-ypg-operasyonlari-nato-politikasina-aykiri )
Türkiye’nin El Bab ve Menbiç hedefleri her ne kadar Halep savunmasının önüne geçmiş görünse de, askeri uzmanlar Rusya ve İran destekli rejim güçlerinin kısa sürede Halep’i ele geçiremeyecekleri konusunda hem fikir. Halep savunmasına dış destek özellikle Avrupa Birliği’nden veriliyor. Suriye’nin Halep kentindeki üç günlük ateşkes süresinin dolmasıyla çatışmalar yine şiddetlendi. BM ateşkes sürecinde hasta ve yaralıların bölgeden çıkarılamadığını açıkladı. İngiltere’nin başkenti Londra’da Başbakanlık konutu önünde toplanan yüzlerce kişi, Suriye’nin Halep kentindeki insani krize kayıtsız kalınmasını protesto etti. Almanya Başbakanı Angela Merkel, Brüksel’de Halep’e yönelik saldırıları “barbarca” olarak niteledi ve “Halep’te yaşananlar gerçekten insanlık dışı bir şey. Görüntüleri gördüğünüzde söyleyecek söz bulunamıyor.” diyen Merkel, dünyanın bu saldırıların son bulması için elinden gelini yapması gerektiğini kaydetti.

TSK destekli ÖSO güçleri Halep’e ulaşmadan önce arkalarında ilerleyişlerini riske edebilecek düşman kuvvetleri bırakmamak için stratejik hareket ediyor. Çünkü Türkiye, sınırı boyunca kesintisiz bir Kürt bölgesi oluşmasını engellemeye kararlı görünüyor. Eski Genel Kurmay Başkanı İlker Başbuğ’un Misak-ı milli ile ilgili; Şeyh Sait isyanının çıkmamış olması halinde bugün farklı bir coğrafya ve farklı bir Türkiye sınırı olacağı iddiasında bulunması, Türkiye’nin Halep hedefinin gündemine aldığını gösteriyor. Rusya’nın Halep meselesinde sorun çıkarmayacağı söylenebilir. Ancak rejim ordusu Türkiye müdahale etmeden önce Halep’i düşürmeye çalışıyor. Bu amaçla Hizbullah’ın desteğini alan Suriye ordusu, Halep’in güneyinde geniş çaplı bir operasyona başladı.

Türkiye’nin El Bab ve Menbiç sonrası hedefinin Halep olduğunu en iyi bilenlerden birisi de Hizbullah lideri Nasrallah. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın “Musul bizimdi, tarihe bakın” sözlerine yanıt veren Hizbullah lider Hasan Nasrallah, “Iraklılar Musul için savaşıyor, karşılığındaysa Türkiye gelip ‘Musul Türk’tür ve Türkiye’ye geri verilmelidir’ diyor. Halep’te de aynısı. ‘Halep bizimdir, Suriye’nin değil’ diyorlar. Bakın, bu her gün meydana çıkıyor” ifadelerini kullanıyor. (Bkz. https://tr.sputniknews.com/ortadogu/201610231025436229-hizbullah-nasrallah-erdogan-musul/ ) Halep savaşının, savaş meydanında stratejik ve siyasi olarak çok büyük sonuçlar doğurduğunu, Halep savaşının, bölgenin kaderini belirleyecek bir savaş olduğunu, Musul operasyonunun da Halep savaşı kadar önemli olduğunu söyleyen Hizbullah lideri Nasrallah; Türkiye’nin Suriye ve Irak’taki hareketleri hakkında da şunları belirtiyor; “Ankara yarın kalkıp derse Halep Türkiye’nin Suriyelilerin değil şaşırmayın. Çünkü bugün Musul hakkında da aynı şeyi iddiayı ediyorlar. Türkiye kendini savunmak için Musul’da savaşmak istiyor. Fakat Haşdi Şabi’nin IŞİD’e karşı savaşmasına karşı çıkıyor.” diyor. (Bkz. http://www.tasnimnews.com/tr/news/2016/10/24/1220227/t%C3%BCrkiye-yar%C4%B1n-halep-de-bizim-diyebilir )

TSK; El Bab ve Menbiç operasyonlarını tamamlayıncaya kadar Halep düşmeyecektir. Bu süreçte; Türkiye’nin niyet okumasını yapan İran; Suriye’de tüm gücüyle Halep kentinin savunmasını kırmaya ve kenti düşürmeye çalışacak. İran’ın özellikle Irak’ta ABD ile ittifakından rahatsız olan Rusya; Türkiye’nin ABD’yi bölgeyi zora sokan her askeri harekatına destek vermeyi sürdürebilir. Bunu en iyi ifade eden Times gazetesinin Ortadoğu muhabiri Richard Spencer. Nitekim Spencer’ın “Türk savaş uçaklarının Halep’in kuzeyinde YPG mevzilerini bombalaması “ABD ve NATO’nun stratejisine yeni bir darbe” ifadesi, Rusya için bulunmaz bir Hint kumaşı mahiyetinde.

Ömür Çelikdönmez
Twitter: @oc32oc39
omurcelikdonmez@hotmail.com

İlgili Yazılar

1 Yorum

  1. Kemal Beşik - -

    Size bir sorum olacak hocam dün rastladım bir yazıda denmiş ki Ortadogu da davetliler arasında isminizi bulamazsanız büyük ihtimalle isminiz menü’dedir” Şimdi Türkiyenin ismi davetliler listesin demi? Yoksa Menü demi?

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir